Medyada gördüğümüz, beğendiğimiz kişiler, olaylar bizi nasıl etkiliyor? Kitle iletişim araçları ve bunun yanında yeni medya araçları ile hayatlarımız onların doğrultusunda değişiyor. Televizyonda karşımıza çıkan insanları seviyor, beğeniyor ve onlar gibi olmak için çabalıyoruz. Kendimizi o gördüğümüz kişilerle özdeşleştiriyor, onlar ile etkileşim kuruyoruz.
Donald Horton ve Richard Wohl medyada gördüğümüz olaylar ve insanlar üzerinde etkisini açıklamak adına böyle bir kuram ortaya atmışlardır. Bu düşünürlere göre insanlar televizyonda gördükleri karakterler ile tek yönlü bir iletişim gerçekleştiriyor. İzleyiciler karşılarına çıkan o karakterleri benimsiyor, onlar gibi düşünebiliyor, onlar gibi davranabiliyorlar ve onlar gibi hissetmeye başlıyorlar. O karakterler gibi olmak izleyici için bir mutluluk kaynağı oluyor. Çünkü artık o karakter gibi olmuş veya onun bir parçasını taşıyor oluyor. Onlar gibi giyiniyor ve izlenilen karakteri taklit etme davranışı gerçekleştiriyor. Böylelikle parasosyal bir etkileşim oluyor.
Leon filminden sonra bütün kadınların saçlarını Mathilda'nın saçı gibi kestirmeleri, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinden sonra erkeklerdeki Polat Alemdar kıyafetleri, kabanı, Sıla dizisi ile insanların akın akın Sıla tokaları almaları veya Muhteşem Yüzyıl dizisi ile beraber Hürrem Sultan yüzükleri, takıları, takımları ve birçok örnek daha...
Diziler, filmler, reklamlarda görülen kişiler toplum hayatını şekillendiren, yön veren karakterlerdir. İnsanlar gördükleri bu kişiler ile özdeşleşmek için onların kıyafetlerini kullanmaktadır. Onlarla arkadaşlık kurmaktadır. Sosyal hayattan, gerçek hayattan soyutlanan kişiler o karakterler ile arkadaş olmaktadır. Ekranda görülen kişilerin çekiciliği, başarıları, yetenekleri izleyici tarafından daha fazla parasosyal ilişkiyi sağladığı görülmektedir. Diyelim ki ekrandaki karakter büyük bir başarı kazandı, büyük bir sevinç yaşıyor. Peki ekranın karşısında biz ne yapıyoruz. Karşıdaki izleyici de onunla aynı hisleri paylaşıyor, onunla gurur duyuyor ve mutluluğunu yaşıyor.
Ya da o karakter bir kişiyle problem yaşıyor, cazip gelen o karakterin düşmanı seyircinin de düşmanı olmaktadır. Düşman karakterlere karşı sosyal medya linçleri bile yaşanmaktadır. 10 yıl öncesinde Çakır karakterinin ölmesi insanlarda büyük bir etki yaratmıştır. Hatta insanların o karakter için cenaze namazları kıldığı ve onun için yas tuttuğu da olmuştur. Mesela Açlık Oyunları film serisi sonrasında insanların okçuluk dersleri almak için büyük isteklerinin olduğu da görülmektedir.
Toplumun şekillenmesine yön veren, tutum ve davranışları oluşturmada etkili olan medya karakterleri, kültürün de değişmesinde etkilidir. Düşünerek, kendi kararlarımız ile adım atmak, gerçek hayatı fark etmek, toplum için daha faydalı olacaktır. Bilinçli izleyici olmak daha da bir önem kazanacaktır.
Özgün İçerik: Sevil Gödek
Donald Horton ve Richard Wohl medyada gördüğümüz olaylar ve insanlar üzerinde etkisini açıklamak adına böyle bir kuram ortaya atmışlardır. Bu düşünürlere göre insanlar televizyonda gördükleri karakterler ile tek yönlü bir iletişim gerçekleştiriyor. İzleyiciler karşılarına çıkan o karakterleri benimsiyor, onlar gibi düşünebiliyor, onlar gibi davranabiliyorlar ve onlar gibi hissetmeye başlıyorlar. O karakterler gibi olmak izleyici için bir mutluluk kaynağı oluyor. Çünkü artık o karakter gibi olmuş veya onun bir parçasını taşıyor oluyor. Onlar gibi giyiniyor ve izlenilen karakteri taklit etme davranışı gerçekleştiriyor. Böylelikle parasosyal bir etkileşim oluyor.
Leon filminden sonra bütün kadınların saçlarını Mathilda'nın saçı gibi kestirmeleri, Kurtlar Vadisi Pusu dizisinden sonra erkeklerdeki Polat Alemdar kıyafetleri, kabanı, Sıla dizisi ile insanların akın akın Sıla tokaları almaları veya Muhteşem Yüzyıl dizisi ile beraber Hürrem Sultan yüzükleri, takıları, takımları ve birçok örnek daha...
Diziler, filmler, reklamlarda görülen kişiler toplum hayatını şekillendiren, yön veren karakterlerdir. İnsanlar gördükleri bu kişiler ile özdeşleşmek için onların kıyafetlerini kullanmaktadır. Onlarla arkadaşlık kurmaktadır. Sosyal hayattan, gerçek hayattan soyutlanan kişiler o karakterler ile arkadaş olmaktadır. Ekranda görülen kişilerin çekiciliği, başarıları, yetenekleri izleyici tarafından daha fazla parasosyal ilişkiyi sağladığı görülmektedir. Diyelim ki ekrandaki karakter büyük bir başarı kazandı, büyük bir sevinç yaşıyor. Peki ekranın karşısında biz ne yapıyoruz. Karşıdaki izleyici de onunla aynı hisleri paylaşıyor, onunla gurur duyuyor ve mutluluğunu yaşıyor.
Ya da o karakter bir kişiyle problem yaşıyor, cazip gelen o karakterin düşmanı seyircinin de düşmanı olmaktadır. Düşman karakterlere karşı sosyal medya linçleri bile yaşanmaktadır. 10 yıl öncesinde Çakır karakterinin ölmesi insanlarda büyük bir etki yaratmıştır. Hatta insanların o karakter için cenaze namazları kıldığı ve onun için yas tuttuğu da olmuştur. Mesela Açlık Oyunları film serisi sonrasında insanların okçuluk dersleri almak için büyük isteklerinin olduğu da görülmektedir.
Toplumun şekillenmesine yön veren, tutum ve davranışları oluşturmada etkili olan medya karakterleri, kültürün de değişmesinde etkilidir. Düşünerek, kendi kararlarımız ile adım atmak, gerçek hayatı fark etmek, toplum için daha faydalı olacaktır. Bilinçli izleyici olmak daha da bir önem kazanacaktır.
Özgün İçerik: Sevil Gödek
0 Yorum
Yorum Yap