Bu yazıyı neden okumalısın ?
Eğer yaşadığın dünyayı tanımaya ihtiyaç duyuyorsan ve büyük hedeflerin varsa bu yazı tam sana göre.
Merhabalar Sevgili Türk Gençliği,
Türk Gençliği'nin dikkatine serisinin 3. yazıyla karşınızdayım geçtiğimiz yazıların ilkinde yaşamakta olduğumuz dünyanın kuşaklarını ve bunların özelliklerini tanımış ikinci yazı ile de gençliğimizin ortak özelliklerinden korkularından, hedeflerinden bahsetmiştik bunların hepsinin kaynağı olan Fatoş Karahasan Hoca'nın kitabı olan Açılın Gençler Geliyor adlı araştırma kitabı bu yazının kaynağı olacaktır.
Pekala şimdi sıra geldi kendimizi dünya ile karşılaştırmaya bu yazıda Dünyadaki Gençlikle Türkiye'deki Gençliğin 7 ortak özelliği neler olarak belirlenmiş öğreneceğiz.
Ortak Özellikleri:
1) Kalabalıklar
Dünya nüfusu hızla artarken bazı kuşaklar azalıp diğerleri artıyor. İşte bu artış ve azalış kültürleri, eğitimi, zamanın ruhunu, alışveriş ve beslenme alışkanlıklarını, eğlenme şekillerini ve daha birçok unsuru etkiliyor. Birleşmiş milletlerin 2015 yılı verilerine göre , dünyada 15-24 yaş aralığında bulunan 1,2 milyar genç vardır. BM, bu sayınını 2030 yılında %7 oranında büyüyerek 1,3 milyara ulaşacağını öngörüyor. Sayılar Y ve Z neslinin üstünlüğünü ortaya koyuyor . Hatta şunda Z nesli ABD'nin en kalabalık nesli konumunda. Peki bir diğer nesil Alfa Nesli için durum nedir?
Fütürist Mark McCrindle'a göre, Alfa Nesli 20 yaşına geldiğinde , kabaca 2034 yılında, dünya nüfusu 8,2 milyar olacak ve Alfa Nesli yetişkin olduğu dönemde Çin ve Hindistan ağırlık merkezi olacak.
2) Anne babayla uzun süre birlikte yaşıyorlar
Türkiye' de gözlemlenen aileye güvenme ve birlikte yaşama eğiliminin dünyada da görüldüğü fark edilmiş. Örneğin, Pew Research Center 'ın 2016 yılında ABD' de yaptığı bir araştırmaya göre, 25-35 yaş grubu Amerikalı gençlerin yüzde 15'i anne babasıyla yaşıyor. Bunun sebebi ilk anda işsizlik gibi görünebilir ancak 2016 yılında toplanan verilere göre, genç yetişkinlerde işsizlik oranı yüzde 5,1'e düşmüş. Buna karşın evde yaşamayı sürdüren 25-35 yaş grubunun oranı 2010'da %12 2016'da %15 'e yükselmiş.
Peki herkes ailesiyle daha uzun yaşıyorsa evlilikle ilgili eğilim ne durumda ?
Gençler evlenme fikrine sıcak bakıyorlar , ancak kararını geciktiriyorlar. Bu yüzden evlenip kendi evine çıkanların oranında ciddi bir düşüş var. 1970 ' ler de evlilik yaşı 23 iken Millenials arasında bu sınır 30' lara kadar çıkıyor. Bir diğer araştırma ise boşanma oranıyla ilgili ABD' de her 10 çocuktan altısının iki ebeveynle büyüdüğü dikkat çekiyor. Bu her on çocuktan dördünün anne babasının boşandığını ortaya çıkartıyor.
3) Zor bir dünya da yaşadıklarının bilincindeler
Finansal ve sosyal krizler, çevre sorunları, terör, savaşlar artan suç oranları tüm dünyada benzer kaygılara neden oluyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 28 ülkede Eylül- Ekim 2017 raporuna göre, insanların %79' u dünyanın çok hızlı değiştiğini düşünüyor. %82'siyse, dünyanın giderek daha tehlikeli bir yer haline geldiğini düşünüyor ve bundan endişe duyuyor ayrıca küresel nüfusun yarısı teknolojik gelişmenin yaşamlarımızı tahrip edeceğinden korkuyor. Birbirinden farklı konular hakkında biriken kaygılar ortaya daha farklı sonuçlar çıkartıyor. GEnçlerin duygusal sorunlarıyla başa çıkmakta zorlandıkları da dikkat çekiyor. ABD' de Center for Dİsease Control and Prevention , lise öğrencilerinin %17 ' sinin ciddi anlamda kendini öldürmeyi düşündüğü ortaya çıkmış. The Guardian araştırmasına göre, İngiltere'de 15 yaşındaki her ergenden birinin geçtiğimiz yıl kendisine zarar verecek bir şey yaptığı ortaya çıkmış.
Kaygılar , korkular su yüzeyine çıkmak için kendilerini fiziksel eylemler aracılığıyla her zaman gösterirler bu kimi zaman kendisini kimi zaman başkasını fiziksel, duygusal ve başka yollarla incitmek olarak ta karşımıza çıkmakta ve bu oranlar sürekli artmaktadır . Kaygı ve korku artışı ve akabinde gelen olumsuzluklar birbiriyle doğru orantılı çalışarak bir kısır döngü yaratmaktadır. Zihnimizi korumak için yollar bulmaya bizi zorlayan bir etki olarak karşımıza sık sık çıkmaya başlamış durumda.
Son kaygı sebebi ise işsizlik hakkında rapora göre gençliğin %79'u iş bulamayacağını düşünürken %72'si ise eski borçlarını ödeyemeyeceğinden korkuyor. Öte yandan büyük kuruluşları açgözlü, güvenilmez, sahtekar ve istismar edici buluyorlar.
4) Gençlerin iş dünyasından beklentileri var
Türkiye'deki gençler gibi, Batı ülkelerindeki gençlikte iş dünyasının kendi taleplerine cevap verebilecek şekilde değişmesini istiyorlar. Şirketlerin daha esnek davranmasını ,yöneticilerin yol göstermesini ve mutlu bir çalışma ortamı yaratılmasını talep ediyorlar.
Y ve Z nesilleri sosyal ağlarla kesintisiz olarak birbirlerine bağlıdırlar. Dolayısıyla şirketlerin sunduğu imkanlardan, çalışanların yaşadığı sorunlar ve iş fırsatları hakkında kolayca bilgi sahibi olabiliyorlar. Gelişmiş bir teknoloji çağına doğdulkarı için dünyaya bakış açıları diğer nesillere göre oldukça farklı ve sorunlara neden oluyor.İş ve yaşam dengesini çok önemseyen Y ve Z nesilleri diğer nesiller tarafından sorumsuz, ilgisiz ve sadakatsiz olmakla eleştiriliyor.
Şimdi 2016 yılında Gallup'un yayımladığı How Millennials Want To Work and Live ? (Millennials nasıl yaşamak ve çalışmak istiyor ?) Bu başlıklı bir araştırmadan faydalanacağız.
Millennials' ın 3 temel özelliği:
Gallup Araştırmasına göre, DR. Jim Harter, bu neslin "yaşamlarını iş için feda etmeyecek bir nesil " olduğuna dikkat çekiyor ve bu neslinde karakterini belirleyen önemli 3 unsur üzerinde duruyor.
a- Olumsuz Aile Örnekleri
Bu neslin üyeleri, anne babalarının işleri yüzünden yaşadığı yüksek stres düzeyine tanık oldular. Millennials'ın çoğu çocukluklarında okuldan eve döndüklerinde kendilerini kimse karşılamadı. Anne babalarının eksikliğinin sıkıntısını yaşadılar. Haftada en az 40 saat çalışan bir iş ortamının anne ve babalarının stres düzeyini arttırdığını ve bunun hayatlarını zehir ettiğine tanık oldular.
Bu yüzden yaşamlarını iş için feda etmek istemiyorlar. Bir işin başında geçirdikleri saatlerle değil ürettikleri sonuçlarla değerlendirilmek istiyorlar.
b- Seyahat Eden Ekipler ve Helikopter Anne Babalar
Baby Boomer (1946-1964) ve X Nesli' nin çocukları futbol oynayarak büyüdüler. Her seferinde sadece bir iş yaptılar. Buna karşın Millennials çocukları aşırı yüklü bir programla yetiştirildiler. Tüm boş vakitleri bir kursla dolacak şekilde büyüdüler ve sürekli bir yarışın içinde olmayı doğal karşılayan kişiler oldular daha net bir ifadeye rekabetçi bir özellik kazandılar. Ayrıca anne babalar da onların hafta sonu etkinliklerine ve daha birçok süreçte onlarla beraber olup onları övdüler .Bu yüzden daha sık geri bildirim ve onaya ihtiyaç duyan bir nesil yetişti. Şimdi bu neslin üyeleri yöneticilerinden olabildiğince kişiselleştirilmiş ilgi talep ediyor. Hatta çok fazla "like/beğenme" ve "comment/yorum" alma ihtiyacıyla da bağlantılı bir konu .
c- İşsizlik Korkusu
Millennials neslinin gençlerinin iş konusunda gayet net fikirlere sahipler. Çalıştıkları işten emekli olmak gibi bir kaygıya ya da işlerini kaybetme korkusuna pek sahip değiller. Örneğin Gallup 'un bir araştırmasına yanıt veren Millennials 'ın % 21'i geçtiğimiz yıl içinde iş değişme oranının tam üç katı. Aynı araştırmanın sonuçları, gençlerin % 93'nün son görev değişikliklerinde şirketten ayrıldığını da ortaya koyuyor. Millennials grubunun iş değiştirmesi ve yüksek eleman dönüşümü oranları ABD ekonomisine yılda 30,5 milyar dolara mal oluyor.
5) Teknoloji bir araç değil bir yaşam biçimi
Y ve Z Nesli yaşları birbirine yakın olsa bile teknoloji kullanımı açısından farklı iki grup olarak ele alınmalıdır diyor Y Nesli geçiş dönemi nesli olarak geleneksel mecrayı tanıyarak büyümüş bireylerdir. Oysa Z nesli 'nin çocukluğu cep telefonunun yaygınlaştığı döneme denk geldiği için bu grup teknolojiye daha yatkındır.
Peki bu nesil bilgiye nasıl ulaşıyor gençler İnternet bilgisayardan bağlanmaktansa telefondan bağlanmayı daha çok tercih ediyor. Genellikle kullandıkları sitelerse Google veya bir başka arama motoru, Wikipedia ya da bir başka online ansiklopedi ancak şuan Wikipedia ülkemizde yasak olduğundan Wikipedia 'nın yerine daha çok sözlükler almaya başlamış durumda bir diğer bilgi kaynağı ise Youtube ve ya başka bir sosyal medya sitesi ve en sonda gelen bilgi kaynağı ise arkadaşlar olarak bulunmuş.
Öğretmenlere göre dikkati çok kolay dağılan bir nesil geliyor. Bu konuyla ilgili birkaç uzmandan duyduğum bulgularda bunu destekler nitelikte öğretmen yetiştiren üniversite hocaları bir işin başında uzun süre kalamayan bir nesli 40 dakika sınıfta nasıl tutacağımızı bulmaya çalışıyoruz gibi cümleler kuruyor. Oldukça hassas bir noktada dünyanın her yerinde kendini aynı şekilde gösteriyor.
Derken bir diğer farklı bakış açısı kendini şöyle gösteriyor. Stratejist Jeremy Finch Z Nesli 'nin dikkat eşiğinin 8 saniyeye düşmesi hakkındaki haberleri "bu bir dikkat sorunu değildir.. 8 saniyelik bir filtredir. " şeklinde yorumluyor. Finch'in de vurguladığı gibi, bu nesil seçeneklerin sonsuz ama zamanın kısıtlı olduğu dünyada büyüdü. Böylece çok büyük ölçüdeki bilgiyi hızla ayrıştırmayı ve değerlendirmeyi öğrendi. Mobil uygulamaların "trending" sayfalarından en yeni en popüler içeriklere ulaşma konusunda çok başarılılar. Herhangi bir şey dikkatlerini çekecek olursa Z nesli yoğun bir biçimde ona odaklanıyor ve onunla ilgileniyor. İnternet ise istedikleri her konu da en ayrıntılı bilgiye erişme ve kendileriyle benzer konularla ilgilenen kişilerden öğrenme imkanı sunuyor.
Ancak sürekli online durumda olan Z Nesli sosyal medya yüzünden kendini değersiz hissediyor.Ayrıca hemen hemen yaşamlarının tüm anını teknolojiyi kullanarak geçiren gençler öfkelerini yansıtmak içinde İnternet ve sosyal mecraları kullanıyor. Anonim bir şekilde insanlara her istediğini söyleyebilmenin bunları kişinin yüzüne söylemekten %80 daha kolay olduğu belirlenmiş ki siber saldırganlık/ zorbalık örnekleriyle hemen hemen herkes kolayca karşılaşabiliyor.
6) Gençler eğitimi çok önemsiyorlar
Türkiye'de olduğu gibi, diğer ülkelerdeki gençler de eğitime büyük önem veriyorlar ve ABD' de Y kuşağın üniversiteye gitme oranları artıyor ancak yüksek üniversite masraflarını nasıl karşılayacaklarına dair kaygılı durumdalar bu konuda ailelerinde maddi destek almayı umuyor ya da burs kazanmanın yollarını arıyorlar. Sanırım üniversitelerde herkes için yeterli yer yok .
7) Tüketim biçimleri ve markalarla ilişkileri değişiyor.
Pazarlama dünyası için gençlere ulaşmak oldukça önemli hatta gençler yetmiyor daha da küçük yaş gruplarına dahi ulaşmak adına bir sürü girişimde görmekteyiz . Ancak gençler daha önceki yazıda da bahsettiğim gibi harcamak için para kazanıyor. Bu bakış açısı ise harcama gücünü giderek artacağına işaret ediyor. Bir diğer nokta ise yeni nesil geleneksel stereo tiplerden kopuyor daha önceki nesiller medya tarafından biçimlenen bir dünya görüşüne sahipti ama bu gençler düzenli olarak dünyanın her bir köşesindeki bireylerle iletişim içinde olabiliyor. Yine sosyal medya hakkında belirlenen bir durum ise "FOMO" olarak adlandırılan "Fear of missing out" yani gündemi kaçırma korkusu bu korku gençleri sürekli online olmaya itiyor iken birde çoğu gencin hayali ilerde Youtube üzerinden ünlü olmak yönünde şekillenmiş durumda.
Pekala reklamlar ve şirketler hakkındaki düşünceler ne durumda?
1300 gençle yapılan bir araştırmada Millennials 'ın %99 'u çarpıcı bir reklamın bir markaya olan güveni arttıracağı fikrini reddediyor. %75'i şirketlerin kendi gündemlerine saplandığı ve toplum yararına işler yapmaya uzak olduğunu düşünüyor. %81 'i satın alma kararını İnternette ki yorumlara göre veriyor.
Dünya ve Türkiye Gençliğinin ortak yönleri bu şekilde belirlenmiş durumda. Bir diğer yazı ise "Türk Gençliği ve Dünya Gençliği farklılıkları" üzerine olacak şimdilik herkese mükemmele bir hayat diliyorum.
Özel İçerik : Bu içerik ÖğrenciKariyeri yazarlarından İzlem Nur Türkel tarafından oluşturulmuştur.
Görsel Kaynağı1 Görsel Kaynağı 3 Görsek Kaynağı 4
Eğer yaşadığın dünyayı tanımaya ihtiyaç duyuyorsan ve büyük hedeflerin varsa bu yazı tam sana göre.
Merhabalar Sevgili Türk Gençliği,
Türk Gençliği'nin dikkatine serisinin 3. yazıyla karşınızdayım geçtiğimiz yazıların ilkinde yaşamakta olduğumuz dünyanın kuşaklarını ve bunların özelliklerini tanımış ikinci yazı ile de gençliğimizin ortak özelliklerinden korkularından, hedeflerinden bahsetmiştik bunların hepsinin kaynağı olan Fatoş Karahasan Hoca'nın kitabı olan Açılın Gençler Geliyor adlı araştırma kitabı bu yazının kaynağı olacaktır.
Pekala şimdi sıra geldi kendimizi dünya ile karşılaştırmaya bu yazıda Dünyadaki Gençlikle Türkiye'deki Gençliğin 7 ortak özelliği neler olarak belirlenmiş öğreneceğiz.
Ortak Özellikleri:
1) Kalabalıklar
Dünya nüfusu hızla artarken bazı kuşaklar azalıp diğerleri artıyor. İşte bu artış ve azalış kültürleri, eğitimi, zamanın ruhunu, alışveriş ve beslenme alışkanlıklarını, eğlenme şekillerini ve daha birçok unsuru etkiliyor. Birleşmiş milletlerin 2015 yılı verilerine göre , dünyada 15-24 yaş aralığında bulunan 1,2 milyar genç vardır. BM, bu sayınını 2030 yılında %7 oranında büyüyerek 1,3 milyara ulaşacağını öngörüyor. Sayılar Y ve Z neslinin üstünlüğünü ortaya koyuyor . Hatta şunda Z nesli ABD'nin en kalabalık nesli konumunda. Peki bir diğer nesil Alfa Nesli için durum nedir?
Fütürist Mark McCrindle'a göre, Alfa Nesli 20 yaşına geldiğinde , kabaca 2034 yılında, dünya nüfusu 8,2 milyar olacak ve Alfa Nesli yetişkin olduğu dönemde Çin ve Hindistan ağırlık merkezi olacak.
2) Anne babayla uzun süre birlikte yaşıyorlar
Türkiye' de gözlemlenen aileye güvenme ve birlikte yaşama eğiliminin dünyada da görüldüğü fark edilmiş. Örneğin, Pew Research Center 'ın 2016 yılında ABD' de yaptığı bir araştırmaya göre, 25-35 yaş grubu Amerikalı gençlerin yüzde 15'i anne babasıyla yaşıyor. Bunun sebebi ilk anda işsizlik gibi görünebilir ancak 2016 yılında toplanan verilere göre, genç yetişkinlerde işsizlik oranı yüzde 5,1'e düşmüş. Buna karşın evde yaşamayı sürdüren 25-35 yaş grubunun oranı 2010'da %12 2016'da %15 'e yükselmiş.
Peki herkes ailesiyle daha uzun yaşıyorsa evlilikle ilgili eğilim ne durumda ?
Gençler evlenme fikrine sıcak bakıyorlar , ancak kararını geciktiriyorlar. Bu yüzden evlenip kendi evine çıkanların oranında ciddi bir düşüş var. 1970 ' ler de evlilik yaşı 23 iken Millenials arasında bu sınır 30' lara kadar çıkıyor. Bir diğer araştırma ise boşanma oranıyla ilgili ABD' de her 10 çocuktan altısının iki ebeveynle büyüdüğü dikkat çekiyor. Bu her on çocuktan dördünün anne babasının boşandığını ortaya çıkartıyor.
3) Zor bir dünya da yaşadıklarının bilincindeler
Finansal ve sosyal krizler, çevre sorunları, terör, savaşlar artan suç oranları tüm dünyada benzer kaygılara neden oluyor. Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 28 ülkede Eylül- Ekim 2017 raporuna göre, insanların %79' u dünyanın çok hızlı değiştiğini düşünüyor. %82'siyse, dünyanın giderek daha tehlikeli bir yer haline geldiğini düşünüyor ve bundan endişe duyuyor ayrıca küresel nüfusun yarısı teknolojik gelişmenin yaşamlarımızı tahrip edeceğinden korkuyor. Birbirinden farklı konular hakkında biriken kaygılar ortaya daha farklı sonuçlar çıkartıyor. GEnçlerin duygusal sorunlarıyla başa çıkmakta zorlandıkları da dikkat çekiyor. ABD' de Center for Dİsease Control and Prevention , lise öğrencilerinin %17 ' sinin ciddi anlamda kendini öldürmeyi düşündüğü ortaya çıkmış. The Guardian araştırmasına göre, İngiltere'de 15 yaşındaki her ergenden birinin geçtiğimiz yıl kendisine zarar verecek bir şey yaptığı ortaya çıkmış.
Kaygılar , korkular su yüzeyine çıkmak için kendilerini fiziksel eylemler aracılığıyla her zaman gösterirler bu kimi zaman kendisini kimi zaman başkasını fiziksel, duygusal ve başka yollarla incitmek olarak ta karşımıza çıkmakta ve bu oranlar sürekli artmaktadır . Kaygı ve korku artışı ve akabinde gelen olumsuzluklar birbiriyle doğru orantılı çalışarak bir kısır döngü yaratmaktadır. Zihnimizi korumak için yollar bulmaya bizi zorlayan bir etki olarak karşımıza sık sık çıkmaya başlamış durumda.
Son kaygı sebebi ise işsizlik hakkında rapora göre gençliğin %79'u iş bulamayacağını düşünürken %72'si ise eski borçlarını ödeyemeyeceğinden korkuyor. Öte yandan büyük kuruluşları açgözlü, güvenilmez, sahtekar ve istismar edici buluyorlar.
4) Gençlerin iş dünyasından beklentileri var
Türkiye'deki gençler gibi, Batı ülkelerindeki gençlikte iş dünyasının kendi taleplerine cevap verebilecek şekilde değişmesini istiyorlar. Şirketlerin daha esnek davranmasını ,yöneticilerin yol göstermesini ve mutlu bir çalışma ortamı yaratılmasını talep ediyorlar.
Y ve Z nesilleri sosyal ağlarla kesintisiz olarak birbirlerine bağlıdırlar. Dolayısıyla şirketlerin sunduğu imkanlardan, çalışanların yaşadığı sorunlar ve iş fırsatları hakkında kolayca bilgi sahibi olabiliyorlar. Gelişmiş bir teknoloji çağına doğdulkarı için dünyaya bakış açıları diğer nesillere göre oldukça farklı ve sorunlara neden oluyor.İş ve yaşam dengesini çok önemseyen Y ve Z nesilleri diğer nesiller tarafından sorumsuz, ilgisiz ve sadakatsiz olmakla eleştiriliyor.
Şimdi 2016 yılında Gallup'un yayımladığı How Millennials Want To Work and Live ? (Millennials nasıl yaşamak ve çalışmak istiyor ?) Bu başlıklı bir araştırmadan faydalanacağız.
Millennials' ın 3 temel özelliği:
Gallup Araştırmasına göre, DR. Jim Harter, bu neslin "yaşamlarını iş için feda etmeyecek bir nesil " olduğuna dikkat çekiyor ve bu neslinde karakterini belirleyen önemli 3 unsur üzerinde duruyor.
a- Olumsuz Aile Örnekleri
Bu neslin üyeleri, anne babalarının işleri yüzünden yaşadığı yüksek stres düzeyine tanık oldular. Millennials'ın çoğu çocukluklarında okuldan eve döndüklerinde kendilerini kimse karşılamadı. Anne babalarının eksikliğinin sıkıntısını yaşadılar. Haftada en az 40 saat çalışan bir iş ortamının anne ve babalarının stres düzeyini arttırdığını ve bunun hayatlarını zehir ettiğine tanık oldular.
Bu yüzden yaşamlarını iş için feda etmek istemiyorlar. Bir işin başında geçirdikleri saatlerle değil ürettikleri sonuçlarla değerlendirilmek istiyorlar.
b- Seyahat Eden Ekipler ve Helikopter Anne Babalar
Baby Boomer (1946-1964) ve X Nesli' nin çocukları futbol oynayarak büyüdüler. Her seferinde sadece bir iş yaptılar. Buna karşın Millennials çocukları aşırı yüklü bir programla yetiştirildiler. Tüm boş vakitleri bir kursla dolacak şekilde büyüdüler ve sürekli bir yarışın içinde olmayı doğal karşılayan kişiler oldular daha net bir ifadeye rekabetçi bir özellik kazandılar. Ayrıca anne babalar da onların hafta sonu etkinliklerine ve daha birçok süreçte onlarla beraber olup onları övdüler .Bu yüzden daha sık geri bildirim ve onaya ihtiyaç duyan bir nesil yetişti. Şimdi bu neslin üyeleri yöneticilerinden olabildiğince kişiselleştirilmiş ilgi talep ediyor. Hatta çok fazla "like/beğenme" ve "comment/yorum" alma ihtiyacıyla da bağlantılı bir konu .
c- İşsizlik Korkusu
Millennials neslinin gençlerinin iş konusunda gayet net fikirlere sahipler. Çalıştıkları işten emekli olmak gibi bir kaygıya ya da işlerini kaybetme korkusuna pek sahip değiller. Örneğin Gallup 'un bir araştırmasına yanıt veren Millennials 'ın % 21'i geçtiğimiz yıl içinde iş değişme oranının tam üç katı. Aynı araştırmanın sonuçları, gençlerin % 93'nün son görev değişikliklerinde şirketten ayrıldığını da ortaya koyuyor. Millennials grubunun iş değiştirmesi ve yüksek eleman dönüşümü oranları ABD ekonomisine yılda 30,5 milyar dolara mal oluyor.
5) Teknoloji bir araç değil bir yaşam biçimi
Y ve Z Nesli yaşları birbirine yakın olsa bile teknoloji kullanımı açısından farklı iki grup olarak ele alınmalıdır diyor Y Nesli geçiş dönemi nesli olarak geleneksel mecrayı tanıyarak büyümüş bireylerdir. Oysa Z nesli 'nin çocukluğu cep telefonunun yaygınlaştığı döneme denk geldiği için bu grup teknolojiye daha yatkındır.
Peki bu nesil bilgiye nasıl ulaşıyor gençler İnternet bilgisayardan bağlanmaktansa telefondan bağlanmayı daha çok tercih ediyor. Genellikle kullandıkları sitelerse Google veya bir başka arama motoru, Wikipedia ya da bir başka online ansiklopedi ancak şuan Wikipedia ülkemizde yasak olduğundan Wikipedia 'nın yerine daha çok sözlükler almaya başlamış durumda bir diğer bilgi kaynağı ise Youtube ve ya başka bir sosyal medya sitesi ve en sonda gelen bilgi kaynağı ise arkadaşlar olarak bulunmuş.
Öğretmenlere göre dikkati çok kolay dağılan bir nesil geliyor. Bu konuyla ilgili birkaç uzmandan duyduğum bulgularda bunu destekler nitelikte öğretmen yetiştiren üniversite hocaları bir işin başında uzun süre kalamayan bir nesli 40 dakika sınıfta nasıl tutacağımızı bulmaya çalışıyoruz gibi cümleler kuruyor. Oldukça hassas bir noktada dünyanın her yerinde kendini aynı şekilde gösteriyor.
Derken bir diğer farklı bakış açısı kendini şöyle gösteriyor. Stratejist Jeremy Finch Z Nesli 'nin dikkat eşiğinin 8 saniyeye düşmesi hakkındaki haberleri "bu bir dikkat sorunu değildir.. 8 saniyelik bir filtredir. " şeklinde yorumluyor. Finch'in de vurguladığı gibi, bu nesil seçeneklerin sonsuz ama zamanın kısıtlı olduğu dünyada büyüdü. Böylece çok büyük ölçüdeki bilgiyi hızla ayrıştırmayı ve değerlendirmeyi öğrendi. Mobil uygulamaların "trending" sayfalarından en yeni en popüler içeriklere ulaşma konusunda çok başarılılar. Herhangi bir şey dikkatlerini çekecek olursa Z nesli yoğun bir biçimde ona odaklanıyor ve onunla ilgileniyor. İnternet ise istedikleri her konu da en ayrıntılı bilgiye erişme ve kendileriyle benzer konularla ilgilenen kişilerden öğrenme imkanı sunuyor.
Ancak sürekli online durumda olan Z Nesli sosyal medya yüzünden kendini değersiz hissediyor.Ayrıca hemen hemen yaşamlarının tüm anını teknolojiyi kullanarak geçiren gençler öfkelerini yansıtmak içinde İnternet ve sosyal mecraları kullanıyor. Anonim bir şekilde insanlara her istediğini söyleyebilmenin bunları kişinin yüzüne söylemekten %80 daha kolay olduğu belirlenmiş ki siber saldırganlık/ zorbalık örnekleriyle hemen hemen herkes kolayca karşılaşabiliyor.
6) Gençler eğitimi çok önemsiyorlar
Türkiye'de olduğu gibi, diğer ülkelerdeki gençler de eğitime büyük önem veriyorlar ve ABD' de Y kuşağın üniversiteye gitme oranları artıyor ancak yüksek üniversite masraflarını nasıl karşılayacaklarına dair kaygılı durumdalar bu konuda ailelerinde maddi destek almayı umuyor ya da burs kazanmanın yollarını arıyorlar. Sanırım üniversitelerde herkes için yeterli yer yok .
7) Tüketim biçimleri ve markalarla ilişkileri değişiyor.
Pazarlama dünyası için gençlere ulaşmak oldukça önemli hatta gençler yetmiyor daha da küçük yaş gruplarına dahi ulaşmak adına bir sürü girişimde görmekteyiz . Ancak gençler daha önceki yazıda da bahsettiğim gibi harcamak için para kazanıyor. Bu bakış açısı ise harcama gücünü giderek artacağına işaret ediyor. Bir diğer nokta ise yeni nesil geleneksel stereo tiplerden kopuyor daha önceki nesiller medya tarafından biçimlenen bir dünya görüşüne sahipti ama bu gençler düzenli olarak dünyanın her bir köşesindeki bireylerle iletişim içinde olabiliyor. Yine sosyal medya hakkında belirlenen bir durum ise "FOMO" olarak adlandırılan "Fear of missing out" yani gündemi kaçırma korkusu bu korku gençleri sürekli online olmaya itiyor iken birde çoğu gencin hayali ilerde Youtube üzerinden ünlü olmak yönünde şekillenmiş durumda.
Pekala reklamlar ve şirketler hakkındaki düşünceler ne durumda?
1300 gençle yapılan bir araştırmada Millennials 'ın %99 'u çarpıcı bir reklamın bir markaya olan güveni arttıracağı fikrini reddediyor. %75'i şirketlerin kendi gündemlerine saplandığı ve toplum yararına işler yapmaya uzak olduğunu düşünüyor. %81 'i satın alma kararını İnternette ki yorumlara göre veriyor.
Dünya ve Türkiye Gençliğinin ortak yönleri bu şekilde belirlenmiş durumda. Bir diğer yazı ise "Türk Gençliği ve Dünya Gençliği farklılıkları" üzerine olacak şimdilik herkese mükemmele bir hayat diliyorum.
Özel İçerik : Bu içerik ÖğrenciKariyeri yazarlarından İzlem Nur Türkel tarafından oluşturulmuştur.
Görsel Kaynağı1 Görsel Kaynağı 3 Görsek Kaynağı 4
0 Yorum
Yorum Yap