Globalleşen dünyada mesleklerimizi yapay zekalara teslim edebiliyorken hala maneviyatımızı diri tutmaya çalışıyoruz. Çünkü bizi biz yapan değerlerimizdir diyerek yazıya başlıyoruz.
Teknolojinin gelişimiyle beraber artık dünyanın bir ucundaki tanıdığımıza, yakınımıza çok rahat bir şekilde ulaşabiliyoruz. Tamam nerde o eski bayramlar diyoruz ama gönderilen bir mektuba aylarca cevap bekliyorduk, iletilip iletilmediğinden bile haberdar değildik. Bir de faydasını gözetmeliyiz diyerek bu örneği; ‘artık daha rahat ve hızlı bir şekilde bayramlaşabiliyoruz’ diye sonlandırıyorum.
Uzakları yakın edebiliyorken, yakınımızdakileri de bazen farkında olmadan uzaklaştırdığımızın altını çizmek isterim. Birbirimize sarılmadan önce telefonları ele alıp, kameraları başlatıyoruz. Sonrasında sosyal medyada paylaşmak ve beğeniydi mesajdı derken vakti öldürerek karşımızda duran insana bile uzak bir mesafe oluşturmuş olabiliyoruz, olmayalım.
Gelişmişliği de yanımıza alıp geride kalan kutlamaları da ilerletmek adına bayramlarımızın artık en popüler olan ‘‘dijital detoks’’ kavramını bir denesek mi?
Dijital detoks; telefon, bilgisayar gibi teknolojik unsurları normal kullanımından daha az şekilde kullanarak hem kendimizi bir noktada bağımlı olmamak adına durdurmak hem de etrafımızın farkına vararak sosyal çevreyi gerçek hayatta daha başarılı kılmamızı sağlıyor.
Evet sosyal medyada, mesaj uygulamalarında toplu mesaj yazıp rahatça paylaşabiliyoruz da gerçekten toplumun karşısına çıktığımız zaman yazdığımız mesajları rahatça söyleyebilecek kadar özgüvenli hissedebiliyor muyuz asıl mesele budur.
Her bayramda daha sosyal, daha özgüvenli, daha huzurlu, sağlıkla ve dijital detoksla geçirmemiz dileğiyle!
Özel İçerik: Duygu Çamurtaş