Öğrenci Kariyeri
El yazısından karakter tahlili yaparken kullanılan bilim dalına grafoloji denir. Kişilik testlerinin dışında bireylerin kendini veya bir başkasını analiz edebileceği bir yoldur. Her kişinin parmak izi gibi kendine özgü yazı tipi vardır ve bunlar karakteristik özellik taşır. Çinliler tarafından keşfedilen bu el yazısı bilimi mülakatlarda da uzmanların başvurduğu bir yoldur. Kişileri doğru pozisyona konuşlandırmak için ABD ve Avrupa’da grafolojiden yararlanılıyor. İnce eleyip sık dokunan bu konuda sizleri birkaç temel özellikle tanıştıracağım.
Yazı Büyüklüğü
Harfleri büyük yazan kişiler daha çok dışa dönük, ilgiye meraklı, özgüven sahibi, dostlarına önem veren kimselerdir. Küçük puntoyla yazanlarsa mantığını kullanan çalışkan ve dikkatli kişilerdir hatta akademisyenlerin çoğunlukla küçük yazı tipiyle yazı yazdığı ortaya konmuştur.
Eğim
Yazı eğer sağa doğru bir eğim gösteriyorsa bunlar iletişim becerilerini güzel kullanabilen, sevdiği insanlara karşı düşkünlüğü olan, sorumluluklarının bilincinde, karar alırken mantığını daha az kullanan, kontrolün kendi elinde olmasını isteyen kişilerdir. Eğer yazı sola doğru eğimliyse ileriyi düşünerek yaşayan, ölçülü davranan, önlem alan, içine kapanık ve zoraki işlerden hoşlanmayan kişiler olduğunu anlayabilirsiniz. Eğer yazı da hiçbir eğim yoksa, dik bir yazı stiline sahipse bu kişiler, bağımsızlığı sever, duygularını karar alma süreçlerine yansıtmaz, kendi bildiğini yapar.
Harf Yoğunluğu
Baskın yani koyu harfle yazanlar verdiği sözde durmak için çabalayan insanlardır ve eleştirilmekten hoşlanmazlar. Silik ve ince yazanların da çevresine karşı hassasiyetleri vardır.Özensiz yazı şekline sahip insanlarsa duygusal derinliğe sahip olanlardır ve pasif bir hayat sürdürürler.
Satır Aralığı
Dar satır aralığıyla yazan kişilerin daha çok hareketli yaşamı tercih ettiği, plan ve organizasyon konusunda çok iyi olmadıklarını gösterir. Geniş aralıkla yazan insanların daha soğukkanlı, dakik ve olaylara geniş perspektiften baktığı saptanmıştır.
Kelimeler Arası Mesafe
Kelimelerin arasına mesafe bırakarak yazan kişiler yalnız başına kalmayı severken; kelimeler arasına çok mesafe bırakmadan yazanlar, başkalarıyla birlikte vakit geçirmeyi seven insanlardır.
Sayfa Kenarındaki Boşluklar
Sayfanın solunda boşluk bırakanlar geçmişten kopamayan ve sürekli geçmişiyle beraber yaşayanları anlatır.Sağ tarafında boşluk bırakanlar, siyah ya da beyazı seven griye hayatında yer vermeyen, geleceğe dair endişeyi içinde taşıyanlardır. Tüm sayfayı dolduranlar, rahatlayamayacak kadar meşgul bir zihinle hayatını sürdürenlerdir.
G,Y VE P HARFİ
Bu harflerin kuyruklarını dik bir şekilde yapanlar sabretme konusunda çok iyi olmayan insanlardır.Kuyruklarını baskın bir şekilde yuvarlayan insanlar, yüzleşmekten korkan bir tavır takınırlar.Kuyruğu bastırarak kanca gibi yapan insanların enerjisinin bolken, hiç bastırmadan daha silik kanca gibi yapanların güvenlik ihtiyacının olduğu anlaşılır.
Grafoloji üzerine Türkiye’de ilk bilimsel çalışmaya imza atan Klinik Psikolog Nursu Marmara, el yazısının kişilik tanımlamada kullanılabileceğini savunmuştur. Atatürk’ün de duygularını kontrol edebildiğini şu şekilde açıklamıştır: “Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısına baktığımızda koyu ve açık bölgelerin ritmik bir şekilde tekrarlandığını görürüz. Yani Atatürk duygu durumunda yaşadığı gel-gitlerini müthiş bir biçimde kontrol edebiliyordu.”
Yazı Büyüklüğü
Harfleri büyük yazan kişiler daha çok dışa dönük, ilgiye meraklı, özgüven sahibi, dostlarına önem veren kimselerdir. Küçük puntoyla yazanlarsa mantığını kullanan çalışkan ve dikkatli kişilerdir hatta akademisyenlerin çoğunlukla küçük yazı tipiyle yazı yazdığı ortaya konmuştur.
Eğim
Yazı eğer sağa doğru bir eğim gösteriyorsa bunlar iletişim becerilerini güzel kullanabilen, sevdiği insanlara karşı düşkünlüğü olan, sorumluluklarının bilincinde, karar alırken mantığını daha az kullanan, kontrolün kendi elinde olmasını isteyen kişilerdir. Eğer yazı sola doğru eğimliyse ileriyi düşünerek yaşayan, ölçülü davranan, önlem alan, içine kapanık ve zoraki işlerden hoşlanmayan kişiler olduğunu anlayabilirsiniz. Eğer yazı da hiçbir eğim yoksa, dik bir yazı stiline sahipse bu kişiler, bağımsızlığı sever, duygularını karar alma süreçlerine yansıtmaz, kendi bildiğini yapar.
Harf Yoğunluğu
Baskın yani koyu harfle yazanlar verdiği sözde durmak için çabalayan insanlardır ve eleştirilmekten hoşlanmazlar. Silik ve ince yazanların da çevresine karşı hassasiyetleri vardır.Özensiz yazı şekline sahip insanlarsa duygusal derinliğe sahip olanlardır ve pasif bir hayat sürdürürler.
Satır Aralığı
Dar satır aralığıyla yazan kişilerin daha çok hareketli yaşamı tercih ettiği, plan ve organizasyon konusunda çok iyi olmadıklarını gösterir. Geniş aralıkla yazan insanların daha soğukkanlı, dakik ve olaylara geniş perspektiften baktığı saptanmıştır.
Kelimeler Arası Mesafe
Kelimelerin arasına mesafe bırakarak yazan kişiler yalnız başına kalmayı severken; kelimeler arasına çok mesafe bırakmadan yazanlar, başkalarıyla birlikte vakit geçirmeyi seven insanlardır.
Sayfa Kenarındaki Boşluklar
Sayfanın solunda boşluk bırakanlar geçmişten kopamayan ve sürekli geçmişiyle beraber yaşayanları anlatır.Sağ tarafında boşluk bırakanlar, siyah ya da beyazı seven griye hayatında yer vermeyen, geleceğe dair endişeyi içinde taşıyanlardır. Tüm sayfayı dolduranlar, rahatlayamayacak kadar meşgul bir zihinle hayatını sürdürenlerdir.
G,Y VE P HARFİ
Bu harflerin kuyruklarını dik bir şekilde yapanlar sabretme konusunda çok iyi olmayan insanlardır.Kuyruklarını baskın bir şekilde yuvarlayan insanlar, yüzleşmekten korkan bir tavır takınırlar.Kuyruğu bastırarak kanca gibi yapan insanların enerjisinin bolken, hiç bastırmadan daha silik kanca gibi yapanların güvenlik ihtiyacının olduğu anlaşılır.
Grafoloji üzerine Türkiye’de ilk bilimsel çalışmaya imza atan Klinik Psikolog Nursu Marmara, el yazısının kişilik tanımlamada kullanılabileceğini savunmuştur. Atatürk’ün de duygularını kontrol edebildiğini şu şekilde açıklamıştır: “Mustafa Kemal Atatürk’ün el yazısına baktığımızda koyu ve açık bölgelerin ritmik bir şekilde tekrarlandığını görürüz. Yani Atatürk duygu durumunda yaşadığı gel-gitlerini müthiş bir biçimde kontrol edebiliyordu.”
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap