Öğrenci Kariyeri
Bilindiği üzere Jeff Bezos, dünyanın en büyük e-ticaret sitesi Amazon’un kurucusu ve sahibidir. Diğer bir deyişle alışverişin tanımını değiştiren ve online alışverişin öncüsü olan en önemli girişimcilerden biri.
Kişisel serveti yaklaşık 83 milyar değerinde olan Bezos, Forbes 2017 yılı verilerine göre dünyanın en zengin 3. insanı konumunda. Tabii Jeff Bezos’un bugünkü konumuna ulaşması diğer birçok milyarder gibi pek kolay olmadı. Bu yazımda sizlere yaşayan en önemli girişimcilerden biri olan Jeff Bezos hakkında bazı şaşırtıcı gerçeklerden bahsedeceğim.
Jeff Bezos’un annesinin babası Lawrence Preston Gise, ABD Atom Enerjisi Kurumu'nda yöneticiydi. Dedesini çok seven Bezos’un bilgisayarlara olan ilgisi ondan gelmektedir. Küçük Jeff, aletleri incelemeye, bozulan oyuncaklarını tamir etmeye bayılan bir çocuktu. Akranlarından hep bir adım önde olması onun ileride “uzay girişimciliğine” ilgi duymasının nedenlerinden biri bu olsa gerek. Güneş enerjisiyle çalışan tava, robot, lazer gibi şeyleri küçük yaşta kendi başına üretmeye çalışan Bezos, kardeşlerinin odasına girmelerini engellemek için kendine elektrikli bir alarm bile yaptı.
Okuduğu liseden birincilikle mezun olan Bezos, Princeton Üniversitesi’nde önce fizik okudu, ancak daha sonra bölüm değiştirerek bilgisayar ve elektronik mühendisliğine geçiş yaptı. 2010 yılında Princeton Üniversitesi diploma töreninde babaannesi ve dedesinin arasında geçen konuşmadan hatırladığı şu sözü paylaştı insanlarla:
Dedem bana küçükken şöyle demişti: “Jeff, bir gün iyi bir insan olmanın zeki bir insan olmaktan daha zor olduğunu anlayacaksın.”
Jeff Bezos, Amazon’u kurmadan önce şirketin Cadabra ve Relentless.com gibi isimleri oldu. Amazon ismi de bilindiği gibi Güney Amerika’da bir nehri simgeliyor. Ayrıca A ve Z harfleri arasındaki ok işareti de Amazon.com’un her şeyi sattığına yönelik bir gönderme. Jeff Bezos “2 Pizza” kuralına inanıyor. Yani bir çalışma ekibi 2 pizza ile doymuyorsa o ekip gereksiz yere kalabalıktır. Jeff Bezos, şirketi içindeki yetersizlikleri tolere edemiyor. Örneğin, bir çalışanına “Sen tembel misin, yoksa yetersiz misin?” ya da “Bu soruna biraz insan zekası uygulamamız gerek.” dediği söyleniyor.
İşte o 3 soru;
1. Bu kişiye hayran kalacak mısınız?
Bezos'un ilk ölçütü hayranlık konusuydu. Yöneticileri, işe aldıkları insanların sadece takımlarına hayranlık duymalarını istiyordu. Bezos, bu hayranlıktan bahsetmişken, bunun başkalarına örnek olabilecek ve başkalarının öğrenebileceği bir kişi olduğu anlamına geliyordu. Bu kriter tek başına, işe alma olasılığını yüksek tutuyordu.
2. Bu kişi girmekte oldukları grubun ortalama etkinliğini artırır mı?
Bezos'a göre yeni işe alınanların hedefi şirketin potansiyelini yükseltmektir. Şirket büyüdükçe, her yeni işe alımın düzensizliğine katkıda bulunmak yerine savaşacağını düşünüyordu. Veya kendi sözleriyle, “Şirket sürekli olarak yukarı çıkmalı. İnsanlara şirketi beş yıl sonra görselleştirmelerini istiyorum. Bu noktada, her birimiz etrafına bakmalı ve 'Standartlar şu an çok yüksek' dediklerinde aldığım enerji için mutluyum! demeliyim.
3. Bu kişi hangi süreç boyunca bir süperstar olabilir?
Bezos'un işe alımlardan sonraki son ve en tuhaf şeyi, şirketin kültürüne katkıda bulunacak, eğlenceli ve ilginç bir iş yeri oluşturmaya yardımcı olacak farklı bir beceri veya ilgi alanıdır. Ve bu iş ile ilgili olmak zorunda değildir. Ulusal Yazım Arısı şampiyonu olan bir çalışanın örneğini verir. Çok yönlü olduğu söylenecek çok şey olsa da, Bezos'un istediği çok sivri olanlardır.
Bezos bu işe alma hedefleri hakkında yazdığı şeyler 15 yılı aşkın süredir vardır, ama Amazon'un başarısı göz önüne alındığında, tavsiyesi kesinlikle dikkate değer. Dolayısıyla, ekibinizi büyütmekle ilgileniyorsanız, önce şirket kültürünüze hakim olun ve işe alım sürecinize katın. Sonunda işe alma yöneticilerinizle ne şekilde rezonansa girerse, standartların yüksek tutulması için bir yol bulmakla sonuçlanır. Amazon’un tüm işe alım felsefesini benimsemek istemeyebilirsiniz, ancak kesinlikle Bezos’tan bir ya da iki numara almaya değecektir.
Özel İçerik: Ezgi Fırat
Kişisel serveti yaklaşık 83 milyar değerinde olan Bezos, Forbes 2017 yılı verilerine göre dünyanın en zengin 3. insanı konumunda. Tabii Jeff Bezos’un bugünkü konumuna ulaşması diğer birçok milyarder gibi pek kolay olmadı. Bu yazımda sizlere yaşayan en önemli girişimcilerden biri olan Jeff Bezos hakkında bazı şaşırtıcı gerçeklerden bahsedeceğim.
Jeff Bezos’un annesinin babası Lawrence Preston Gise, ABD Atom Enerjisi Kurumu'nda yöneticiydi. Dedesini çok seven Bezos’un bilgisayarlara olan ilgisi ondan gelmektedir. Küçük Jeff, aletleri incelemeye, bozulan oyuncaklarını tamir etmeye bayılan bir çocuktu. Akranlarından hep bir adım önde olması onun ileride “uzay girişimciliğine” ilgi duymasının nedenlerinden biri bu olsa gerek. Güneş enerjisiyle çalışan tava, robot, lazer gibi şeyleri küçük yaşta kendi başına üretmeye çalışan Bezos, kardeşlerinin odasına girmelerini engellemek için kendine elektrikli bir alarm bile yaptı.
Okuduğu liseden birincilikle mezun olan Bezos, Princeton Üniversitesi’nde önce fizik okudu, ancak daha sonra bölüm değiştirerek bilgisayar ve elektronik mühendisliğine geçiş yaptı. 2010 yılında Princeton Üniversitesi diploma töreninde babaannesi ve dedesinin arasında geçen konuşmadan hatırladığı şu sözü paylaştı insanlarla:
Dedem bana küçükken şöyle demişti: “Jeff, bir gün iyi bir insan olmanın zeki bir insan olmaktan daha zor olduğunu anlayacaksın.”
Jeff Bezos, Amazon’u kurmadan önce şirketin Cadabra ve Relentless.com gibi isimleri oldu. Amazon ismi de bilindiği gibi Güney Amerika’da bir nehri simgeliyor. Ayrıca A ve Z harfleri arasındaki ok işareti de Amazon.com’un her şeyi sattığına yönelik bir gönderme. Jeff Bezos “2 Pizza” kuralına inanıyor. Yani bir çalışma ekibi 2 pizza ile doymuyorsa o ekip gereksiz yere kalabalıktır. Jeff Bezos, şirketi içindeki yetersizlikleri tolere edemiyor. Örneğin, bir çalışanına “Sen tembel misin, yoksa yetersiz misin?” ya da “Bu soruna biraz insan zekası uygulamamız gerek.” dediği söyleniyor.
İşte o 3 soru;
1. Bu kişiye hayran kalacak mısınız?
Bezos'un ilk ölçütü hayranlık konusuydu. Yöneticileri, işe aldıkları insanların sadece takımlarına hayranlık duymalarını istiyordu. Bezos, bu hayranlıktan bahsetmişken, bunun başkalarına örnek olabilecek ve başkalarının öğrenebileceği bir kişi olduğu anlamına geliyordu. Bu kriter tek başına, işe alma olasılığını yüksek tutuyordu.
2. Bu kişi girmekte oldukları grubun ortalama etkinliğini artırır mı?
Bezos'a göre yeni işe alınanların hedefi şirketin potansiyelini yükseltmektir. Şirket büyüdükçe, her yeni işe alımın düzensizliğine katkıda bulunmak yerine savaşacağını düşünüyordu. Veya kendi sözleriyle, “Şirket sürekli olarak yukarı çıkmalı. İnsanlara şirketi beş yıl sonra görselleştirmelerini istiyorum. Bu noktada, her birimiz etrafına bakmalı ve 'Standartlar şu an çok yüksek' dediklerinde aldığım enerji için mutluyum! demeliyim.
3. Bu kişi hangi süreç boyunca bir süperstar olabilir?
Bezos'un işe alımlardan sonraki son ve en tuhaf şeyi, şirketin kültürüne katkıda bulunacak, eğlenceli ve ilginç bir iş yeri oluşturmaya yardımcı olacak farklı bir beceri veya ilgi alanıdır. Ve bu iş ile ilgili olmak zorunda değildir. Ulusal Yazım Arısı şampiyonu olan bir çalışanın örneğini verir. Çok yönlü olduğu söylenecek çok şey olsa da, Bezos'un istediği çok sivri olanlardır.
Bezos bu işe alma hedefleri hakkında yazdığı şeyler 15 yılı aşkın süredir vardır, ama Amazon'un başarısı göz önüne alındığında, tavsiyesi kesinlikle dikkate değer. Dolayısıyla, ekibinizi büyütmekle ilgileniyorsanız, önce şirket kültürünüze hakim olun ve işe alım sürecinize katın. Sonunda işe alma yöneticilerinizle ne şekilde rezonansa girerse, standartların yüksek tutulması için bir yol bulmakla sonuçlanır. Amazon’un tüm işe alım felsefesini benimsemek istemeyebilirsiniz, ancak kesinlikle Bezos’tan bir ya da iki numara almaya değecektir.
Özel İçerik: Ezgi Fırat
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap