Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesinin girişimleriyle 2005’ten bu yana her yıl nisan ayının son haftasında kutlanmak üzere her yaştan insanı hastalıklara karşı korumak amacıyla aşılanmayı desteklemek için “Aşı Haftası” yapılmaya karar verilmiştir. 2011 yılında yedincisi düzenlenen Dünya Aşı Haftası’na Türkiye de katılmıştır.
Tarihte ilk aşı 1796 yılında Edward Jenner tarafından çiçek hastalığı için geliştirildi ve geliştirilen bu çiçek aşısı, hastalığa sebep olan ineklerden elde edildi. “İnek” kelimesinin Latince kökeni “vacca” dan gelir ve bundan dolayı aşının İngilizcesi de “vaccination” dır.
Ülkemizde ise aşı çalışmalarına dair ilk çalışmalar Osmanlı İmparatorluğu Dönemine dayanmaktadır. Hatta 1700’lü yıllarda İngiliz Büyükelçisinin eşinin ülkesine gönderdiği mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” yapıldığını bildirmesi aşı yapımına dair bulunan en eski belgelerden biridir.
Aşılama hizmetlerindeki temel amaç; toplumda, özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek dolayısıyla bu hastalıklardan oluşabilecek ölümlerin ve kişide oluşabilecek sakatlıkların önüne geçmektir. Sağlığın yanı sıra sosyoekonomik kazanımlar da bağışıklama sisteminin bir diğer hedefidir.
Bunlarla birlikte Dünya Aşı Haftasının amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Bu haftayı daha da anlayabilmek için öncelikle en temel soruları cevaplayalım:
1. Aşı Nedir?
Birtakım özel yöntemlerle geliştirilen içinde bakteri ve virüs adını verdiğimiz mikroorganizmaların ölü kısımlarını içinde bulunduran ve vücuda enjekte edildiğinde herhangi bir hastalık oluşturmadan organizmayı çeşitli enfeksiyonlara karşı koruyan biyolojik ürünlerdir.
Kısaca bir hastalığın mikrobik etkenlerinin kişiye hastalıktan önce verilmesidir.
2. Neden Aşı Olmalıyız?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre aşılar her yıl 3 milyon kişinin hayatını kurtarıyor. Aşılama bireysel olarak hastalıklardan korunmayı hedeflerken, toplumsal olarak baktığımızda hastalıkların eradikasyonunu (yok olmasını) hedefler.
Aşılama çalışmalarının en temel kavramı “toplum bağışıklığı” dır. Bulaşıcı hastalıklara karşı toplumun kritik bir bölümünün aşılanması salgın çıkma olasılığını azalttığı için toplumdaki tüm üyeleri korumaktadır. Toplum bağışıklığı kavramı epidemiyolojik-teknik boyutunun dışında aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da ifade eder. Aşı olabilenlerin sayesinde aşı olamayan kırılgan kesimler de korunur.
Aşılar, vücuttaki savunma mekanizmasını yani bağışıklık sistemimizi uyararak hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenlerle karşılaşıldığında onları yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikor) oluşmasını sağlar. Bu şekilde aşılanan kişinin hastalığa karşı artık bağışıklığı oluşur yani dirençli olur. Oluşan bu direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeniyle karşılaşıldığında onunla savaşır.
4.Aşılar Hangi Hastalılara Karşı Koruma Sağlar?
Aşılama her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtaran en başarılı, etkili ve düşük maliyetli müdahalelerinden birisidir. Ancak bugün hala dünyada 20 milyon aşılanmamış veya eksik aşılı insan bulunmaktadır. Aşı çalışmalarının başlamasından bugüne dek insan sağlığını etkileyen onlarca hastalık kontrol altına alınmıştır ve halen daha bu çalışmalar devam etmektedir.
“Aşılanın, önleyin, korunun”
**BONUS: Aşı Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler
Covid-19 Aşı Çalışmalarında Son Durum Ne
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA
Tarihte ilk aşı 1796 yılında Edward Jenner tarafından çiçek hastalığı için geliştirildi ve geliştirilen bu çiçek aşısı, hastalığa sebep olan ineklerden elde edildi. “İnek” kelimesinin Latince kökeni “vacca” dan gelir ve bundan dolayı aşının İngilizcesi de “vaccination” dır.
Ülkemizde ise aşı çalışmalarına dair ilk çalışmalar Osmanlı İmparatorluğu Dönemine dayanmaktadır. Hatta 1700’lü yıllarda İngiliz Büyükelçisinin eşinin ülkesine gönderdiği mektupta İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” yapıldığını bildirmesi aşı yapımına dair bulunan en eski belgelerden biridir.
Aşılama hizmetlerindeki temel amaç; toplumda, özellikle bebek ve çocuklarda aşı ile önlenebilir hastalıkların ortaya çıkışını engellemek dolayısıyla bu hastalıklardan oluşabilecek ölümlerin ve kişide oluşabilecek sakatlıkların önüne geçmektir. Sağlığın yanı sıra sosyoekonomik kazanımlar da bağışıklama sisteminin bir diğer hedefidir.
Bunlarla birlikte Dünya Aşı Haftasının amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Toplumun aşılanma konusunda bilinçlendirilmesi
- Aşı ile önlenebilir hastalıklar hususunda farkındalığın arttırılması
- Eksik aşılı çocukların aşılanmalarının tamamlanması
- Yetişkinlerde aşılanma talebini arttırma
Bu haftayı daha da anlayabilmek için öncelikle en temel soruları cevaplayalım:
1. Aşı Nedir?
Birtakım özel yöntemlerle geliştirilen içinde bakteri ve virüs adını verdiğimiz mikroorganizmaların ölü kısımlarını içinde bulunduran ve vücuda enjekte edildiğinde herhangi bir hastalık oluşturmadan organizmayı çeşitli enfeksiyonlara karşı koruyan biyolojik ürünlerdir.
Kısaca bir hastalığın mikrobik etkenlerinin kişiye hastalıktan önce verilmesidir.
2. Neden Aşı Olmalıyız?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre aşılar her yıl 3 milyon kişinin hayatını kurtarıyor. Aşılama bireysel olarak hastalıklardan korunmayı hedeflerken, toplumsal olarak baktığımızda hastalıkların eradikasyonunu (yok olmasını) hedefler.
Aşılama çalışmalarının en temel kavramı “toplum bağışıklığı” dır. Bulaşıcı hastalıklara karşı toplumun kritik bir bölümünün aşılanması salgın çıkma olasılığını azalttığı için toplumdaki tüm üyeleri korumaktadır. Toplum bağışıklığı kavramı epidemiyolojik-teknik boyutunun dışında aynı zamanda toplumsal dayanışmayı da ifade eder. Aşı olabilenlerin sayesinde aşı olamayan kırılgan kesimler de korunur.
3. Aşı Vücuda Nasıl Etki Eder?
Aşılar, vücuttaki savunma mekanizmasını yani bağışıklık sistemimizi uyararak hastalık etkenini tanıyan ve bu etkenlerle karşılaşıldığında onları yakalayıp yok eden koruyucu maddelerin (antikor) oluşmasını sağlar. Bu şekilde aşılanan kişinin hastalığa karşı artık bağışıklığı oluşur yani dirençli olur. Oluşan bu direnç genellikle ömür boyu vücutta kalır ve hastalık etkeniyle karşılaşıldığında onunla savaşır.
4.Aşılar Hangi Hastalılara Karşı Koruma Sağlar?
- DaBt (karma aşı) difteri, boğmaca ve tetanozdan
- Polio aşısı, çocuk felcinden
- Hep-B, Hepatit B’ye bağlı B tipi sarılık, siroz ve karaciğer kanserinden
- Hib aşısı H. İnfluenza tip B’ye bağlı menenjit, zatürre ve orta kulak iltihaplarından
- BCG aşısı veremden
- KKK (kızamık-kabakulak-kızamıkçık) aşısı kızamığa bağlı zatürre, orta kulak iltihabı ve SSPE hastalığından, doğumsal kızamıkçık sendromu ve kabakulaktan
- Konjuge Pnömokok aşısı ise zatürre, beyin iltihabı ve kan zehirlenmesinden
- Hep-A aşısı, Hepatit-A’ya bağlı A tipi sarılıktan
- Suçiçeği aşısı suçiçeği hastalığından ve ona bağlı olarak gelişen Zona'dan korur.
Aşılama her yıl milyonlarca insanın hayatını kurtaran en başarılı, etkili ve düşük maliyetli müdahalelerinden birisidir. Ancak bugün hala dünyada 20 milyon aşılanmamış veya eksik aşılı insan bulunmaktadır. Aşı çalışmalarının başlamasından bugüne dek insan sağlığını etkileyen onlarca hastalık kontrol altına alınmıştır ve halen daha bu çalışmalar devam etmektedir.
“Aşılanın, önleyin, korunun”
**BONUS: Aşı Hakkında Yanlış Bilinen Gerçekler
Covid-19 Aşı Çalışmalarında Son Durum Ne
KAYNAKÇA
KAYNAKÇA
0 Yorum
Yorum Yap