2021’de yapmanın biraz değil fazlasıyla zor olduğu bir şeye değinelim: Bilgiden uzak kalmak. Her şey cebimizde, hatta parmaklarımızın arasında. Uygulamalar, kitaplar, müzik, televizyon, filmler… Hiç 30-40 yıl öncesi aklınıza geliyor mu? İstediğiniz bir şarkıyı dinlemek için kasetini/CD’sini bulmanız, bir filmi izlemek için sinemaya gitmeniz veya video kaset/CD formunda almanız, bir yemek tarifine bakmak için kitap almanız ve bir yol tarifi için insanlara sorular sormanız gerekiyordu. Bunların hepsini ve çok daha fazlasını şu an sadece birkaç tıkla yapabiliyoruz.
Bilgiye ulaşmak artık çok kolay ve bunun için neredeyse çaba harcamaya bile gerek kalmadı. Cep telefonlarınızı, tabletlerinizi, laptoplarınızı hatta televizyonlarınızı bile açınca isteyin veya istemeyin, bilgiye maruz kalıyorsunuz. Bu durumun farkına varmak asıl zor olan şey değil aslında. Asıl zorluk şunu düşündüğümüzde çıkıyor: Kaçış var mı?
Biraz insanın içinden çıkıp dışına baktığımızda, bilgiye yalnızca kendi çabamızla ulaşmıyoruz; iletişim de burada en önemli faktörlerden. Artık 7/24 isteyen kişi istediği kişiye ulaşabilir, çünkü hem sosyal medya hem de cep telefonları bunu sağlayacak kapasitede. Havada uçuşan beğeniler, yorumlar, tweetler, postlar, yazılar, mesajlar, resimler, emojiler… Her an yüz yüze olmasa da karşılıklı bir iletişim içindeyiz, istemeyerek bilgiye maruz kalıyoruz. Bu da zamanla başka faktörlerle birleşip yepyeni bir sorun yaratıyor: Yıpranma.
Maruz kaldığımız bilgiler artık o kadar fazla ki, sürekli olarak mental bir koşuşturmada gibiyiz. Bir şeyleri kaçırmak, bir şey hakkında her bilgiye ulaşamama, her saniye iletişimde kalamama bize artık anormal gelen şeyler ve bunlar olunca yıpranma yaşama olasılığımız fazlasıyla artıyor. Böylece bilgi çağı bize stresiyle ve çeşitli gerginlikleriyle beraber gelmiş oluyor. Her yere esneme, her şeye yetişme ihtiyacı hissediyoruz; ama hatırlamalıyız ki, böyle olmak zorunda değiliz. Bu sebeple sizlerin bunu günlük hayatınızda unutmamanız için bir kaç ipucu derledik.
1. Her şeye ‘Evet’ Demek Zorunda Değilsiniz
Son yıllarda bir şeyleri kaçırma korkusuyla insanların ‘Evet’ kelimesini kullanışları bir hayli arttı. Kimse başkalarından geride kalmak, eksik olmak istemiyor ve bu sebeple aynı anda bir sürü şeye ‘Evet’ diyorlar. Ama işte çok bilinen bir gerçek: Bu hiç sağlıklı bir davranış değil.
Evet demenin zararlarından ziyade Hayır’ın faydalarına odaklanırsak bunu daha iyi görürüz. Hayır demek, sizin kişisel sınırlarınızı belirler, zamanınızın değerinin altını çizer, ne istediğinizi bildiğinizi belirtir. En önemlisi, sizi istemediğiniz bir durumda bırakmaz. Bu sebeple hayır demenin sizi özgürleştirebildiğini unutmayın.
2. Önceliklerinizi Belirleyin
Onca bilgi içerisinde kaybolmamak için önceliklerinizi bilin, onlara göre hareket edin. Bu hem sizi rahatlatacaktır, hem de bir yerden bir yere koşuşturma çabanızı azaltacaktır. Kafanızdakileri analiz edin ve işlerinizi önem sırasına göre sıralayın. Mesela önemli evrak işlerinizi halletmek acil olmayan bir maili cevaplamaktan önce gelir. Bunlar her daim işleriniz olmak zorunda değil elbet, daha genel bakmanız da faydalı olacaktır. Eğer önceliklerinizi belirlemekte sıkıntı yaşıyorsanız, bir yerden sonra kendinizi yapılacaklar listenizin içinde boğulmuş veya sıkışmış hissedebilirsiniz: Çünkü bu sıralama olmadan çok da önemli olmayan işler bile kolayca düğüm haline gelebilir.
3. Sosyal Medya Zamanınızı Gözden Geçirmekte Fayda Var
Her ne kadar ana faktör olsa da, bu bilgi yoğunluğu için sadece teknolojiyi suçlamamız hiç adil olmaz; onu var edenler de kullananlar da bizleriz. Kimse artık sosyal medya’da geçirdiği zamanın ne kadar olduğuna çok odaklanmıyor çünkü artık hayatlarımızın bir parçası haline geldi. Instagram’a girip bir bakmak mutfaktaki buzdolabını açıp kapatmaya benzer bir hal aldı. Ama sosyal medya veya internete erişim sağlayan herhangi mecra bu bilgi yığınına ekleme yapıyor. Bu durumda kendi moderatörlüğümüzü yapmalıyız ve özellikle buzdolabı benzetmesi gibi olan kullanımlardan kaçınmalıyız. Bazen hiç bir şeyle uğraşmamak da sağlıklıdır, insanın doğasının bir parçasıdır. Boş dururken her daim telefonunuza erişmemeye çalışmak moderatör olarak ilk adımınız olabilir.
4. Önünüzdeki Materyali Filtreleyin
Bilgisayarınıza veya telefonunuza gelen her bildirimin, her mailin, her mesajın veya elinizdeki her dökümanın önem ve öncelik seviyesi aynı değildir. Bu uzun bilgi havuzundan sizin için önemli ve gerekli olanları seçmeniz yeterlidir. Her şeye ve herkese aynı anda ulaşmak gibi bir zorunluluğunuzun olmadığını ve zaten bunun da mümkün olmadığını unutmayın.
Bilgi artık hayatımızın bir parçası ve yakın bir zamanda bu değişmeyecek; hatta giderek artacak. Ama görüldüğü üzere bunca bilgiye ulaşmak hayatımıza kolaylıklar dışında şeyler de getirdi. Bu nedenle hem ona ve hem de öncelikli olarak kendimize karşı sorumlu yaklaşarak bu çağdan faydalanmalıyız. Bilgi yoğunluğunda boğulmaktansa, onu yönetmeliyiz ve bunu yapabilecek gücün kendimizde bulunduğunu unutmamalıyız.