Fatma Oral
Çok emek harcadığın ilişkileri noktalamaya korkmak, emeklerin hatrına kendini olmak istemediğin rollere koymak, haklıyken bile özür dileyen olmak, sarsılmış güven ve aidiyet duygularıyla yola yeniden çıkmak, tükenmiş duygu ve arzularla yeni başlangıçların kapısını tırmalamak, insanların yanlış tutumlarına (sırf değer vermek adına) alkış tutmak, iletişimi tüm yoksunluklarına rağmen dinamik tutmaya çalışmak ve tüm bu saydıklarımız uğruna kendini hırpalamak...
Ne kadar da kaçıp kurtulman gerektiğini kırmızı alarmla bildiren ama bir o kadar da hayatının orta yerine saplanıp kalmış alışkanlıklar değil mi? İşte bunların hepsi bilinçsizce sana hükmetmiş yalnızlık korkusu ve kontrolsüzce tasarlanmış bir savunma mekanizmasıdır. İnsan hayatla olan davasında en çok kendine borçlanır. Varoluş piyangosunun sana vurduğu bu dünyadan ayrılmadan önce normale dönmek ve normali kabullenmek en doğal hakkın.
Peki bu alışkanlıkların asıl normali nedir?
1. İnsanlara istediğin kadar "hayır" diyebilirsin ve bu çok normal. Kimse, senin kararlarının kabul mercisi olmadığı gibi sen de kimsenin onay butonu değilsin!
2. İçine birini almakta çok seçici olduğun sınırların olması gayet normal. Senin nefes aldığın bir habitatın var!
3. Bazı durumlarda kendin için en iyi olanı seçmen çok normal. Seçimlerin birilerini kırmış olsa dahi!
4. Kimseyi memnun etmek zorunda değilsin. Bu tavrın bazılarına çok bencilce gelse de çok normal. Kimsenin kafesinde bir sirk hayvanı değilsin!
5. Bazen iyi hissetmek için yalnız kalmaya ihtiyacın olması çok normal. "Başarılı insanlar sık sık yalnız kalırlar!"
6. Sana iyi hissettirmeyen arkadaşlıkları, ilişkileri bitirmek istemen çok normal. Kesemediğin kangrenli parmak yalnızca külfet olur. Çünkü zaman geçtikçe senin, ne o ilişkileri beslemeye ne de taşımaya gücün yeter!
7. Hatan olmadığını düşündüğün durumların sorumluluğunu almak istememen çok normal. Bu korkaklık ya da kaçmak değildir. İnsan kimi zaman yersiz tevazu ve fedakarlıklarla en çok kendi hakkına girer ve yine en çok sınırlarını ihlal eder!
8. İnsanlarla anlaşmak için onlar gibi davranmak istememen çok normal. Sevdiğin insanlara ayak uydurmak, onların şeklini almak değildir. İnsani ilişkiler alışveriş üzerine kuruludur. Ya kendinden bir şey verir ya da karşı taraftan bir şey alırsın. Hiç yoksa ortak paydada buluşursun. Bunları reddeden ve daima senin uyum sağlamanı, senden sınırların dışına çıkmanı talep eden insanlar "toksik insan" kategorisindedir. Bu da insani etkileşim bazındaki alışverişin kurallarına aykırıdır. Toksik insanlarla yola devam etmeye çalışmak, hayatta kendi adına yaptığın en zararlı yatırım olacaktır. Güçlü ilişkiler kimliğini gasp etmeye ihtiyaç duymaz!
Özgün İçerik
İlgini çekebilecek bir diğer içeriklerimize göz atmaya ne dersin?
8 Maddede Toksik İnsanları Tanıyalım
Psikolojinizin Çok Güçlü Olduğunu Gösteren 8 Özellik
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap