Öğrenci Kariyeri
Dil öğrenmenin, yeni bir dil edinmenin öneminin artık herkes daha çok farkında. Bu bilinç oturuyor.
Yeni bir dil ise, diğer bir yeni dili beraberinde getiriyor. Diller arasındaki benzerlikler ya da dil öğrenmenin verdiği mutluluk bizleri yeni bir dil daha öğrenmeye itiyor. Bu nedenle dil öğrenmeye karar verdiğinizde kendinizde aramanız gereken iki şey var: Merak ve ilgi. Bu ikisine sahipseniz istediğiniz dili öğrenebileceksiniz.
Hemen hemen her dil için birçok kaynak mevcut: Filmler, şarkılar, kitaplar...
1.Okuyun!
Dil öğrenirken en önemli şeylerden biri de görmektir. Öğrenmek istediğimiz dili görerek, görmekten kastımız yazı dilindeki halini bilerek ve duyarak öğrenebiliriz. Bir dili etkin konuşabilmek için ise o dilde düşünme yeteneğini kazanmak gerekiyor.
Yabancı dilde bir kitabı okuduğunuzda, henüz o dil ile yeni tanışıklık içerisinde olsanız dahi, beyniniz bilinçsiz öğrenme gerçekleştirmiş olacak. Bu yüzden dil edinirken çok fazla şey okuyun. Kitap okuyun, dergi okuyun ya da haberleri o dilde okuyun. Bu yöntem dil öğreniminde size ciddi bir hız katacaktır ve o dilde düşünebilmenizi sağlayacaktır.
-> ABD’de yapılan bir araştırmada, öğrencilerin üniversitede İngilizce olarak verilen eğitimi yürütüp yürütemeyeceklerini ölçen TOEFL sınavı sonuçları incelenmiştir. Onların başarılarını sağlayan en önemli faktörün ders dışında hikâye ve roman okuması olduğu tespit edilmiştir. Bütün diğer faktörler (kursa gitme, özel ders alma, okulda yabancı dil eğitimi alma vb.) arasında ders dışı hikâye-roman okumanın % 49 oranında genel İngilizce yeterliliğini etkilediği bulunmuştur (Gradman ve Hanania, 1991).
2.Günlük Tutun!
Öğrenmek istediğimiz dilde düşünebilmemizi sağlayabilecek bir yöntem.
'Anadilimde günlük tutmuyorum, yabancı dilde nasıl günlük tutacağım?' diye düşünenler olacaktır elbette. Ancak dil öğrenmekte kullanabileceğiniz zahmetsiz ve pratik bir yöntem. Aynı zamanda kendinize özel. Hata yapmaktan korkmayacağınız, içinizden geldiği gibi o dili kullanabileceğiniz bir alan yaratmış olacaksınız kendinize, unutmayın! Aynı zamanda kendi gelişiminizi kendiniz göreceksiniz. Zamanla daha uzun cümleler kurabileceğinizi fark edeceksiniz.
3.İzleyin!
Film izleyin, dizi izleyin, video izleyin. Basket maçlarını bile o dilde izleyin. Sevdiğiniz spor dallarını, öğrenmek istediğiniz dil ile birleştirerek ilginizi 2 katına çıkartabilirsiniz. Bunları izlerken alt yazı kullanmamanızı tavsiye ederiz. Kullanacaksınız da öğreneceğiniz dilin alt yazısı olsun. Filmler, videolar o dili daha yakından tanımamızı sağlar. Örneğin, filmlerde kullanılan İngilizce konuşma dili daha yaygın ve doğaldır. Kullanılan deyişler ve deyimler sokakta İngilizce dilini anadili olarak kullanan birinden duyabileceğinizle hemen hemen aynıdır. İngilizce film izlemek dolayısıyla İngilizce konuşma becerinizin gelişmesine de yardımcı olacaktır.
Diyelim ki, polisiye filmler ilginizi çekiyor, on ya da yirmi film izledikten sonra filmin içeriği ile alakalı yani konusuyla ve suç ile ilgili kelimeleri öğrenmeye başlayacaksınız.
Genellikle bu kelimeleri geleneksel yöntemle (okullardaki gibi) öğrendiğimizde bu kelimelerin yer aldığı kelime listesine çalışırız. Kelime listesi halinde bu kelimelerin anlamını öğrenebiliriz ancak nerede ve nasıl kullanıldıklarına dair fikrimiz olmayabilir. Bu da esaslı bir sorundur.
Film veya dizi, ya da izleyeceğiniz şeyin seçimini o dilde hangi seviyede iseniz ona yakın yapmanız da faydalı olacaktır. Yeni başlayanlar animasyon filmlerini tercih edebilirler. Filmde geçen kısa söz öbeklerini tekrarlamak da öğrenmenizi kolaylaştıracaktır. “Hell yeah”, “sure thing” veya “you betcha!” gibi İngilizce’de yaygın bir şekilde kullanılan kısa argo kelimeler gibi. Kulağa hoş geliyorsa, tekrar etmesi de kolay olacak demektir. Bir süre sesli bir şekilde tekrardan sonra bu kullanımları uzun süre hatırlayacaksınız!
4.Sesli Tekrar Yapın!
Bilinçaltı sesi çok sever. Dil öğrenirken sesli olmaktan çekinmeyin. Okurken, yazarken, izlerken sesi sürekli kullanın. Film seyrederken, kitap okurken, müzik dinlerken sesli olarak tekrarlayın. Bu tekrarların sayısı artıkça ve zaman geçtikçe size ne kadar çok yararı olduğunu fark edeceksiniz. Sesli tekrar yapmak da dil öğreniminde kalıcılık ve hız sağlar.
5.Ezber Yapmayın!
Her dil öğrenimi için ezbere karşı çıkılır. Her dil için geçerlidir bu. Anadilimizde de yapmamamız gereken bir durum. Ezber, gerçek öğrenmeyi, kalıcı öğrenmeyi engeller. Ezber kısa sürede bilgiyi almamızı sağlar. Ancak ezberle edinilmiş bilgiler aynı hızla kaybolur. Yabancı dil öğrenirken ezber yapmak da yanlıştır. Hayattaki iletişimler ezberle yaşanmaz, o an gelişigüzel yaşanır. Yeni tanıştığınız herkesle adın ne, nerelisin, ne kadar süredir buradasın, neleri seviyorsun, gibi soruları peş peşe soruyor muyuz? Hayır. Ezberlemek yerine kelimeleri ve cümleleri bol bol kullanın. Yeni bir kelime mi öğrendiğinizde bunu hemen kullanın. Kelimeyi kullanırken de yaratıcılığınızı konuşturun ve size özel bir kullanım oluşturun. Böyle yapmanız ezberden kaçınmanızı sağlayacaktır.
Yeni bir dil ise, diğer bir yeni dili beraberinde getiriyor. Diller arasındaki benzerlikler ya da dil öğrenmenin verdiği mutluluk bizleri yeni bir dil daha öğrenmeye itiyor. Bu nedenle dil öğrenmeye karar verdiğinizde kendinizde aramanız gereken iki şey var: Merak ve ilgi. Bu ikisine sahipseniz istediğiniz dili öğrenebileceksiniz.
Hemen hemen her dil için birçok kaynak mevcut: Filmler, şarkılar, kitaplar...
1.Okuyun!
Dil öğrenirken en önemli şeylerden biri de görmektir. Öğrenmek istediğimiz dili görerek, görmekten kastımız yazı dilindeki halini bilerek ve duyarak öğrenebiliriz. Bir dili etkin konuşabilmek için ise o dilde düşünme yeteneğini kazanmak gerekiyor.
Yabancı dilde bir kitabı okuduğunuzda, henüz o dil ile yeni tanışıklık içerisinde olsanız dahi, beyniniz bilinçsiz öğrenme gerçekleştirmiş olacak. Bu yüzden dil edinirken çok fazla şey okuyun. Kitap okuyun, dergi okuyun ya da haberleri o dilde okuyun. Bu yöntem dil öğreniminde size ciddi bir hız katacaktır ve o dilde düşünebilmenizi sağlayacaktır.
-> ABD’de yapılan bir araştırmada, öğrencilerin üniversitede İngilizce olarak verilen eğitimi yürütüp yürütemeyeceklerini ölçen TOEFL sınavı sonuçları incelenmiştir. Onların başarılarını sağlayan en önemli faktörün ders dışında hikâye ve roman okuması olduğu tespit edilmiştir. Bütün diğer faktörler (kursa gitme, özel ders alma, okulda yabancı dil eğitimi alma vb.) arasında ders dışı hikâye-roman okumanın % 49 oranında genel İngilizce yeterliliğini etkilediği bulunmuştur (Gradman ve Hanania, 1991).
2.Günlük Tutun!
Öğrenmek istediğimiz dilde düşünebilmemizi sağlayabilecek bir yöntem.
'Anadilimde günlük tutmuyorum, yabancı dilde nasıl günlük tutacağım?' diye düşünenler olacaktır elbette. Ancak dil öğrenmekte kullanabileceğiniz zahmetsiz ve pratik bir yöntem. Aynı zamanda kendinize özel. Hata yapmaktan korkmayacağınız, içinizden geldiği gibi o dili kullanabileceğiniz bir alan yaratmış olacaksınız kendinize, unutmayın! Aynı zamanda kendi gelişiminizi kendiniz göreceksiniz. Zamanla daha uzun cümleler kurabileceğinizi fark edeceksiniz.
3.İzleyin!
Film izleyin, dizi izleyin, video izleyin. Basket maçlarını bile o dilde izleyin. Sevdiğiniz spor dallarını, öğrenmek istediğiniz dil ile birleştirerek ilginizi 2 katına çıkartabilirsiniz. Bunları izlerken alt yazı kullanmamanızı tavsiye ederiz. Kullanacaksınız da öğreneceğiniz dilin alt yazısı olsun. Filmler, videolar o dili daha yakından tanımamızı sağlar. Örneğin, filmlerde kullanılan İngilizce konuşma dili daha yaygın ve doğaldır. Kullanılan deyişler ve deyimler sokakta İngilizce dilini anadili olarak kullanan birinden duyabileceğinizle hemen hemen aynıdır. İngilizce film izlemek dolayısıyla İngilizce konuşma becerinizin gelişmesine de yardımcı olacaktır.
Diyelim ki, polisiye filmler ilginizi çekiyor, on ya da yirmi film izledikten sonra filmin içeriği ile alakalı yani konusuyla ve suç ile ilgili kelimeleri öğrenmeye başlayacaksınız.
Genellikle bu kelimeleri geleneksel yöntemle (okullardaki gibi) öğrendiğimizde bu kelimelerin yer aldığı kelime listesine çalışırız. Kelime listesi halinde bu kelimelerin anlamını öğrenebiliriz ancak nerede ve nasıl kullanıldıklarına dair fikrimiz olmayabilir. Bu da esaslı bir sorundur.
Film veya dizi, ya da izleyeceğiniz şeyin seçimini o dilde hangi seviyede iseniz ona yakın yapmanız da faydalı olacaktır. Yeni başlayanlar animasyon filmlerini tercih edebilirler. Filmde geçen kısa söz öbeklerini tekrarlamak da öğrenmenizi kolaylaştıracaktır. “Hell yeah”, “sure thing” veya “you betcha!” gibi İngilizce’de yaygın bir şekilde kullanılan kısa argo kelimeler gibi. Kulağa hoş geliyorsa, tekrar etmesi de kolay olacak demektir. Bir süre sesli bir şekilde tekrardan sonra bu kullanımları uzun süre hatırlayacaksınız!
4.Sesli Tekrar Yapın!
Bilinçaltı sesi çok sever. Dil öğrenirken sesli olmaktan çekinmeyin. Okurken, yazarken, izlerken sesi sürekli kullanın. Film seyrederken, kitap okurken, müzik dinlerken sesli olarak tekrarlayın. Bu tekrarların sayısı artıkça ve zaman geçtikçe size ne kadar çok yararı olduğunu fark edeceksiniz. Sesli tekrar yapmak da dil öğreniminde kalıcılık ve hız sağlar.
5.Ezber Yapmayın!
Her dil öğrenimi için ezbere karşı çıkılır. Her dil için geçerlidir bu. Anadilimizde de yapmamamız gereken bir durum. Ezber, gerçek öğrenmeyi, kalıcı öğrenmeyi engeller. Ezber kısa sürede bilgiyi almamızı sağlar. Ancak ezberle edinilmiş bilgiler aynı hızla kaybolur. Yabancı dil öğrenirken ezber yapmak da yanlıştır. Hayattaki iletişimler ezberle yaşanmaz, o an gelişigüzel yaşanır. Yeni tanıştığınız herkesle adın ne, nerelisin, ne kadar süredir buradasın, neleri seviyorsun, gibi soruları peş peşe soruyor muyuz? Hayır. Ezberlemek yerine kelimeleri ve cümleleri bol bol kullanın. Yeni bir kelime mi öğrendiğinizde bunu hemen kullanın. Kelimeyi kullanırken de yaratıcılığınızı konuşturun ve size özel bir kullanım oluşturun. Böyle yapmanız ezberden kaçınmanızı sağlayacaktır.
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap