Tarih boyunca binbir çeşit medeniyete yuva olmuş Anadolu'dan bir Roma İmparatorluğu şehri daha. Karşınızda Sagalassos!
“Sagalassosluların en onurlu kenti, Romalıların dostu ve müttefiki olan ilk Pisidia kenti” Antalya ilinin 109 km kuzeyi, Ağlasun’un (Burdur bölgesi) 7 km kuzeyinde yer alan Pisidia kenti Sagalassos, batı Torosların batı kolunda, Ağlasun Dağları’nın güneye bakan dik yamacına (1.400- 1750 metre arası) iskân edilmiştir. Bulunduğu konumun avantajları oldukça fazladır.
Sagalassos Antik Kenti, antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölgede yer almaktadır. Yani şu an ki Burdur ilinin Ağlasun beldesinde. Dağlık bir alanın bitişiğinde yer alan kentte ilk yerleşim izleri günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sagalassos Antik Kenti, orijinal yapı taşlarının neredeyse tamamının bulunabildiği anıtsal yapıları ile son derece iyi korunmuş durumdadır. Tek tek çıkartılan kentin taşları özel işlemlerden geçirildikten sonra aslına uygun tekrar ayağa kaldırılmaktadır. Örneğin kentin girişinde bulunan kemer de bu şekilde diriltilmiştir.
Diğer yandan, kentin planı, üzerinde kurulmuş olduğu teraslı yapı düşünüldüğünde oldukça çarpıcıdır ve bu yapı ile uyumlu ve etkileyici bir anıtsal merkez yaratılmıştır. Ayrıca, en az bin yıllık seramik üretimi ile Sagalassos antik dönemlerdeki en uzun seramik üretimi merkezi olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
Peki nedir bu şehri bu kadar önemli kılan ?
Büyük İskender'in almakla zorlandığı önemli kentlerden biri olarak bilinen Sagalassos, Roma dönemi mimarisinin en iyi örneklerini yansıtıyor.
Döneminin 5 büyük seramik üretim merkezinden biri oluşuyla da öne çıkan antik kentteki kazı çalışmaları, Leuven Katolik Üniversitesinden Belçikalı Prof. Dr. Marc Waelkens başkanlığında 1989 yılında başladı. 30 yıllık çalışmanın geride bırakıldığı kazılarda ortaya oldukça önemli iki eser çıkarıldı. Emin Çapa bir videosunda bu eserlerden hassasiyetle bahsediyor. Dilerseniz videoya buradan ulaşabilirsiniz.
Bu eserlerden ilki önemli bir Roma imparatoru olan Hadrianus'a aittir. Yapılan açıklamalara göre şu ana kadar bulunan en iyi durumdaki Hadrianus heykellerinden biri Burdur Müzesinde sergilenmektedir. Aynı zamanda fotoğrafta bulunan Prof. Dr. Jeroen Poblome heykelleri anlatıyor. Bunun sebebi Waelkens'in emekliye ayrılmasından sonra kazı çalışmalarını aynı üniversiteden Prof. Dr. Jeroen Poblome devralmış olması.
Bir diğer eser ise Marcus Aurelius ' ait olan aşağıdaki büst. Bu eserde ise toprağında mükemmel derecede korunmayı başarmış.
Peki nasıl bu kadar iyi korunabilmiş?
Sagalassos’un doğal koruması sadece 250 metre altındaki verimli Ağlasun Vadisi’ne bakan stratejik konumundan değil akropolisinden de sağlanmaktadır (akra). Akropolis, yerleşmenin hemen kuzeyinde yer alan ve sarp kayalıklarıyla yerleşmeyi ulaşılamaz kılan Tekne Tepe’nin zirvesinde (1882 metre) yer alır. Büyük İskender’in biyograflarından biri olan Arrianus, kentin önünde, “savunma ile ilgili nedenlerle hemen hemen kentin duvarları kadar sağlam” konik bir tepeyi tarif eder. Bugün bu tepe “İskender Tepesi” olarak bilinir ve MS 268-270 yıllarında Sagalassos’ta basılan ve Büyük İskender’i MÖ 333 yılında kenti ele geçirirken tasvir eden sikkelerde açıkça görülür. Kısaca ulaşım zorluğu kenti her türlü olumsuzluktan korumayı başarmış.
Küçük Bir Efsaneye Sahip Antik Kent
Kenttin simge yapısı Antoninler Çeşmesi'nden içilen suyun insanları güzelleştirdiğine ve bu sudan içenlerin birbirine aşık olduğuna inanılırmış. Tarihle bu kadar iç içe bir coğrafyada yaşamanın avantajını kullanmak adına gidip görülesi bir antik kentin daha sonuna geldik. Yolunuzun düşmesi dileğiyle.
Kaynaklar: Ntv haber, Aktuel Arkeoloji
“Sagalassosluların en onurlu kenti, Romalıların dostu ve müttefiki olan ilk Pisidia kenti” Antalya ilinin 109 km kuzeyi, Ağlasun’un (Burdur bölgesi) 7 km kuzeyinde yer alan Pisidia kenti Sagalassos, batı Torosların batı kolunda, Ağlasun Dağları’nın güneye bakan dik yamacına (1.400- 1750 metre arası) iskân edilmiştir. Bulunduğu konumun avantajları oldukça fazladır.
Sagalassos Antik Kenti, antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölgede yer almaktadır. Yani şu an ki Burdur ilinin Ağlasun beldesinde. Dağlık bir alanın bitişiğinde yer alan kentte ilk yerleşim izleri günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Sagalassos Antik Kenti, orijinal yapı taşlarının neredeyse tamamının bulunabildiği anıtsal yapıları ile son derece iyi korunmuş durumdadır. Tek tek çıkartılan kentin taşları özel işlemlerden geçirildikten sonra aslına uygun tekrar ayağa kaldırılmaktadır. Örneğin kentin girişinde bulunan kemer de bu şekilde diriltilmiştir.
Diğer yandan, kentin planı, üzerinde kurulmuş olduğu teraslı yapı düşünüldüğünde oldukça çarpıcıdır ve bu yapı ile uyumlu ve etkileyici bir anıtsal merkez yaratılmıştır. Ayrıca, en az bin yıllık seramik üretimi ile Sagalassos antik dönemlerdeki en uzun seramik üretimi merkezi olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmektedir.
Peki nedir bu şehri bu kadar önemli kılan ?
Büyük İskender'in almakla zorlandığı önemli kentlerden biri olarak bilinen Sagalassos, Roma dönemi mimarisinin en iyi örneklerini yansıtıyor.
Döneminin 5 büyük seramik üretim merkezinden biri oluşuyla da öne çıkan antik kentteki kazı çalışmaları, Leuven Katolik Üniversitesinden Belçikalı Prof. Dr. Marc Waelkens başkanlığında 1989 yılında başladı. 30 yıllık çalışmanın geride bırakıldığı kazılarda ortaya oldukça önemli iki eser çıkarıldı. Emin Çapa bir videosunda bu eserlerden hassasiyetle bahsediyor. Dilerseniz videoya buradan ulaşabilirsiniz.
Bu eserlerden ilki önemli bir Roma imparatoru olan Hadrianus'a aittir. Yapılan açıklamalara göre şu ana kadar bulunan en iyi durumdaki Hadrianus heykellerinden biri Burdur Müzesinde sergilenmektedir. Aynı zamanda fotoğrafta bulunan Prof. Dr. Jeroen Poblome heykelleri anlatıyor. Bunun sebebi Waelkens'in emekliye ayrılmasından sonra kazı çalışmalarını aynı üniversiteden Prof. Dr. Jeroen Poblome devralmış olması.
Bir diğer eser ise Marcus Aurelius ' ait olan aşağıdaki büst. Bu eserde ise toprağında mükemmel derecede korunmayı başarmış.
Peki nasıl bu kadar iyi korunabilmiş?
Sagalassos’un doğal koruması sadece 250 metre altındaki verimli Ağlasun Vadisi’ne bakan stratejik konumundan değil akropolisinden de sağlanmaktadır (akra). Akropolis, yerleşmenin hemen kuzeyinde yer alan ve sarp kayalıklarıyla yerleşmeyi ulaşılamaz kılan Tekne Tepe’nin zirvesinde (1882 metre) yer alır. Büyük İskender’in biyograflarından biri olan Arrianus, kentin önünde, “savunma ile ilgili nedenlerle hemen hemen kentin duvarları kadar sağlam” konik bir tepeyi tarif eder. Bugün bu tepe “İskender Tepesi” olarak bilinir ve MS 268-270 yıllarında Sagalassos’ta basılan ve Büyük İskender’i MÖ 333 yılında kenti ele geçirirken tasvir eden sikkelerde açıkça görülür. Kısaca ulaşım zorluğu kenti her türlü olumsuzluktan korumayı başarmış.
Küçük Bir Efsaneye Sahip Antik Kent
Kenttin simge yapısı Antoninler Çeşmesi'nden içilen suyun insanları güzelleştirdiğine ve bu sudan içenlerin birbirine aşık olduğuna inanılırmış. Tarihle bu kadar iç içe bir coğrafyada yaşamanın avantajını kullanmak adına gidip görülesi bir antik kentin daha sonuna geldik. Yolunuzun düşmesi dileğiyle.
Kaynaklar: Ntv haber, Aktuel Arkeoloji
0 Yorum
Yorum Yap