Süleyman ve Ayla’nın Hikayesi Oscar’a Aday Oldu

90. Oscar Ödül Töreni’nde “yabancı dilde en iyi film”aday adayı olarak seçilen “Ayla” filmi Türkiye’yi temsil edecek. Can Ulkay’ın beyaz perdeye taşıdığı filmin Oscar’da yarışıp yarışamayacağını öğrenebilmemiz için ocak ayını beklememiz gerekiyor. Oscar adayları 23 Ocak 2018 tarihinde açıklanacak. Kim bilir belki ufukta bir Oscar Ödülü Türkiye’yi bekliyordur.

Hatırlarsınız geçen senelerde hayatımıza “vay be tam filmlerdeki gibi” dedirten yüreklere dokunan Süleyman Amcamız ile Kim Eunja(Ayla)’nın hikayesi girdi. İşte o sözümüz yönetmen tarafından duyulmuş olacak ki “Ayla” filmi karşımızda. Fragmanı izlemek için linke tıklayabilirsiniz. Gelelim konusuna...

Olaylar dizisi 25 Haziran 1950 yılında Kore’de, Süleyman Amca'nın dediğine göre belki de kışın en soğuk gecesinde (-35˚C) başlıyor. Kore Savaşı’na katılmış Türk tugayında astsubay olarak görev yapan Süleyman Dilbirliği yanında iki askerle yürürken annesi babası öldürülmüş feryat figan ağlayan dört-beş yaşlarında bir kız çocuğuna rastlıyor. Hiç düşünmeden kucaklayıp birliğine götürüyor. Bu çocuğun adı Kim Eunja idi.

Kim için birlikte yeni bir dönem başlıyor. Buraya ilk geldiğinde güzelce yıkanmış, saçları bit dolduğu için kısacık kesilmiş, kendisi için güzel bir yatak hazırlanmış ve onu sıcak tutacak kıyafetler, ayakkabılar satın alınmıştı. Askerler adını telaffuz ederken zorlanıyordu bu sebeple Süleyman Amcamız ona yuvarlak, ay gibi yüzü olduğu için Ayla ismini koydu.

Birlikler Kore’de bir sene boyunca kaldılar. Ayla askerlere, askerler Ayla’ya çok alışmışlardı fakat yeni bir birlik Kore’ye gönderilince Süleyman Amca için dönüş vakti gelmişti. Kızı gibi gördüğü Ayla’yı Türkiye’ye getirmeyi çok istemişti ama yasalar izin vermeyince mecburen ayrılmaları gerekiyordu.

Süleyman Amca gittikten sonra Ayla Türk askerlerinin Suwan kentinde açtığı Ankara Okulu’na yerleştirildi. Daha sonra Güney Kore Eğitim Bakanlığı’na devredilen okula kayıt yaptırdığı sırada (kendini öyle Türk olarak hissetmiş olmalı ki) kayıt olurken ismini Kim yerine Ayla olduğunu söylemiş.

Aradan koskoca 60 yıl geçti. Baba-kız birbirinden hiç haber alamadılar. Denemeler sonuçsuz kaldı. Ta ki Süleyman Amca Kore Savaşı’nın 60. yıl anısına Kore Başkonsolosluğu’nda düzenlenen bir resepsiyona katılana dek. Süleyman Amca uzun uzun Ayla’dan bahsedince Koreli yetkililerin ilgisini çekti. Ayla’nın fotoğrafına bakıldı, hemen Ankara Okulu’ndan mezun olanların kayıtları incelendi. Azmettiler sonunda Ayla’yı buldular. Eşini uzun süre önce kaybetmişti, bir oğlu, bir kızı hatta iki tane de torunu olmuştu.

Uzun zaman sonra 2010’da Güney Kore’de buluştular. Böyle bir mutluluğu herhalde hiç birimiz hayal bile edemeyiz. Bu olaydan sonra mektuplaşmaya başladılar Ayla Korece yazıp Türkçeye çevirtip iki mektubu da gönderiyor ve mektuplarında iyi bir babanın kızı olduğundan mutluluk duyduğundan bahsediyordu. 2012 yılında ise bu sefer Ayla Türkiye’ye geldi.

Filmi oluşturan hikaye işte böyle. Kahramanlarının hala hayatta olduğu (Süleyman Amcamız 93 yaşında), geçmişi gururla bugüne taşıyan filmde; İsmail Hacıoğlu, Kim Seol, Çetin Tekindor, Lee Kyong-Jin, Ali Atay, Murat Yıldırım, Taner Birsel, Altan Erkekli, Meral Çetinkaya, Damla Sönmez, Büşra Develi, Erkan Petekkaya, Sinem Uslu, Eric Roberts, Cade Carredine, Kim Byoungsoon, Johnny Young, Mehmet Esen, Caner Kurtaran, Burç Kümbetlioğlu, Duygu Yetiş, Ali Barkın, Nilgün Kasapbaşoğlu, Mine Teber, Esra Dermancıoğlu, Toygan Avanoğlu, İlber Gürtunca gibi birbirinden değerli 32 ulusal ve uluslararası yıldız yer alıyor. Ne diyelim yolun Oscar’da açık olsun “Ayla”!!