Hepimiz aklımızda sosyal izolasyon sürecinden sonra gidilecek tatil rotası belirliyoruz. Rotanıza Ege’nin incilerinden Ayvalık’ı eklemeye ne dersiniz?
Birçok kültüre ev sahipliği yapan ilçemiz tarihte Kydonia olarak da anılmıştır. Göçmen nüfusun fazla olduğu Ayvalık renkli sokakları, renkli insanlarıyla dikkat çekiyor. Mübadele öncesinden kalan Rum evleri, renkli kapılarıyla fotoğraflarınızı güzelleştirecek! Denize çıkan dar sokaklarında yürürken kendinizi nostaljik havaya bırakın.
Sokaklarda dolaşan insanların konuşmalarını garipseyebilirsiniz; Ayvalık’ın da kendine has bir dili var. Tanıştığınız birisi size “içersin bir kahvecik?” “koyayım bir çaycağız?” derse şaşırmayın. Sıcakkanlı ve konuşkan insanları ile tanışmaktan çekinmezseniz birçok renkli hikaye dinleyebilirsiniz.
“Peki ne yer, ne içeriz?” diye soracak olursanız sağlıklı olduğu kadar lezzetli bir mutfağa da sahip. Zeytinyağlıların ağırlıkta olduğu mutfağı ile hem hafif hem leziz yemekler tadabilirsiniz.
- Mezeler; Zoho otu, akkız, istifno otu, fava, kabak çiçeği dolması
- Deniz Ürünleri; Papalina, ahtapot salatası, midye tava, isli midye,karides
- Tatlılar;Damla sakızlı kurabiye, lor tatlısı, bademli muhallebi
Bonus: Güzel bir kaçamak yapmak isterseniz meşhur Ayvalık Tostunu, Tostçular Çarşısında mutlaka denemelisiniz.
Bir Perşembe günü giderseniz eğer çarşıda birçok Yunan ile karşılaşabilir, esnafın Yunanca konuştuğuna şahit olabilirsiniz. Her perşembe tüm çarşıyı kaplayan bir pazar kurulur, karşıdan; Midilliden pek çok insan alışveriş için gelir. Pazarda dolaşırken Şeytanın Kahve’de koruk suyu içmeyi unutmayın. Macaron Mahallesinde keyifle dolaşırken Macaron Muhallebicisi’nin muhallebilerinden de mutlaka deneyin.
Bir sonraki durağımız ise Cunda(Alibey) Adası. Eski adı Moshonis (kokuluada) olan ada nüfusunun büyük çoğunluğunu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göçmüş Türkler oluşturuyor. Bu sebeple adada dolaşırken Rumca-Yunanca konuşan kişilere çokça rastlayabilirsiniz. Girit mutfağı ve mezelerini tatmak isterseniz, deniz kenarına sıralanmış restoranlardan birine oturabilirsiniz.
Ada sokaklarını dolaşırken sizi karşılayacak olan Taksiyarhis Kilisesine mutlaka uğrayın. Sokakları dolaşarak tepeye çıktığınız zaman ise sizi Aşıklar Tepesi ve Rahmi Koç Müzesi karşılayacaktır. Müzeyi dolaştıktan sonra; içerisinde bulunan küçük kafede, ayaklarınızın altındaki Cunda manzarasının keyfini çıkararak kahvenizi içebilirsiniz.
Meşhur ada lokmasını yerken ise tarihi Taş Kahve’de kahveniz ya da çayınızla güneşi batırabilirsiniz. Taş Kahve’de şanslıysanız kahvenin dövülüşüne tanıklık edebilirsiniz. Akşam saatlerinde meydanda bulunan eğlence mekanlarında hem eğlenip hem de yemek yiyebilirsiniz.
Bir diğer tarafı Ayvalık’ın; Sarımsaklı. Sarımsaklı’ya giderken Şeytan Sofrasında günü batırabilir ya da sadece manzaranın tadını çıkarmak için uğrayabilirsiniz. Tepede bulunan ve şeytana ait olduğu düşünülen ayak izine bakarken dilek tutup, para atabilirsiniz. Lunaparkıyla, eğlence mekanlarıyla akşamları keyifli vakit geçirebileceğiniz; gündüz ise; uzun temiz plajı, tertemiz ve buz gibi deniziyle yüzmek için uğrayabileceğiniz ideal bir rota.
Dönmeden önce Leda’da nefis dondurmaları denemeyi de sakın unutmayın!
BONUS: Ayvalık’ta gün batışı eşliğinde güzel bir şarkı 🙂
Özgün İçerik: Bu içerik ÖğrenciKariyeri yazar ekibinden Ayşe DAĞLI tarafından oluşturulmuştur.