Bir gün herhangi bir kadın, zamanın herhangi bir noktasında kabullenmekten vazgeçer. O otobüs zamanın tam olarak o noktasından, özgürlüğe hareket eder.
1950'lerin Amerika'sında siyahi vatandaşlarla beyazlar otobüslere ayrı kapılardan biner, kendilerine ayrılmış ayrı yerlerde otururlardı. Jim Crow yasaları denen bu kurallar gereğince, toplu taşıma araçlarında beyazlar ayakta kalırsa siyahlar onlara yer vermek, eğer otobüsün ön sıralarında beyaz yolcular oturmuşsa, ön kapıdan girip şoföre parasını ödedikten sonra tekrar inerek arka kapıdan binmek zorundaydı.
1 Aralık 1955' e kadar...
Kırk iki yaşındaki Rosa, Montgomery' de bir mağazada terzi olarak çalışıyordu. O gün öğleden sonra, işinden çıktı ve 2857 numaralı Cleveland Bulvarı otobüsüne binerek evinin yolunu tuttu. Herhangi bir günde olduğu kadar yorgundu, herhangi bir günde olduğu gibi ücretini ön kapıdan ödedi ve arka kapıdan otobüse bindi, kendi sınıfına ait koltuğa oturdu. Üç durak geçmişti ki şoför Rosa' nın da aralarında olduğu dört siyahi yolcuyu, yeni binen beyazlara yer vermeleri için uyardı. Uyarıyı alan yolcular, şoförün dediğini yaptılar. Rosa Parks hariç. Rosa Parks yerinden kalkmadı; çünkü yorgundu.
Yanlış anlamayın, fiziksel bir yorgunluk değildi bu. Rosa Parks daha sonra yaşanan bu gün için şöyle söylüyordu:
"İş günü olmasının fiziksel yorgunluğu değildi bu. Yaşlı da değildim, 42 yaşındaydım. Çok yorgundum. Sürekli haksızlığa uğramaktan ve bunu kabullenmekten yorgundum’’
Polis çağrıldı ve Rosa tutuklandı. Kefaletin ödenmesiyle Rosa, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bir kadının sivil itaatsizliği tarihe geçen bir özgürlük direnişinin kıvılcımı oldu. 35 bin el ilanı hazırlandı ve halk otobüsleri boykot etmeye çağrıldı. 5 Aralık Pazartesi günü Rosa Parks mahkemeye çıkarken, Montgomery tarihinin en önemli gününü yaşıyordu. Şehirde o gün yağmur yağıyordu; ancak neredeyse bütün siyahlar boykota katılıyordu. Bazıları özel arabalarıyla taşıyabildiği kadar siyahı taşıyordu. En az 40 bin belediye otobüsü yolcusu o gün yürüyerek gitti işine. Bazıları 32 kilometrelik yolu yürüdü; ama yine de belediye otobüsüne binmedi. Mahkeme Rosa Parks' ı kamu düzenini bozmaktan 14 dolar para cezasına çarptırdı ve bir halk tüketmemenin gücünü kullandı. Şehirdeki siyahlar tam 381 gün boyunca otobüslere binmedi. İşlerine, okullarına yürüdüler. Siyahlar buldukları özel araçlarla yolcu taşıdı, hatta beyaz ev kadınları da arabalarıyla onlara destek verdi. Belediye otobüslerini işleten şirket büyük maddi zarar yaşadı. Bu direnişin sonucunda, ABD Yüksek Mahkemesi 1956 yılının son günlerinde Montgomery' de otobüslerdeki ırk ayrımcılığını kaldırdı.
Rosa Parks otobüs direnişinin ardından hedef haline geldi. İşini kaybetti, ölüm tehditleri aldı. Yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda kaldı. Martin Luther King, işte bu itaatsiz kadının sürüklediği hareketten aldığı ilhamla Montgomery Otobüs Boykotu eylemini başlattı ve bu barış yanlısı protesto eylemleri, 1964 Sivil Haklar Yasası' nı getirdi.
Yirminci yüzyılın sonlarına gelindiğinde Rosa Parks tarihe "Sivil Direnişin Annesi" olarak geçmiş biriydi. Sayısız insan hakları ödülü aldı. Yaşama veda ettiği 1 Aralık 2005' te Amerika' nın pek çok şehrinde otobüs şoförlerinin arkasındaki koltuklar Rosa' nın anısına boş bırakıldı.
Özel İçerik: Selinay Şendir
1950'lerin Amerika'sında siyahi vatandaşlarla beyazlar otobüslere ayrı kapılardan biner, kendilerine ayrılmış ayrı yerlerde otururlardı. Jim Crow yasaları denen bu kurallar gereğince, toplu taşıma araçlarında beyazlar ayakta kalırsa siyahlar onlara yer vermek, eğer otobüsün ön sıralarında beyaz yolcular oturmuşsa, ön kapıdan girip şoföre parasını ödedikten sonra tekrar inerek arka kapıdan binmek zorundaydı.
1 Aralık 1955' e kadar...
Kırk iki yaşındaki Rosa, Montgomery' de bir mağazada terzi olarak çalışıyordu. O gün öğleden sonra, işinden çıktı ve 2857 numaralı Cleveland Bulvarı otobüsüne binerek evinin yolunu tuttu. Herhangi bir günde olduğu kadar yorgundu, herhangi bir günde olduğu gibi ücretini ön kapıdan ödedi ve arka kapıdan otobüse bindi, kendi sınıfına ait koltuğa oturdu. Üç durak geçmişti ki şoför Rosa' nın da aralarında olduğu dört siyahi yolcuyu, yeni binen beyazlara yer vermeleri için uyardı. Uyarıyı alan yolcular, şoförün dediğini yaptılar. Rosa Parks hariç. Rosa Parks yerinden kalkmadı; çünkü yorgundu.
Yanlış anlamayın, fiziksel bir yorgunluk değildi bu. Rosa Parks daha sonra yaşanan bu gün için şöyle söylüyordu:
"İş günü olmasının fiziksel yorgunluğu değildi bu. Yaşlı da değildim, 42 yaşındaydım. Çok yorgundum. Sürekli haksızlığa uğramaktan ve bunu kabullenmekten yorgundum’’
Polis çağrıldı ve Rosa tutuklandı. Kefaletin ödenmesiyle Rosa, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Bir kadının sivil itaatsizliği tarihe geçen bir özgürlük direnişinin kıvılcımı oldu. 35 bin el ilanı hazırlandı ve halk otobüsleri boykot etmeye çağrıldı. 5 Aralık Pazartesi günü Rosa Parks mahkemeye çıkarken, Montgomery tarihinin en önemli gününü yaşıyordu. Şehirde o gün yağmur yağıyordu; ancak neredeyse bütün siyahlar boykota katılıyordu. Bazıları özel arabalarıyla taşıyabildiği kadar siyahı taşıyordu. En az 40 bin belediye otobüsü yolcusu o gün yürüyerek gitti işine. Bazıları 32 kilometrelik yolu yürüdü; ama yine de belediye otobüsüne binmedi. Mahkeme Rosa Parks' ı kamu düzenini bozmaktan 14 dolar para cezasına çarptırdı ve bir halk tüketmemenin gücünü kullandı. Şehirdeki siyahlar tam 381 gün boyunca otobüslere binmedi. İşlerine, okullarına yürüdüler. Siyahlar buldukları özel araçlarla yolcu taşıdı, hatta beyaz ev kadınları da arabalarıyla onlara destek verdi. Belediye otobüslerini işleten şirket büyük maddi zarar yaşadı. Bu direnişin sonucunda, ABD Yüksek Mahkemesi 1956 yılının son günlerinde Montgomery' de otobüslerdeki ırk ayrımcılığını kaldırdı.
Rosa Parks otobüs direnişinin ardından hedef haline geldi. İşini kaybetti, ölüm tehditleri aldı. Yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda kaldı. Martin Luther King, işte bu itaatsiz kadının sürüklediği hareketten aldığı ilhamla Montgomery Otobüs Boykotu eylemini başlattı ve bu barış yanlısı protesto eylemleri, 1964 Sivil Haklar Yasası' nı getirdi.
Yirminci yüzyılın sonlarına gelindiğinde Rosa Parks tarihe "Sivil Direnişin Annesi" olarak geçmiş biriydi. Sayısız insan hakları ödülü aldı. Yaşama veda ettiği 1 Aralık 2005' te Amerika' nın pek çok şehrinde otobüs şoförlerinin arkasındaki koltuklar Rosa' nın anısına boş bırakıldı.
Özel İçerik: Selinay Şendir
0 Yorum
Yorum Yap