Hepimizin Mesnevi’de geçen kısa bir hikayeden yola çıkılarak yazdığı Simyacı kitabıyla tanıdığı Güney Amerika’nın en çok okunan ikinci yazarı Paulo Coelho; bazıları için kaliteli, felsefeyi sözle değil de kitaplarında yaşatarak anlatan, inançlı, mistik bir yazar, bazıları içinse popüler kültür içinde bir tüccar… Kitaplarını hala okumadıysanız, Paulo Coelho’nun birbirinden özel, düşünerek, sorgulayarak tek seferde okuyacağınız beş romanını sizler için düzenledim.
SİMYACI
Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye’de de çok okunan, çok sevilen, çok övülen bir kitap. Babası rahip olmasını isterken farklı hayatlar, farklı insanları tanımak görmek isteyen Santiago, babasından para alarak çobanlığa başlar bu yolculuk simyacıya ulaşmak uğruna çöllere kadar uzanır. Simyacı, insanın mutluluğu ve hayallerini uzaklarda arar; fakat mutluluk yanıbaşımızdadır öğretisini aşılayan felsefi bir roman.
VERONİKA ÖLMEK İSTİYOR
Veronika adlı genç bir kadının yaşam isteğini elde edişini anlatır. Paulo Coelho’nun ülkemize yakın bir coğrafyada, Bosna ve Slovenya’da geçen Veronika Ölmek İstiyor adlı romanı, varoluşumuzun her dakikasına yaşam ile ölüm arasında bir seçim olarak yaklaşıyor. Toplumun alışılmış kalıplarının dışına çıkan, farklı düşünceleri yüzünden ön yargıları göğüslemek zorunda kalan insanları anlatıyor.
ŞEYTAN VE GENÇ KADIN
Kasabaya gelen yabancı eşini ve kızını kaybederek tüm insanların kötü olduğunu, iyilik diye bir şeyin olmadığı fikrine inanır ve bu görüşünü kanıtlamak için de şimdiye kadar hiçbir kanun dışı olaya sahne olmayan kasabada bir cinayet işlenirse yabancı altınlarını kasabaya bağışlayacaktır. Kasabadaki genç kadın Chantal bu fikre karşı çıkarken kasabalı kurban aramaktadır. İnsanların içinde kötülük kadar iyilik de var mıdır?
ZAHİR
“Seni kendimden bile daha çok seviyorum.” Eğer bunu söyleyebilirsem kendimle barış içinde yaşamayı sürdürebilirim, çünkü bu aşk beni rehin aldı.
Bu romanda yazar ansızın kaybolan karısını bulmak için; karısının en son birlikte görüldüğü kişiyle Kazakistan’a doğru yolculuğa çıkar ve bu yolculukta kendi iç dünyasında hem karısına olan aşkını sorgular hem de kendisine göre yeni bir aşk tanımı ortaya çıkartıyor.
BRİDA
Brida, kendisinde Tanrı vergisi bir yetenek olduğunu gören bilge bir erkekle ve dünyanın gizli müziğine ayak uydurarak dans etmeyi öğreten bir kadınla karşılaşır ve yeteneğini kendisinin bulabilmesi için genç kızı kendi içine doğru bir keşif yolculuğuna çıkmasını sağlarlar. Bu mistik yolculukta Brida büyü ve sihir öğrenerek hayatın gizli ve derin anlamlarını keşfetmeye başlar .
Özgün İçerik: Gülname Likoğlu