Öğrenci Kariyeri
Kriz; işletme, örgüt veya belli bir amaç dahilinde bir araya gelen toplulukları tehdit eden durumlar olarak tanımlanır. Kriz yönetimi de, kriz olarak tanımlanan durumu ortadan kaldırmak için yapılan çalışmaları içeren sürece denir.
İş hayatımızda, ailemizde, arkadaşlarımızda, çevremizde kısacası işin içinde “insan” faktörü olduğu sürece “kriz” hayatımızın bir parçası. Birçok şekilde kendini gösterebiliyor. Ama ne olursa olsun yönetilebiliyor. Peki bir krizi başarıyla yönetebilmek için ne yapmalıyız? Sizi başarıya götürecek 5 adım…
1- Öngörü
Bu ilk aşamada organizasyonun sağlık taramasını yapmalısınız. Zayıf halkaları bulmanıza yardımcı olması için “rahatsız edici” sorular sorun. Örneğin, “IT güvenliğimiz güncel mi?''; “En son ne zaman bir korsanlık saldırısına maruz kaldık veya güvenliğimiz ihlal edildi mi?”; “Sistemimizde çatlaklar var mı?”
Bunlar çalışanlar için de geçerli. 360 derece değerlendirmelerin sonuçları ne oldu? Yönetim kurulumuzda finansal sorunlar bulunuyor mu?
Çok kapsamlı olmakla beraber gerekli bir liste. Bu türden bilgilerle donanımlı bir organizasyon hemen daha güçlü hale gelir. Çünkü zayıf noktalarını biliyordur. Şirketim bu sürece “İşaret Ateşi” adını veriyor. İsim 13. yüzyılda Kuzey Afrika kıyılarında korsan veya köle tüccarlarının gemileri görüldüğünde yakılan uyarı ışıklarından geliyor.
Bu süreçte aynı zamanda kriz iletişimi ve yönetim ekibi için muhtemel adayları belirleyebilir ve onları eğitmeye başlayabilirsiniz.
Ekip kıdem ve karakter açısından karma bir gruptan oluşmalı. Fakat hepsi de yavaş zamanda düşünmeden, acele iş yapmaya sıçrayabilecek karakterde olmalılar. Benim tecrübelerim ışığında üst düzey bir başkan yardımcısı, özellikle kendisine gerçek kararlar alma yetkisi verilirse, ekip lideri olarak iyi bir tercih olacaktır. Başka bir seçenek ise profesyonel bir Kriz Takımı Liderini başa getirmek olabilir. Çünkü bir şirkette kriz söz konusu olduğunda kişisel meseleleri olmayacaktır. Bu krizin ilk aşamalarında çok değerli olabilir. Ben genellikle yetkiyi CEO’ya verme taraftarı değilim. Çünkü CEO’ların bütün şirketi yönetmeleri gerekiyor. Meksika Körfezi’nde Deepwater Horizon krizi gerçekleştiğinde, şahsen Tony Hayward’un ekibi yönetmesinin yanlış bir adım olduğunu düşündüm. İş sürekliliği ve kaynaklara yönelik hukuki ve politik bir danışmanın da orada bulunması, bir sözcünün iletişim ekibi tarafından desteklenmesi gerekirdi. Ben şahsen dışarıdan bir PR şirketinden, daha önce kriz durumlarını yaşamış, baskının nasıl bir şey olduğunu bilen üst düzey bir çalışanın olmasını tercih ederim. Tarafızlığa değer veriyorum.
2- Sistemler
Çalışanları ve şirketin kilit üyelerini bilgilendirmek için sağlam sistemler olmalı. SMS muhtemelen tek başına yeterli olmayacaktır. Bir mobil ağ operatörüyseniz ve kriziniz ağın çökmesiyse, tek iletişim yolunuz SMS olduğunda sorunlar yaşayabilirsiniz. Şunu da belirtmek önem taşıyor: Londra’da yaşanan bomba saldırıları sırasında, patlamaları izleyen ilk dakikalarda İngiliz mobil ağı çöktü. Dolayısıyla etkili olmak istiyorsanız, yaratıcı olmanız gerekiyor. Uydu telefonları, kurye sistemi vs. bütün seçenekleri araştırın. Nepal’de yaşanan deprem sonrasında Nepal hükümetinin ilk saatlerde karşılaştığı temel sorunlardan biri kurtarma çalışmalarını koordine etmek ve sadece medya ile çalışanlarına değil, tüm paydaşlarına aldığı kararların iletişimini yapmaktı. Doğal olarak bunların belirlenmesi, iletişim yöntemleri üzerinde anlaşılması ve bunların test edilmesi gerekiyor.
3- Holding Beyanlarının Geliştirilmesi
Şirketinizin iletişim tonunu siz biliyorsunuz. Mesela Virgin, Barclays gibi konuşmuyor. Mesajlarınızı iletecek sözcüleri de siz biliyorsunuz. Dolayısıyla holdinginizin beyanlarına yönelik şablonlar hazırlamaya başlayabilirsiniz. Bir şeyler yanlış gittiğinde ve bu konuda kouşma kararı aldığınızda, bunlar dinleyicilerinize ileteceğiniz ilk mesajlar olacak. Sözcüler söyledikleri konusunda kendilerini rahat hissetmeli. Beyanda bulunduklarında bu özgüvenlerine yansıyacaktır. Tüm bu hazırlıklar şirketin başına bir kriz gelmeden önce yapılmalı. Böylece ekip hemen hemen her şeye hazır olacaktır.
4- Değerlendirme
Mesajların nasıl algılandığından, ekip üyelerinin baskı altında nasıl performans gösterdiğine dair her konuda sürekli değerlendirme yapılmalı. Ana mesajlar uyarlanmalı ve her bir olayda yeniden yazılmalı. Dış partiler ve başlıca olaylarda potansiyel beyanlara yönelik beyin fırtınası yapılarak kriz durumlarına yönelik bir adım önde olunmalı.
5- Analiz
Kriz “yaşamını” anlamak için verilen kararların kim tarafından, ne zaman verildiğine dair kayıt tutmak elzem. Bu kayıtlar, kriz sonrası analizin gerekli bir parçası. İdeal durumda olay yatıştıktan ve her şey normale döndükten sonra bu analizler yapılmalı.
İş hayatımızda, ailemizde, arkadaşlarımızda, çevremizde kısacası işin içinde “insan” faktörü olduğu sürece “kriz” hayatımızın bir parçası. Birçok şekilde kendini gösterebiliyor. Ama ne olursa olsun yönetilebiliyor. Peki bir krizi başarıyla yönetebilmek için ne yapmalıyız? Sizi başarıya götürecek 5 adım…
1- Öngörü
Bu ilk aşamada organizasyonun sağlık taramasını yapmalısınız. Zayıf halkaları bulmanıza yardımcı olması için “rahatsız edici” sorular sorun. Örneğin, “IT güvenliğimiz güncel mi?''; “En son ne zaman bir korsanlık saldırısına maruz kaldık veya güvenliğimiz ihlal edildi mi?”; “Sistemimizde çatlaklar var mı?”
Bunlar çalışanlar için de geçerli. 360 derece değerlendirmelerin sonuçları ne oldu? Yönetim kurulumuzda finansal sorunlar bulunuyor mu?
Çok kapsamlı olmakla beraber gerekli bir liste. Bu türden bilgilerle donanımlı bir organizasyon hemen daha güçlü hale gelir. Çünkü zayıf noktalarını biliyordur. Şirketim bu sürece “İşaret Ateşi” adını veriyor. İsim 13. yüzyılda Kuzey Afrika kıyılarında korsan veya köle tüccarlarının gemileri görüldüğünde yakılan uyarı ışıklarından geliyor.
Bu süreçte aynı zamanda kriz iletişimi ve yönetim ekibi için muhtemel adayları belirleyebilir ve onları eğitmeye başlayabilirsiniz.
Ekip kıdem ve karakter açısından karma bir gruptan oluşmalı. Fakat hepsi de yavaş zamanda düşünmeden, acele iş yapmaya sıçrayabilecek karakterde olmalılar. Benim tecrübelerim ışığında üst düzey bir başkan yardımcısı, özellikle kendisine gerçek kararlar alma yetkisi verilirse, ekip lideri olarak iyi bir tercih olacaktır. Başka bir seçenek ise profesyonel bir Kriz Takımı Liderini başa getirmek olabilir. Çünkü bir şirkette kriz söz konusu olduğunda kişisel meseleleri olmayacaktır. Bu krizin ilk aşamalarında çok değerli olabilir. Ben genellikle yetkiyi CEO’ya verme taraftarı değilim. Çünkü CEO’ların bütün şirketi yönetmeleri gerekiyor. Meksika Körfezi’nde Deepwater Horizon krizi gerçekleştiğinde, şahsen Tony Hayward’un ekibi yönetmesinin yanlış bir adım olduğunu düşündüm. İş sürekliliği ve kaynaklara yönelik hukuki ve politik bir danışmanın da orada bulunması, bir sözcünün iletişim ekibi tarafından desteklenmesi gerekirdi. Ben şahsen dışarıdan bir PR şirketinden, daha önce kriz durumlarını yaşamış, baskının nasıl bir şey olduğunu bilen üst düzey bir çalışanın olmasını tercih ederim. Tarafızlığa değer veriyorum.
2- Sistemler
Çalışanları ve şirketin kilit üyelerini bilgilendirmek için sağlam sistemler olmalı. SMS muhtemelen tek başına yeterli olmayacaktır. Bir mobil ağ operatörüyseniz ve kriziniz ağın çökmesiyse, tek iletişim yolunuz SMS olduğunda sorunlar yaşayabilirsiniz. Şunu da belirtmek önem taşıyor: Londra’da yaşanan bomba saldırıları sırasında, patlamaları izleyen ilk dakikalarda İngiliz mobil ağı çöktü. Dolayısıyla etkili olmak istiyorsanız, yaratıcı olmanız gerekiyor. Uydu telefonları, kurye sistemi vs. bütün seçenekleri araştırın. Nepal’de yaşanan deprem sonrasında Nepal hükümetinin ilk saatlerde karşılaştığı temel sorunlardan biri kurtarma çalışmalarını koordine etmek ve sadece medya ile çalışanlarına değil, tüm paydaşlarına aldığı kararların iletişimini yapmaktı. Doğal olarak bunların belirlenmesi, iletişim yöntemleri üzerinde anlaşılması ve bunların test edilmesi gerekiyor.
3- Holding Beyanlarının Geliştirilmesi
Şirketinizin iletişim tonunu siz biliyorsunuz. Mesela Virgin, Barclays gibi konuşmuyor. Mesajlarınızı iletecek sözcüleri de siz biliyorsunuz. Dolayısıyla holdinginizin beyanlarına yönelik şablonlar hazırlamaya başlayabilirsiniz. Bir şeyler yanlış gittiğinde ve bu konuda kouşma kararı aldığınızda, bunlar dinleyicilerinize ileteceğiniz ilk mesajlar olacak. Sözcüler söyledikleri konusunda kendilerini rahat hissetmeli. Beyanda bulunduklarında bu özgüvenlerine yansıyacaktır. Tüm bu hazırlıklar şirketin başına bir kriz gelmeden önce yapılmalı. Böylece ekip hemen hemen her şeye hazır olacaktır.
4- Değerlendirme
Mesajların nasıl algılandığından, ekip üyelerinin baskı altında nasıl performans gösterdiğine dair her konuda sürekli değerlendirme yapılmalı. Ana mesajlar uyarlanmalı ve her bir olayda yeniden yazılmalı. Dış partiler ve başlıca olaylarda potansiyel beyanlara yönelik beyin fırtınası yapılarak kriz durumlarına yönelik bir adım önde olunmalı.
5- Analiz
Kriz “yaşamını” anlamak için verilen kararların kim tarafından, ne zaman verildiğine dair kayıt tutmak elzem. Bu kayıtlar, kriz sonrası analizin gerekli bir parçası. İdeal durumda olay yatıştıktan ve her şey normale döndükten sonra bu analizler yapılmalı.
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap