Öğrenci Kariyeri
Son dönemlerde hepimizi etkisi altına alan sosyal medya sosyal ilişkilerimizi büyük ölçüde etkiliyor. Öyle ki, arkadaşlarıyla birlikte vakit geçirmeye çıkan bir birey ister genç olsun ister orta yaşlı telefonunu elinden bırakıp karşısındakiyle ilgilenemiyor bile. Yediğimiz yemeğin fotoğrafını çekmekten, bulunduğumuz yerin konumunu etiketlemekten arkadaşımızla/yakınımızla yüzyüze bakamaz olduk.
Çağımızın en büyük sorunu haline gelen bu şey, buna ister telefon bağımlılığı ister sosyal medya bağımlılığı deyin adı her ne olursa olsun bizim ilişkilerimizi olumsuz yönde etkiliyor. Toplumun her kesiminin ilgisini çekecek her türlü içeriğe sahip olan sosyal medya gün geçtikçe üzerimizdeki baskısını daha fazla hissettiriyor. Oysa bundan 20 yıl önce insanlar bizden çok daha mutluydu. Ne "Sen onun fotoğrafını neden beğendin?!" ne de "Onu neden ekledin?!" problemlerinin biri bile yoktu hayatımızda. Sohbetler çok daha gerçekti. Birileriyle sohbet ederken yüzüne bakmayıp instagram ana sayfasında gezinmiyordu hiç kimse.
Telefonumuz her şeyimiz oldu. Uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla buluştuğumuz o akşam bile sohbetin durağanlaştığı ilk anda telefonlarımızı elimize alıyoruz. Sinemaya mı gittik... Ara verdiği anda telefonuna sarılmayan var mı? Bence artık bunu değiştirme vaktimiz geldi. Hepimiz sevdiğimiz bir insanın yanındayken, sohbet ediyorken masaya yüzüstü çevirip bırakalım telefonu. Bırakın gelsin bildirimler ama biz sohbetimizi bölmeyelim, o anın kıymetini bilelim.
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki ne onsuz olur ne de onunla bu denli fazlası olur. Çünkü, şu an yaşadığımız çağ içerisinde her şey tek tuşla halledilebilir kolaylıkta. Tabii ki hiç kimse bu kolaylıklar varken daha zorunu tercih etmez ama sosyal meydayı/telefonu hayatının en önemli parçası haline de getirmemeli.
Evet! Hayatı yakalamak, yeniliklerden haberdar olmak, bir işimizi kolaylaştırmak için sosyal medya/telefon birçok insan için olmazsa olmaz. Fakat bunda da görüyoruz ki "Her şeyin fazlası zarar!" Yapılan bir araştırmaya göre internet bağımlısı insanlar ile madde bağımlısı insanlar ile aynı etkiler görülüyor. İnternet bağımlısı bir insan internetin olmadığı bir yere gitmiyor. İşte bu, bağımlılığımızın ne hale geldiğini gözler önüne seriyor.
New York’ta gerçekleştirilen Amerikan Psikiyatri Birliği Kongresi’nde; mesleği özel bir çalışma gerektirmedikçe, internetle günde 6 saatten daha fazla vakit geçirilmesi ve bu ilginin 6 aydan uzun sürmesinin ‘internet bağımlılığı’na işaret ettiği görüşüne varıldı. Şimdi sorun kendinize. Siz de bağımlı mısınız?
Peki bunu nasıl değiştirebiliriz?
Azaltarak Bırakmayı Deneyin
Evet tıpkı sigara gibi... Hergün biraz daha az vakit geçirerek bu bağımlılıktan kurtulmaya çalışın. Mesela her boş kaldığınız anda, günde 5131214 kere değil de 5 kez bakın ya da üye olduğunuz bazı hesaplara veda etmeye çalışın.
Ne Kadar Vakit Ayıracağınızı Belirleyin
Aslında tüm sorun bu. Daha 5 dk önce bile bakmış olmamıza rağmen telefonu elimize alıp sanki dünyalar elimizden kayıp gidiyormuş gibi aman şuna da tıkla buna da tıkla diyerek bu süreyi boş yere uzatıyoruz. Bunun için ciddi ciddi elinize kağıt kalemi alıp gün içinde hangi sürelerde ve ne kadar vakit harcayacağınızı belirlemekte ve buna sadık kalacağınıza dair kendinize söz vermenizde fayda var...
Son Çare Tüm Hesaplarınızı Kapatın
Her şeyi denediniz... Sabretmeye çalıştınız... Baktınız olmuyor bıçak gibi kesin tüm bağınızı. Facebookmuş, Instagrammış, Twittermış nerede ne hesabınız var ise hepsini kapatın. Evet zor olacak başta ve biraz boşluğa düşmüş hissedeceksiniz ama göreceksiniz ki bunlar olmayınca dünya durmuyor... Aksine sosyal ilişkilerinizin ne kadar güçlendiğini farkedeceksiniz. Belki sosyal medyada hayatına özendiğiniz insanlar vardı, artık hayatınızı karşılaştırıp gereksiz triplere girmeyeceksiniz. Bir ilişkiniz var ise ve aranızda yaşadığınız problemler bununla alakalıysa hesaplarınıza birlikte veda etmeyi deneyin. İlişkinize ne kadar faydası olacağını göreceksiniz. Arkadaşlarınızla bir ortama girdiğinizde bu bağımlılıktan kurtulmuş biri olarak o masadaki sohbetiniz hiç bitmeyecek ve onları da olumlu yönde etkileyeceksiniz...
Ama birilerini takip etmeden, bir yerlerde paylaşım yapmadan yaşamaya alıştıkça emin olun ki kendinizi çok daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Unutmayın; sosyal medya sizi gerçek yaşamdan, gerçek anlamda yaşamaktan alıkoyuyor. Bu sanallığın sizi kendine esir etmesine ve hayatınızı etkilemesine izin vermeyin.
Çağımızın en büyük sorunu haline gelen bu şey, buna ister telefon bağımlılığı ister sosyal medya bağımlılığı deyin adı her ne olursa olsun bizim ilişkilerimizi olumsuz yönde etkiliyor. Toplumun her kesiminin ilgisini çekecek her türlü içeriğe sahip olan sosyal medya gün geçtikçe üzerimizdeki baskısını daha fazla hissettiriyor. Oysa bundan 20 yıl önce insanlar bizden çok daha mutluydu. Ne "Sen onun fotoğrafını neden beğendin?!" ne de "Onu neden ekledin?!" problemlerinin biri bile yoktu hayatımızda. Sohbetler çok daha gerçekti. Birileriyle sohbet ederken yüzüne bakmayıp instagram ana sayfasında gezinmiyordu hiç kimse.
Telefonumuz her şeyimiz oldu. Uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla buluştuğumuz o akşam bile sohbetin durağanlaştığı ilk anda telefonlarımızı elimize alıyoruz. Sinemaya mı gittik... Ara verdiği anda telefonuna sarılmayan var mı? Bence artık bunu değiştirme vaktimiz geldi. Hepimiz sevdiğimiz bir insanın yanındayken, sohbet ediyorken masaya yüzüstü çevirip bırakalım telefonu. Bırakın gelsin bildirimler ama biz sohbetimizi bölmeyelim, o anın kıymetini bilelim.
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki ne onsuz olur ne de onunla bu denli fazlası olur. Çünkü, şu an yaşadığımız çağ içerisinde her şey tek tuşla halledilebilir kolaylıkta. Tabii ki hiç kimse bu kolaylıklar varken daha zorunu tercih etmez ama sosyal meydayı/telefonu hayatının en önemli parçası haline de getirmemeli.
Evet! Hayatı yakalamak, yeniliklerden haberdar olmak, bir işimizi kolaylaştırmak için sosyal medya/telefon birçok insan için olmazsa olmaz. Fakat bunda da görüyoruz ki "Her şeyin fazlası zarar!" Yapılan bir araştırmaya göre internet bağımlısı insanlar ile madde bağımlısı insanlar ile aynı etkiler görülüyor. İnternet bağımlısı bir insan internetin olmadığı bir yere gitmiyor. İşte bu, bağımlılığımızın ne hale geldiğini gözler önüne seriyor.
New York’ta gerçekleştirilen Amerikan Psikiyatri Birliği Kongresi’nde; mesleği özel bir çalışma gerektirmedikçe, internetle günde 6 saatten daha fazla vakit geçirilmesi ve bu ilginin 6 aydan uzun sürmesinin ‘internet bağımlılığı’na işaret ettiği görüşüne varıldı. Şimdi sorun kendinize. Siz de bağımlı mısınız?
Peki bunu nasıl değiştirebiliriz?
Azaltarak Bırakmayı Deneyin
Evet tıpkı sigara gibi... Hergün biraz daha az vakit geçirerek bu bağımlılıktan kurtulmaya çalışın. Mesela her boş kaldığınız anda, günde 5131214 kere değil de 5 kez bakın ya da üye olduğunuz bazı hesaplara veda etmeye çalışın.
Ne Kadar Vakit Ayıracağınızı Belirleyin
Aslında tüm sorun bu. Daha 5 dk önce bile bakmış olmamıza rağmen telefonu elimize alıp sanki dünyalar elimizden kayıp gidiyormuş gibi aman şuna da tıkla buna da tıkla diyerek bu süreyi boş yere uzatıyoruz. Bunun için ciddi ciddi elinize kağıt kalemi alıp gün içinde hangi sürelerde ve ne kadar vakit harcayacağınızı belirlemekte ve buna sadık kalacağınıza dair kendinize söz vermenizde fayda var...
Son Çare Tüm Hesaplarınızı Kapatın
Her şeyi denediniz... Sabretmeye çalıştınız... Baktınız olmuyor bıçak gibi kesin tüm bağınızı. Facebookmuş, Instagrammış, Twittermış nerede ne hesabınız var ise hepsini kapatın. Evet zor olacak başta ve biraz boşluğa düşmüş hissedeceksiniz ama göreceksiniz ki bunlar olmayınca dünya durmuyor... Aksine sosyal ilişkilerinizin ne kadar güçlendiğini farkedeceksiniz. Belki sosyal medyada hayatına özendiğiniz insanlar vardı, artık hayatınızı karşılaştırıp gereksiz triplere girmeyeceksiniz. Bir ilişkiniz var ise ve aranızda yaşadığınız problemler bununla alakalıysa hesaplarınıza birlikte veda etmeyi deneyin. İlişkinize ne kadar faydası olacağını göreceksiniz. Arkadaşlarınızla bir ortama girdiğinizde bu bağımlılıktan kurtulmuş biri olarak o masadaki sohbetiniz hiç bitmeyecek ve onları da olumlu yönde etkileyeceksiniz...
Ama birilerini takip etmeden, bir yerlerde paylaşım yapmadan yaşamaya alıştıkça emin olun ki kendinizi çok daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Unutmayın; sosyal medya sizi gerçek yaşamdan, gerçek anlamda yaşamaktan alıkoyuyor. Bu sanallığın sizi kendine esir etmesine ve hayatınızı etkilemesine izin vermeyin.
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap