İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Edanur Göçmen ile başkan yardımcılığını yaptığı Model Birleşmiş Milletler Kulübü hakkında konuştuk.
İlk olarak kulübün temel amacı ve hedefi nedir?
Model Birleşmiş Milletler hatta İngilizcesi ve daha yaygın kullanımıyla Model United Nations, katılımcıların Birleşmiş Milletler'e ve işleyişine dair bilgi edinmesini sağlayan bir akademik simülasyon diyebiliriz. Kulüp Birleşmiş Milletler temelinde global sorunları çözüm odaklı tartışmayı hedefliyor. Bu tartışmaları gerçekleştirebilmek adına çeşitli konferanslar düzenliyoruz.
Kulübün kuruluşu ve bu güne kadar ilerleyen sürecinden biraz bahsedebilir misiniz?
Model Birleşmiş Milletler aslında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nin en köklü kulüplerinden biri diyebiliriz. Fakat mezun ve yeni gelen öğrencilerin arasındaki bağ canlı tutulamadığı için bir süre süreklilik sağlanamamış ne yazık ki. Buna rağmen ilk zamanlarda Harvard Üniversitesi'ne gidip oradaki öğrencilere yönelik hazırlanan konferanslar ile ödül alıp gelen delegelerimiz olmuş. Aradaki kopukluğun ardından da 2013 yılında şu anki kulüp başkanımız ve başkan yardımcımız kulübü yeniden canlandırmak istiyorlar ve bu ortak hedef sayesinde tanışıp kulübü şu anki durumuna getiriyorlar.
Öğrencilere akademik yaşamları başta olmak üzere kişisel gelişimlerinde ne gibi katkılar sağladığınızı düşünüyorsunuz?
Zaten bizimki akademik bir organizasyon. Öncelikle Birleşmiş Milletler'in işleyişine dair bir şeyler öğreniyorsunuz; bunun da Uluslararası İlişkiler, Siyaset Bilimi ya da Avrupa Birliği okuyan öğrenciler için önemi çok büyük. Ayrıca global çerçevede konuştuğumuz ve tartıştığımız şeylere baktığımızda her bölümden öğrencinin kendinden bir şeyler bulabileceği bir ortam sağlamış oluyoruz çünkü tartıştığımız konular arasında çevre kirliliği de var, çocuk hakları da var ya da Suriye mülteci sorunu da var. Akademik açıdan da bu konulara vakıf olmak çok büyük bir başarı. Kişisel gelişim açısından da çok büyük faydalar sağladığını düşünüyorum. Bir nevi münazara şeklinde ilerleyen bir süreç olduğu için ister istemez konuşma becerileriniz gelişiyor; kurucu kısımda yer alırsanız organizasyon becerilerinizde kesinlikle bir gelişme oluyor çünkü insanların nerede kalacağından ne yiyeceğine kadar her şeyi siz ayarlıyorsunuz.
[ad name="Google Adsense"]
Peki faaliyetleriniz ve etkinlikleriniz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Söylediğim gibi konferanslar düzenliyoruz. Konferansların gerçekten bir mevsimi var diyebilirim, özellikle nisan ayı konferansların en yoğun olduğu dönem. Konferanslar 3 gün ile 5 gün arası sürüyor. Kimi konferanslar sadece lise öğrencilerine yönelikken kimilerinde ise lise ve üniversite öğrencilerinin ortak katılımı sağlanıyor. Bu durumda lise ve üniversite öğrencilerinin arasında bir etkileşime neden oluyor gerçekten, bir sosyal ağ kuruluyor diyebiliriz. Bu konferans bağlamında her komitede belli başlı konular tartışılıyor ve bu komitelerdeki katılımcıların her biri bir ülkenin delegesi rolünde bulunuyor. Sorunlar çözüme yönelik bir şekilde tartışılıp sonunda bir çözüm bildirgesi yayınlanıyor. Çoğu konferansın sonunda da bu bildirgeler Birleşmiş Milletler'e gönderiliyor.
Düzenlediğiniz son konferanstan bahsedebilir misiniz? Katılım nasıldı, beklentinizi karşıladı mı?
Son konferansımızı 15-16-17 Nisan'da İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde lise öğrencilerine yönelik düzenledik ve en önemlisi bu konferans ücretsizdi. Gayet başarılı bir şekilde geçti, yaklaşık 150 kişilik bir konferans çıkardık.
Kulüp olarak ülke sınırlarını aşan konular üzerine tartışıyorsunuz, kulübün uluslararası özelliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Örneğin yaptığımız son konferansta Bangladeş'ten bile başvuru almıştık. Bu kulübün güzelliği de aslında bu, uluslararası alanda çok güzel dostluklar elde edebiliyorsun. Bir arkadaşım bu konferanslardan birinde farklı ülke ve milletlerden arkadaşlarla tanışmıştı ve şimdi 6 kişilik bir arkadaş grubu olarak her sene belli konferanslara beraber katılıyorlar. Yurt dışında konferans düzenlemek belki güzel bir hedef olabilir ama biz şu anda konferanslarımızda uluslararası özelliği yakaladığımızı düşünüyoruz çünkü şu an bile İspanya'dan, Almanya'dan, İngiltere'den, Gana'dan ve Azerbaycan'dan başvurular alıyoruz.
Kulübünüz için dil meselesi de çok önemli, illa ki dili geliştirmede çok katkısı oluyordur değil mi?
Tabi ki işin içine girebilmek için İngilizcenizin belli bir düzeyde olması gerekiyor ama ne kadar iyi olursa olsun konferanslar dil yeteneği için muazzam bir deneyim çünkü elinizde belli bir metin olmuyor ve birçok rakibe karşı kendinizi ifade etmeniz gerekiyor. Bunun için de her an her şeye hazırlıklı bir İngilizce gerekiyor muhakkak.
Üyelerinizin çeşitliliği ve aktifliği hakkında ne söyleyebilirsiniz ?
Her bölümden birçok öğrenci var diyebilirim. Psikioloji, Sosyoloji, Uluslarası İlişkiler, Siyaset Bilimi, Medya ve İletişim Sistemleri, Mühendislik... Hatta hazırlıktan gelen arkadaşlarımız dahi var. Bu çeşitliliğin de etkileşim oluşturduğuna ve algı açıcı bir ortam sağladığına inanıyoruz. Üyelerimiz aktif üyeler gerçekten çünkü en basitinden bir toplantı yaptığımız zaman hepimiz bir araya gelebiliyoruz.
Yakında bir konferans var mı diye sorarak bitirmek istiyorum, belki katılmak isteyen arkadaşlarımız olur.
26-30 Nisan arasında Santralİstanbul'da bu ekiple ikinci konferansımızı düzenleyeceğiz. Uluslararası alanda katılımcılarımız olacak ve hem üniversite hem lise öğrencilerinin katılımları sağlanacak. Katılmak isteyen arkadaşlar bimun.org üzerinden başvuru yapabilirler.
[ad name="HTML"]
[ad name="HTML-3"]
0 Yorum
Yorum Yap