Küçükken sanki hiç leğende yıkanmamış gibi elinde latteyle ofiste kendinden emin, burnu havada, çalışanları sürekli strese sokacak şekilde ortalıkta gezen beyaz yakalıların dili olan plaza dili ve edebiyatını bu yazıda çözüyoruz. Bu tip insanlarla karşılaşmayın diye biz sizin yerinize kulağımızı çekip, aman aman düşman başına diyerek tahtaya vuruyoruz ama yine de bu tip insanlarla karşılaşırsanız onları anlamak için bu yazıyı cebinizde sözlük niyetine taşıyabilirsiniz. Artık ofiste dışlanmayacak, “ne dedi ?” gibi bakışlar atmayacak ve internette kelime aramaları yapmayacaksınız. Hazırsanız yazıdan aksiyon almak için start up verelim!
1- Aksiyon almak
En çok kullanılan kalıptır. Konu hakkında harekete geçmek demektir.
2- Follow up’larımız
İş takibi demektir. Genellikle follow up’larımız ne durumda arkadaşlar şeklinde kullanılır. Yani iş takibimiz ne durumda demektir.
3- Meeting set etmek
Toplantı düzenlemek, ayarlamak manasına gelir. Genelde bu meetingler outlook üzerinden maille set edilir.
4- Push etmek
Verilen görevin çabuk yapılmasını sağlamak için zorlamak daha da türkçesi darlamak manasında kullanılır.
5- Deadline yaklaşıyor
Verilen görevin tamamlanması için son tarih yaklaşıyor demektir. Genellikle maille iletilen görevlerin sonunda yazar. Deadline: xx.xx.xxxx şeklinde.
6- Fyi
İş yerinde üst ve tepe yönetimden gelen haber niteliği taşıyan mesajları bütün şirkete iletirken mailin başına veya sonuna yazılan harflerdir. Manası bilginize sunarım, bilginize demektir.
7- Concernlerimizi discuss edeceğimiz bir meeting set etmek
Türkçe meali mevzuları tartışabileceğimiz bir toplantı ayarlayalım demektir.
8- Nice to have mi, yoksa must mı?
Türkçesi bu şey sizin için zorunlu mu yoksa olsa da olur mu demektir. Zorunlu değil ama olsa iyi olur gibi. Örneğin; bu proje sizin için nice to have mi, yoksa must mı? Cevabı, must anam must gibi
9- Bu kadar push edince ben down oluyorum handle edememem çok doğal, sorumlulukları allocate edemiyorsun
Burada anlatılmak istenen olay işin halledilmesi için sürekli baskıda kaldığı bu yüzden çok üzüldüğü ve sorumluluklarını ayırmakta zorluk çekmesidir.
Şuan için anlaması çok güç cümleler gelse de siz de ileride kendinizi bu tarz konuşmalar yaparken bulabilirsiniz. Hem o kadar da kötü değil ne var yani ”Start’ı verelim, baktık handle edemiyoruz hold’da tutar en kötü delete ederiz” dediysek 🙂
Özel İçerik Zafer DEMİRCİ