Öğrenmek, sadece okul aracılığıyla gerçekleşmeyen bir süreçtir. Çevremizin etkisiyle de bir öğrenme süreci yaşarız.
Sanayi devriminden önce eğitim, aileye ait bir işlevdi. Sanayileşmenin artmasıyla birlikte kadınlar da iş yaşamına girmiştir. Böylelikle, eğitim işlevinin büyük çoğunluğu okullara devredilmiştir. Hatta zamanla bu konuda okula daha fazla sorumluluk yüklenmiştir.
Eğitim kendi içinde çeşitlere ayrılır. Örgün eğitim, yaygın eğitim, doğal eğitim, hizmet-içi eğitim, iş başında eğitim. Ülkemizde uygulanan eğitim modeli ise sanayi düzeninin eğitim modelidir.
Günümüzde eğitim, öğretmen merkezlidir. Bilgiyi aktaran, aktif olan öğretmendir. Öğretmen sadece alanının uygulayıcısı konumunda görülür.
Öğretmenlerin, öğrencilerin ve okulların gelecekteki durumlarıyla ilgili çeşitli ütopyalar mevcuttur. Bunların bazılarından bahsetmem gerekirse eğer ütopyalar şunlardır:
Gelecekte rehberlik eden konumda olacaktır. Öğretmene düşecek olan görev, öğrencilerin ileriki hayatlarında yaşayacakları etkinlikler, deneyler, sorun çözmek için gerekli ortamı hazırlamaktır.
Artık teknoloji çağında olduğumuzdan dolayı öğretmenlerin teknolojiyi iyi takip etmeleri, değişime açık olmaları gerekmektedir.
İyi bir öğrenim için öğretmen ve aile arasında işbirliği olmalıdır. Okul ise bu işbirliğini desteklemelidir.Öğretmenin işi yardım etmek, örnek olmak, yol göstermek olacaktır. Aktif durumdan yarı pasif duruma geçecektir.
Öğrencilerin edindikleri bilgiler, üniversite sınavında istedikleri bölümü ve şehri kazanabilecek yeterlilikte olmalıdır. Bunun dışında ilgilerini çeken, öğrenmekten bıkmayacakları bir konuda mükemmel derecede bir bilgi düzeyine ulaşabilmelidir. Mesela, derslerinin dışında kendini gitar çalmak, resim çizmek konusunda geliştirmesi.
İleride öğrenci bilginin peşinden koşan konumda olacaktır. Sürekli araştıracaktır. Bir şeyi nasıl öğrenmesi gerektiğini daha iyi bilecektir.
“Öğrenci gelecekte sadece bilgisayarla istediği her şeye ulaşacaktır. Çünkü bilgisayarın bir sabrı yoktur ve kişinin emrindedir. Bir şeyi öğrenmek için sürekli deneyebilir. Eğlencelidir. Bilgisayarı kullanan öğrencilerin farklı düzeyde olmaları sorun değildir. Herkes tarafından kullanılabilir.”
Okul öğrencinin kendini geliştirebileceği bir yerdir. Okullar giderek bilgisayar, TV, film, video ve ses bantları kullanmaya başlayacaktır.
Ivan Illich, okulsuz bir toplum olması gerektiğini savunmuştur. Fakat günümüze kadar okulsuz bir toplum görülmemiştir. AB ülkelerinde dahi böyle bir topluma rastlanmamıştır. Illich "Okulsuz Toplum" kitabında bu iddiasını daha detaylı ele almıştır. Eğitim konusunda önemli kaynaklardan bir tanesini oluşturur.
Özgün İçerik: Meryem Yüksel
Sanayi devriminden önce eğitim, aileye ait bir işlevdi. Sanayileşmenin artmasıyla birlikte kadınlar da iş yaşamına girmiştir. Böylelikle, eğitim işlevinin büyük çoğunluğu okullara devredilmiştir. Hatta zamanla bu konuda okula daha fazla sorumluluk yüklenmiştir.
Eğitim kendi içinde çeşitlere ayrılır. Örgün eğitim, yaygın eğitim, doğal eğitim, hizmet-içi eğitim, iş başında eğitim. Ülkemizde uygulanan eğitim modeli ise sanayi düzeninin eğitim modelidir.
Günümüzde eğitim, öğretmen merkezlidir. Bilgiyi aktaran, aktif olan öğretmendir. Öğretmen sadece alanının uygulayıcısı konumunda görülür.
Öğretmenlerin, öğrencilerin ve okulların gelecekteki durumlarıyla ilgili çeşitli ütopyalar mevcuttur. Bunların bazılarından bahsetmem gerekirse eğer ütopyalar şunlardır:
- Öğretmenler
Gelecekte rehberlik eden konumda olacaktır. Öğretmene düşecek olan görev, öğrencilerin ileriki hayatlarında yaşayacakları etkinlikler, deneyler, sorun çözmek için gerekli ortamı hazırlamaktır.
Artık teknoloji çağında olduğumuzdan dolayı öğretmenlerin teknolojiyi iyi takip etmeleri, değişime açık olmaları gerekmektedir.
İyi bir öğrenim için öğretmen ve aile arasında işbirliği olmalıdır. Okul ise bu işbirliğini desteklemelidir.Öğretmenin işi yardım etmek, örnek olmak, yol göstermek olacaktır. Aktif durumdan yarı pasif duruma geçecektir.
- Öğrenciler
Öğrencilerin edindikleri bilgiler, üniversite sınavında istedikleri bölümü ve şehri kazanabilecek yeterlilikte olmalıdır. Bunun dışında ilgilerini çeken, öğrenmekten bıkmayacakları bir konuda mükemmel derecede bir bilgi düzeyine ulaşabilmelidir. Mesela, derslerinin dışında kendini gitar çalmak, resim çizmek konusunda geliştirmesi.
İleride öğrenci bilginin peşinden koşan konumda olacaktır. Sürekli araştıracaktır. Bir şeyi nasıl öğrenmesi gerektiğini daha iyi bilecektir.
“Öğrenci gelecekte sadece bilgisayarla istediği her şeye ulaşacaktır. Çünkü bilgisayarın bir sabrı yoktur ve kişinin emrindedir. Bir şeyi öğrenmek için sürekli deneyebilir. Eğlencelidir. Bilgisayarı kullanan öğrencilerin farklı düzeyde olmaları sorun değildir. Herkes tarafından kullanılabilir.”
Okul öğrencinin kendini geliştirebileceği bir yerdir. Okullar giderek bilgisayar, TV, film, video ve ses bantları kullanmaya başlayacaktır.
- Geleneksel bir okul, üniversiteler olmayacaktır. İnternet bütün bilgi ve becerilerini karşılayabilecektir. Evlerinden istedikleri her şeyi öğrenebileceklerdir.
- Eğitim sorgulanmaya başlayacak ve okul yok olacaktır.
- Üniversite herkese (tüm dünya öğrencilerine) açık olacaktır.
- Bütün eğitim kurumları Açık Öğretim Kurumlarına dönüşecektir. Uzaktan eğitim yaygınlaşacaktır. Okullar büyük kütüphanelere dönüşecektir.
- Öğrenciler tıpsal eğitim merkezlerine gelecek ve istedikleri bilgileri sadece bu yöntemle öğrenebileceklerdir. Aylarca uğraşmak yerine kısa zamanda her şeye ulaşacaklardır.
Ivan Illich, okulsuz bir toplum olması gerektiğini savunmuştur. Fakat günümüze kadar okulsuz bir toplum görülmemiştir. AB ülkelerinde dahi böyle bir topluma rastlanmamıştır. Illich "Okulsuz Toplum" kitabında bu iddiasını daha detaylı ele almıştır. Eğitim konusunda önemli kaynaklardan bir tanesini oluşturur.
Özgün İçerik: Meryem Yüksel
0 Yorum
Yorum Yap