Feynman tekniğinin fikir babası olan Richard Phillips Feynman (1918-1988), 20. yüzyılın en önemli fizikçilerinden. Özellikle kuantum elektrodinamiği alanındaki araştırmalarıyla tanınan Feynman, yine bu alandaki çalışmaları nedeniyle 1965 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. ''Omni Magazin'' adlı dergi, 1979 yılında Feynman'ı ''Dünyanın en zeki insanı'' seçmiştir. Gösterdiği başarılar sadece fizik alanında da değildir. Olağanüstü keşif merakı, kendi alanı dışındaki alanlarda da çalışmasına neden olmuştur. Bilime beslediği büyük sevgi ve hayranlığı öğrencilerine de aşılamak istemiştir.
İki tip bilgi vardır; bir şeyin adını bilmeye yönelik olan bilgi ve o şeyi bilmeyi temel alan bilgi. Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman aralarındaki farkı şu çarpıcı anekdotta anlatır:
“Şu kuşu görüyor musun? Bu bir kahverengi gerdanlı ardıç kuşu, ona Almanya’da ''halzenfugel'' ve Çin’de ise ''chung ling'' deniyor. Ona verilen tüm bu adları bilsen bile yine de bu kuş hakkında hiçbir şey bilmiyor olursun. Bildiğin sadece insanlar hakkında bir şey olur, yani kuşa ne ad verdikleri. Şimdi bu kuş ötüyor, yavrularına uçmayı öğretiyor ve yazın ülkenin bir ucundan diğer ucuna kilometrelerce uçuyor ve kimse yolunu nasıl bulduğunu bilmiyor.”
Buradan da anlayabileceğiniz gibi bir şeyin adını/tanımını bilmek onu anladığınız anlamına gelmez hiçbir zaman. Bir fikri gerçekten anlıyor musunuz yoksa bu fikrin tanımını mı biliyorsunuz, bunu sınamanın bir yolu var. İşte buna Feynman Tekniği deniyor.
Richard Feynman bu yönünü henüz öğrenciyken kazanmaya başlamış. Richard, Priceton Üniversitesi'nde tam not aldığı sınavlara hazırlanırken bir konu çalışacağı zaman yeni defter alırmış ve giriş sayfasına 'Bilmediğim Şeyler Defteri' yazarmış. O yıllardan itibaren geliştirdiği öğrenme tekniği 4 adımdan oluşuyor:
1. Öğrenmek istediğin konuyu seç ve onu çalışmaya başla. Öncelikle çalışacağınız konu başlığını belirleyin ve kağıdın üstüne yazın sonra da konudan öğrendiklerinizi kağıda dökün, o konu hakkında yeni şeyler öğrendiğinizde başlığın altına ilave etmeyi atlamayın.
2. Çalıştığınız konuyu sanki derste başkalarına anlatacakmış gibi anlatmaya çalışın, yani öğrendiklerinin öğretmeni ol, öğrenmek için öğret. Öğrenme sürecinde bu kriterin en iyi tekniklerden biri olduğu birçok araştırmada ispatlanmıştır. 124 öğrenci üzerinde yapılan yeni bir araştırma çerçevesinde, tüm öğrencilere bir konu üzerinde 10 dakikalık bir ders anlatımı yapılmış. Sonrasında öğrenciler 4'lü gruplara ayrılmış ve gruplara şu şekilde görevler verilmiş:
1. grup : 5 dakika boyunca bir odada tek başına kamera karşısına geçmişler ve konuyu hatırladıkları kadarıyla, sanki başkalarına anlatıyor gibi açıklamışlar.
2. grup : Konuyla ilgili problemlerin bulunduğu birkaç test çözmüşler.
3. grup : İlk grupla aynı koşullara sahiptir, tek farkları konuyu ellerine verilen kağıttaki notlara bakarak anlatmışlar.
4. grup : Bir kağıda konuyla ilgili hatırladıkları her şeyi yazmışlar. Deneyden tam bir hafta sonra tüm katılımcılar tekrar bir araya getirilmiş ve konuyu ne kadar iyi anladıklarına yönelik bir teste tabi tutulmuşlar.
Araştırma sonucunda birinci grup en yüksek başarı ortalamasına ulaşırken, dördüncü grup da onlara yakın bir ortalama tutturmuş; ikinci ve üçüncü grubun ortalamaları ise çok daha aşağıda kalmıştır. Bu araştırma bir kez daha anlatmanın ve yazmanın önemini gösteriyor.
3. Bilgiyi anlatırken eksikliklerinizi fark edeceksiniz ve bunu tamamlamak için kaynaklarda araştırma yapmaya devam etmelisiniz. Konuyu eksiksiz anlatabilecek seviyeye gelene kadar bu döngüyü devam ettirin.
4. Basitleştirin ve örneklendirin. Konuya hakim olacak kadar basitleştirin ve o konuyu örneklendirebilecek kadar anlamış olun. Çünkü bir şeyi basit bir şekilde anlatamıyorsan onu yeterince anlayamamışsın demektir.
Feynman Tekniği bu çok önemli 4 adımdan ibaret, umarım etkili öğrenmenize yardımcı olur.:)
Kaynak1
Kaynak2
Özel İçerik: Kudret Kangül
0 Yorum
Yorum Yap