Sene 2003’ten bu zamana kadar olan tüm olayların anısına sizlere bir direniş öyküsü anlatacağım.
Mesafe kadar arkadaşlık bağlarını koparabileceği gibi bir o kadar da güçlendiren bir durum söz konusu olabilir mi? Görüşme zamanlarının az olması birlikte geçen vakti o kadar değerli kılar ki araya bir sürü aktivite sıkıştırmak ister insan. Öyle anlar, öyle durumlar olur ki sizi yalnızca en yakın arkadaşınız anlayabilir ve öyle güzel anlar vardır ki yalnızca birbirinize aittir..
Gelin bir de uzak mesafe ilişkilerini arkadaşlık bazında inceleyelim.
En yakın arkadaşıyla farklı şehirlerde okul okuyan insanların başına gelen ağızlarda mayhoş meyve tadı bırakan durumlar:
-Aralarında kilometreler olduğunu bilseler bile en ufak bir sorunda birbirlerine sahip olduklarını bilirler.
Gün içerisinde yaşadıkları olaylar en yakın arkadaşlarına sarılma hissinin varlığını hatırlatırken onlar durumlarını kabullenmiştir. Belki de en can alıcı nokta burası.
Düşüncede sarılmayı, desteği hissetmek hiç böyle içten olmamıştı..
-Gün boyu birbirlerine sosyal medyadan okudukları her şeyi gönderirler.
Asla ve asla okudukları paylaşımlardan en yakın arkadaşının haberi olmaması durumuna katlanamazlar. Gün içinde sürekli etkileşimde bulunduklarından birlikte okurmuşçasına link yağmuru başlar.
-Saatlerce yapılan telefon konuşmaları ve skype görüşmeleri..
Halbuki bir önceki gün telefonda, bilgisayar başında uyuyan iki deli değillermiş gibi bu durum vizeler finaller olsa bile kesintiye uğramaksızın devam eder, ufak aralıklardan sonra ise seni çok özledim mesajları başlar.. Saat kaç olursa olsun fark etmez. Uyuyan uykusundan uyanır ama o telefon açılır.
-Buluşma zamanları haftalar öncesinden belirlenmiştir.
Buluşulunca yenecek yemeklere kadar planlar yapılır. Hatta bazı önemli meseleler buluşma tarihi yaklaştıkça anlatılmaz, yüz yüze konuşalım denir. Fakat sonuç: Yarım saate arayacağım işlerini hallet bana odaklan, olur.
-Uzun süreli ayrılıkların ardından her ilk buluşmada yatılı plan yaparlar.
Sabahlara kadar muhabbet edip film gecesi yapılacak olan gece birinin uykusuyla bölünecek olsa bile birlikte olmanın mutluluğu paha biçilemez.
-Birlikte olsunlar olmasınlar konuşacak, paylaşacak şeyleri hiç bitmez.
En olmadı “Şu tarihte şöyle bir olay olmuştu hatırladın mı ?” gibi geçmişe dönük olaylar gün yüzüne çıkar ve birlikte oldukları anlara özlem artar.
-Kalk gel ucuz bilet buldum cümlesindeki mutluluğu yaşamayan bilemez.
Uzun mesafeler gidip gelirken birlikte geçirecekleri saatin azalmasından yakınan öğrenci kişisi uçak bileti bulmaya görsün.. Böyle bir özlem duygusu yaşadınız mı?
-Kendilerine beğendikleri şeyleri en arkadaşının yanında yokken onu hatırlatsın diye 2 tane alırlar.
Atlanmaması gereken bir detaydır ki alışverişler çift kişilik olur. 🙂
Ne olursa olsun tüm olanaksızlıklara rağmen devam edebilen uzak mesafe arkadaşlıkları her şeyden kalıcıdır. Özleme direnmek nedir, çok sevmek nedir insana iliklerine kadar hissettirir.
Hepinizin uzakta olan en yakın arkadaşlarına bir an önce kavuşabilmesi dileği ile.. 🙂