Avustralya Bilim Akademisi tarafından yapılan ve desteklenen araştırmalar sonucu insan yaşantısının devam etmesindeki en önemli rollerden birisi de bal arılarına verilmiş.
Hayatımız için bu kadar öneme sahip olan bal arıları hakkındaki bilgileri de sizler için biz, bir araya getirdik.
Tükettiğimiz her 3 öğünden biri arılar sayesinde mümkün.
Einstein: ‘Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür.’


Einstein’in şu lafı sıkça alıntılanır; ‘Eğer arılar ölürse sonraki yıllarda insanlar da ölür.’ Aslında muhtemelen bunu söylemedi, ancak söylemde kesinlikle gerçeklik payı var. Bu durumu açıklamak rahatsız edici olsa da arılar ortadan kaybolmaya başladılar, yani ölüyorlar. Milyonlarca kovan geçtiğimiz yıllarda işlevsiz hale geldi. Dünya çapındaki arıcılar yıllık %30 – %90 kayıp yaşadıklarını belirtti.
[ad name=”Google Adsense”]
Bal arılarının düşmanı çok fazla..


Arı bazen öldürülmüyor, kusurlu arılar ortaya çıkıyor.


Arı bu dönemde öldürülmüyor, sadece güçten düşüyor. Böylece arı hala hücresinden çıkabilecek güce sahip ve kendisini dışarı çıkartıyor. Dışarı çıktığında ise anne mayt ve yavruları da çıkıyor. Artık tüm kovana yayılabilirler. 10 günde bir bu döngüyü sağlıyorlar. Sadece birkaç ayda sayıları fazlalaşıyor, bu da tüm kovanın çökmesine yol açabiliyor. Bir kere hücrenin dışına çıktıklarında arıların vücut sıvılarını da emebiliyorlar ve önemli ölçüde zayıflatıyorlar. Daha kötüsü virüs taşıyarak arılara daha da zarar veriyorlar. Bu da kusurlu arılara yol açıyor. İşe yaramayan kanatlar gibi.
Arıların bir başka düşmanı: Zehirli gazlar.


Etki etme süreci ise şu şekilde: Haşerelerin sinir sistemine saldırıyorlar. Bugün, en çok tercih edilen böcek ilacı olarak kullanılıyor. 2008’de Dünya çapında 1.5 Milyar € satışı gördüler. Dünyadaki böcek ilacı satışının %24’ünü oluşturuyor. Amerika’da 2013’de Neonicotinoid’ler, kanola ve mısır bitkileri için kullanıldı. Ayrıca bitki ve meyvelerin büyük bir çoğunluğunda, elma, kiraz, şeftali, portakal, dutgiller, yeşil yapraklılar, domates ve patates, mısır gevreği içerikleri, pirinç, fındık, üzüm ve dahasında kullanıldı.
Doğa için olmasa bile kendimiz için çevremizi korumak zorundayız!


Arıların ölümüne katkıda bulunan başka sebepler de var. Genetik çeşitsizlik, tek tip ürün üretmek, hızlı hasat yüzünden düşük besin düzeyi, zararlı insan aktiviteleri ve diğer zararlı böcek ilaçları. Her bir problem kendi başına arılar için büyük bir problem olsa da, bir arada muhtemelen ‘colony collapse disorder”ın (koloni çöküşü düzensizliğinin) sebebi oluyor. Son yıllar içerisinde parazitlerin bu oyunu yüzünden bal arıları ölüm kalım savaşı veriyorlar. Eğer kaybederlerse bu insanlık adına bir kaos demektir. Eğer bolluk içerisinde yaşamaya devam etmek istiyorsak bu, çözmemiz gereken bir sorun. İnsanlık dünya ve diğer yaşam formlarıyla derin bir bağlantıya sahip, öyle değilmiş gibi davransak da durum bu. Doğanın güzelliğini korumak için değilse bile hayatta kalmak için çevremizi korumak zorundayız.
Bal arıları ile ilgili birkaç ilginç bilgi:


- Çok uzun bir ömre sahip değillerdir, ortalama 50 gün civarı yaşarlar.
- Bal arıları çok küçük bir beyine sahip olmalarına rağmen karmaşık şeyleri öğrenme konusunda şaşırtıcı bir yeteneğe sahiptirler. En iyi çiçek tozlarını günün hangi saatinde, hangi çiçeklerden alabileceklerini ve kovanlarının çevresindeki arazinin belli başlı özelliklerini çok detaylı bir şekilde öğrenebilirler.
- Bal arıları sesleri işitmezler, hepsi sağırdır.
- Nedendir bilinmez ama sadece dişi bal arıları çalışır.
- Son olarak, belki de en ilginci, 2011 yılında yapılan bir araştırmaya göre bal arılarının duygularının olabileceği ve bu duygulara göre hareketlerini gerçekleştirdiği ortaya çıkarılmıştır.