İcatlarıyla buluşlarıyla hayatımızı kolaylaştıran, tarihe geçen besteler yapan, romanlar yazan, siyasete, sanata, bilime, edebiyata yön veren dehaların yaşamlarının bilinmeyen, şaşırtıcı yönleri açığa çıktı. Ünlü dehaların, günlük yaşamlarında bir o kadar da duyanları şaşırtan tuhaf alışkanlıklara sahip oldukları çıktı. İşte Albert Einstein’dan Charles Dickens’a, Karl Marx’dan Agatha Christie’ye kadar dehalarının hayatlarının bilinmeyen sırları:
ALBERT EINSTEIN (1879,1955): Tüm zamanların en büyük bilim adamı sayılan Albert Einstein, farklı bir hayata sahipti. Bilime vakit kalsın diye saçlarını kestirmek için berbere bile gitmeyen Einstein, çoraplarının birbirine uyup uymadığına da dikkat etmiyordu.
GEORGE GERSHWIN (1898-1937): Rhapsody in Blue’nun ünlü bestecisi, tam bir işkolikti. Beste yapmak için piyanosunun başından ayrılmayan Gershwin, sabah kalktığı pijamalarıyla piyano karşısına oturur, gün boyu bu şekilde çalışırdı. Kız kardeşi Ira’nın ”yaşamı boyunca hiç dinlenmedi” dediği Gershwin, 39 yaşında en verimli çağında dünyaya veda etti.
EDITH SITWELL (1887-1964): Ünlü ingiliz kadın şairin ilginç bir sırrı vardı. Sitwell, ”Her kadın haftada bir gün her şeyi bir kenara bırakıp gün boyu yataktan çıkmayıp keyif yapmalı” diyordu. Sitwell, bunu yaşamı boyunca uyguladı.
AGATHA CHRISTIE (1890-1976): Cinayet romanlarının ünlü yazarı, mesleği sorulduğunda ”ev kadını” diyordu. Kendisine ait bir yazı masası bile bulunmayan Christie, ”iki yemek arasında yemek masası yazmak için idealdir” diyordu.
TRUMAN CAPOTE (1924-1984): Tiffany’de Kahvaltı’nın tanınmış yazarı, eserlerini yatağında sigara ve kahve içerek yazıyordu. Küllükte en fazla üç izmarit bulunduran Capote, bu sayının üzerinde sigara içerse kalan izmaritleri cebine atıyordu. Capote, ayrıca uğursuzluğuna inandığı rakamları telefonda çevirmiyor, o numaranın bulunduğu otel odasında kalmıyordu.
JANE AUSTEN (1775-1817): Gurur ve Önyargı romanının ünlü kadın yazarı, çalışmalarını ailesinden kimsenin görmesini istemiyordu. Austen, çalışırken aile fertlerinden birinin yaklaştığını duyarsa hemen yazılarını saklıyordu.
ALEXANDER GRAHAM BELL (1847-1922): Telefonu icat eden adam, günde sadece 2-3 saat uyuyordu. Bell, bu durumu, ”Beynim çok kalabalık. Aklıma bir düşünce gelirse kafamdan kaybolur diye korkuyorum” diye açıklıyordu.