İnsanlık tarihi boyunca yüzlerce farklı ölüm şekli gündeme gelmiştir. Birçok insan bugün acımasız, hüzünlü hatta korkunç diye nitelendirebileceğimiz şekillerde can vermiştir. Ama bazı ölüm şekilleri vardır ki gelişen teknoloji ve bulunan kanıtlara rağmen hala gizemlerini tamamıyla korurlar. 1518 yılında, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun Strazburg kentinde, 400'den fazla insanı etkileyen bir salgın, tüm tarih boyunca hala tam anlamıyla çözülememiş ve hala ilginçliğinden en ufak bir şey kaybetmemiş nadir olaylardandır.
Her şey 1518 yazında, Troffea isimli bir kadının bir sabah sokaklarda heyecanlı bir şekilde dans etmeye başlamasıyla patlak verdi. Kadının bu dansı, kaynaktan kaynağa değişmekle beraber, 4-6 gün sürdü. Bir hafta içerisinde bu dansa 34, bir ay içerisinde bu dansa yaklaşık olarak 400 kişi katılmıştı. Olayın ilginç yanlarından biri, bu dans eden topluluğun çoğunluğunu kadınların oluşturmasıydı. Zamanla durmadan dans etmenin yorgunluğundan, kalp krizinden ve felçten dolayı dansçıların bir kısmı hayatlarını kaybetmeye başladı. Dönemin bazı kaynakları bu dans salgınından dolayı, günde ortalama 15 insanın can verdiğini yazıyordu.
İnsanların gerçekten durmaksızın dans ettiği, sebebi bilinmese de, dönemin farklı kaynaklarında açık bir şekilde yazılmıştır. Dans edenlerin sayısının artması, otoriteleri bir müdahalede bulunmaya ittiğinde; dansın durdurulmasındansa, bu salgının yalnızca daha fazla dans ederek bitirilebileceği inancıyla dans pistlerinin kurulması ve dansçıları teşvik için müzisyenlerin getirilmesi tercih edildi.
Strazburg'da yaşanan bu dans salgını bu tarz salgınların ne ilki ne de sonuncusu. Bu salgının 7. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar dönem dönem Avrupa'nın farklı bölgelerini etkilediği biliniyor.
Bu salgının sebeplerinin neler olabileceğine dair farklı teoriler bulunuyor. Ağırlıklı olarak bunun çavdar mahmuzu isimli bir tahıl mantarının tüketiminin sonucu olabileceği düşünülüyor. Yapılan araştırmalar bu mantarın tüketiminin halüsinasyon, çırpınma ve kasılma gibi yan etkilere sebebiyet verebileceğini gösteriyor. Ama mantarın tüketimi, dans salgınında görülen diğer davranış tuhaflıklarını açıklamada yetersiz kalıyor. Bir başka görüş ise, bunun aslında herhangi bir salgın değil de o dönemde hakim olan çeşitli Pagan inanışlarından birinin ifade şekli olabileceğini düşünüyor. Dönemin gelenek ve inanç çeşitlilikleri ve farklı kültürlere dair bilgi edinme ve öğrenme kaynaklarının kısıtlılığı göz önünde bulundurulduğunda bu açıklama kabul edilebilir hala geliyor.
Ancak bu teoriler içerisinde en akla yatan açıklama, kitlesel histeri. Kitlesel histeri farklı zamanlarda farklı toplumlarda, nüfusun büyük çoğunluğunu etkileyen ve paniğe sürükleyen olaylar olarak kendini gösteriyor. Bu histeri, somut bir neden olmadan yüzlerce insanı anormal eylemlerde bulunmaya ve sert önlemler almaya itebiliyor. Tarihte en ünlü kitlesel histerilerden olan Salem Cadı Mahkemeleri çoğunluğu kadın olan onlarca masum insanın öldürülmesiyle sonuçlanmıştı. 1518'de Strazburg'da yaşanan kuraklık, doğal afetler gibi toplumu etkiyen sorunlar göze alındığında bahsettiğimiz dans salgının, aslında toplumun çoğunluğunun verdiği histerik bir tepki olma ihtimali güçleniyor.
Özgün İçerik: Begümhan İ. Şimşir
Her şey 1518 yazında, Troffea isimli bir kadının bir sabah sokaklarda heyecanlı bir şekilde dans etmeye başlamasıyla patlak verdi. Kadının bu dansı, kaynaktan kaynağa değişmekle beraber, 4-6 gün sürdü. Bir hafta içerisinde bu dansa 34, bir ay içerisinde bu dansa yaklaşık olarak 400 kişi katılmıştı. Olayın ilginç yanlarından biri, bu dans eden topluluğun çoğunluğunu kadınların oluşturmasıydı. Zamanla durmadan dans etmenin yorgunluğundan, kalp krizinden ve felçten dolayı dansçıların bir kısmı hayatlarını kaybetmeye başladı. Dönemin bazı kaynakları bu dans salgınından dolayı, günde ortalama 15 insanın can verdiğini yazıyordu.
İnsanların gerçekten durmaksızın dans ettiği, sebebi bilinmese de, dönemin farklı kaynaklarında açık bir şekilde yazılmıştır. Dans edenlerin sayısının artması, otoriteleri bir müdahalede bulunmaya ittiğinde; dansın durdurulmasındansa, bu salgının yalnızca daha fazla dans ederek bitirilebileceği inancıyla dans pistlerinin kurulması ve dansçıları teşvik için müzisyenlerin getirilmesi tercih edildi.
Strazburg'da yaşanan bu dans salgını bu tarz salgınların ne ilki ne de sonuncusu. Bu salgının 7. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar dönem dönem Avrupa'nın farklı bölgelerini etkilediği biliniyor.
Bu salgının sebeplerinin neler olabileceğine dair farklı teoriler bulunuyor. Ağırlıklı olarak bunun çavdar mahmuzu isimli bir tahıl mantarının tüketiminin sonucu olabileceği düşünülüyor. Yapılan araştırmalar bu mantarın tüketiminin halüsinasyon, çırpınma ve kasılma gibi yan etkilere sebebiyet verebileceğini gösteriyor. Ama mantarın tüketimi, dans salgınında görülen diğer davranış tuhaflıklarını açıklamada yetersiz kalıyor. Bir başka görüş ise, bunun aslında herhangi bir salgın değil de o dönemde hakim olan çeşitli Pagan inanışlarından birinin ifade şekli olabileceğini düşünüyor. Dönemin gelenek ve inanç çeşitlilikleri ve farklı kültürlere dair bilgi edinme ve öğrenme kaynaklarının kısıtlılığı göz önünde bulundurulduğunda bu açıklama kabul edilebilir hala geliyor.
Ancak bu teoriler içerisinde en akla yatan açıklama, kitlesel histeri. Kitlesel histeri farklı zamanlarda farklı toplumlarda, nüfusun büyük çoğunluğunu etkileyen ve paniğe sürükleyen olaylar olarak kendini gösteriyor. Bu histeri, somut bir neden olmadan yüzlerce insanı anormal eylemlerde bulunmaya ve sert önlemler almaya itebiliyor. Tarihte en ünlü kitlesel histerilerden olan Salem Cadı Mahkemeleri çoğunluğu kadın olan onlarca masum insanın öldürülmesiyle sonuçlanmıştı. 1518'de Strazburg'da yaşanan kuraklık, doğal afetler gibi toplumu etkiyen sorunlar göze alındığında bahsettiğimiz dans salgının, aslında toplumun çoğunluğunun verdiği histerik bir tepki olma ihtimali güçleniyor.
Özgün İçerik: Begümhan İ. Şimşir
0 Yorum
Yorum Yap