Öğrenci Kariyeri
Çağımızın vazgeçilmezlerinden biri de akıllı telefonlar. Adeta elimize yapışan ekstra bir organımız oldular. Hayatımızın her anında bizimle beraber diyebiliriz. Özel günlerimizde, toplantılarımızda, eğitimlerimizde, seminerlerimizde, en unutulmaz karemizde, hatta bir düğüne telefonla nikâh şâhidi bile olunabiliyor artık. Çağımızın bu vazgeçilmez tutkusunu artılarıyla eksileriyle ne kadar biliyoruz peki?
Ya da çağımızın zorunluluğu haline gelen bu akıllı telefonlar bizleri nereye, ne denli götürüyor ve asıl soru şu; akıllı telefonlar mı bizi bir yerlere götürüyor, bizler mi akıllı telefonları bir yerlere götürüyoruz?!
Sonuç itibariyle birtakım gelişmelerin bir yerlere taşındığı ortada. Bu gelişmeler doğrultusunda akıllı telefonlar sizce ne amaçlıyor olabilir? Buna tanıklık etmek adına en baştan başlayacak olursak eğer akıllı telefonun tarihçesine inelim beraber:
İlk akıllı telefon 1959 yılında objektiflere bu şekilde yansıdı. Tarihsel süreç ve zaman dilimleri neticesinde Ülkemiz açısından ele alınacak olursa ülkemizdeki ilk akıllı telefon 1993 yılında "Simon" marka tipli telefonlardı.
Kabaca bakıldığında bu şu demek:''34 yıl sonrasında elle tutulur, taşınabilir bir telefon'un icadı ve ülkemizde boy göstermesi.''
Akıllı telefonların, 1959'lu yıllarda akıllı telefon olmasının en temel sebepleri şu şekilde:
-o zamanlardaki ev telefonları taşınamaz olduğu için taşınabilen duruma getirilmesi neticesiyle taşınabilir bir araç olan otomobillere monte edilmesi ve böylelikle en nihayetinde acil bir durum söz konusu olduğunda yetkili birilerine haber verilebilmesi. En başta temel amaçlarından biri bu. Bu gelişmeden sonuçla şunu anlıyoruz ki akıllı telefonların ilk ortaya çıkışındaki odak noktası; "aciliyet".
Bu tarihler doğrultusunda yapılan çalışmalar, teknolojik gelişmeler, değişimler, yenilikler incelendiğinde bundan 5-10 yıl öncesine döndüğümüz zaman akıllı telefonlar temel olarak bu zaman dilimlerinde boy gösterdi. Daha doğrusu tarihsel varlığını yitirmeye bıraktığı vakit, bu tarihler arasında varlık yitiminden kendisini kurtardı.
Şöyle ki bu gelişmelerin öncü ismi Steve Jobs'un unutulamaz eseri "iPhone".
Aslında 1959'lu yıllardan bu yana gerçek anlamda insanların temel ihtiyaçlarına öncelik edebilecek bir icat olan iPhone. Şöyle ki; iphone gibi akıllı telefonlar icat edilmeye başladıktan sonra insanlar artık kolay alışveriş yapma fırsatını yakalamış oldu. Bilgisayarların dışına çıkıp da kolayca taşınabilen bu akıllı telefonlardan sipariş verme kolaylığı elde etmiş oldu. Bununla yetinmedi tabii ki. Artık kol saatlerinin de yerini 'akılllılık' aldı. Günümüzde kol saatleri aracılığıyla bile telefon görüşmesi yapmamız mümkün.
Peki akıllı telefonların insan hayatına etkileri bununla mı sınırlı?
Akıllı telefonların en yararlı özelliklerinden biri de "maps uygulaması". Kuşkusuz günümüzde bir anlamda hayatımızı kolaylaştıran yöntemlerden birisi. Hangimiz sınav günleri, okul adresinin yerine akıllı telefonlardaki haritadan bakmadı ki?
Tüm bunlar onlarca özellik içinden sadece bazıları. En azından hayatımızı kolaylaştıran yenilikler de diyebiliriz. Yine akıllı telefonun günümüzdeki gelişmelerine öncülük eden iPhone'u inceleyecek olursak Steve Jobs iphone marka telefonu piyasaya sürdükten sonra şunu fark etti. Akıllı telefonları sadece sağlıklı insanlar mı kullanabilirdi yoksa sağlıksız insanlar da buna dahil miydi? Doğrusu, dahil edilebilir miydi!
Düşündü taşındı Steve Jobs ve iPhone marka serisinin ilerlemesi neticesinde telefonların ses açma düğmelerini kabartmalı "+" , "-" şeklinde yapmaya karar verdi.
Üstelik bu atılmış olan ilk adım değildi. İlk adım, iPhone'nun kendine has "orta tuşu" oluşturmasıydı. Bu tuş sayesinde görme engelli insan bile bir telefonu kolaylıkla açabilecekti. Kendi çıkarımları sonucunda kabartmalı ses tuşlarını hissetmesiyle de akıllı telefonundaki şarkının sesini ayarlayabilecekti.
Bunların yanı sıra görmezden gelinmeyecek bir buluş daha mevcut. Steve Jobs "Siri" adını verdiği akıllı asistan uygulamasın getirdi. Bununla birlikte görme engelli insanlar sadece orta tuşa basarak ve konuşarak telefonlarını kullanabileceklerdi. Her ne kadar Steve Jobs'tan sonra iPhone'nun ses tuşlarındaki kabartma kaldırılmış olsa bile yine de yararlılığını devam ettirmekte.
Bunların dışında bir de işin pazar boyutu var. Apple 2015 yılında akıl almaz bir karar ile birnevî de nostalji havası yaşatmak ümidiyle tuş takımlı iPhone üretme kararı aldılar. Yeni nesil akıllı telefonlar bir yerde tuşlu olacaktı ve Apple bu son sürüm telefonları "iphone 7s" adı altında satışa sürecekti. Ne var ki AR-GE uzmanları saha araştırması sonucunda toplumun dokunmatik ekrandan sonra tekrar tuşlu telefonlara dönmek fikri benimsenmedi ve uzun süren gecikmelerin ardından iphone piyasaya sürüm olarak 7 ve plus özellikli akıllı telefonlarını sürdü.
Tüm bu teknolojik gelişmelerden hareketle halihazırda akıllı telefonlara bağımlılığımızın artması adı altında Samsung marka telefon üreticilerinin de bizlere ayak uydurmasını ön gördüğü yadsınamaz gerçeklikler mevcut.
Örneğin: Samsung S7 Edge marka telefonlarda, telefonun tuş kilidinde saat hep belirtilir.
Çoğumuzun kol saatleri yerine artık devamlı saat'e bakmak için giriştiğimiz ilk yol akıllı telefonların tuş kilidini açıp saate bakmak kaçınılmaz olduğu için Samsung bu konuya el atmış üretici firmalardan.
Bir diğer husus da şu ki sanırım akıllı telefonların bizlerde yaratmış olduğu en sakıncalı etkilerinden birisi.
Artık önümüze bile bakmıyor oluşumuz. Bunun doğurabileceği en kaçınılmaz gerçeklerden birisi de kuşkusuz ölüm.
Bunun üzerine Almanya'nın Augbsurg kentinde yaşamını yitiren 15 yaşındaki genci örnek göstermek mümkün. Bu yaşanan talihsiz olay üzerine yere trafik ışığı döşetme fikri Alman hükümeti adı altında ortaya çıkmış oldu.
"Akıllı telefonları bizi rehin alacak kısımda değil, bizi geliştirebilecek bir nitelikte kullanmak daha doğru olacaktır".
Ya da çağımızın zorunluluğu haline gelen bu akıllı telefonlar bizleri nereye, ne denli götürüyor ve asıl soru şu; akıllı telefonlar mı bizi bir yerlere götürüyor, bizler mi akıllı telefonları bir yerlere götürüyoruz?!
Sonuç itibariyle birtakım gelişmelerin bir yerlere taşındığı ortada. Bu gelişmeler doğrultusunda akıllı telefonlar sizce ne amaçlıyor olabilir? Buna tanıklık etmek adına en baştan başlayacak olursak eğer akıllı telefonun tarihçesine inelim beraber:
İlk akıllı telefon 1959 yılında objektiflere bu şekilde yansıdı. Tarihsel süreç ve zaman dilimleri neticesinde Ülkemiz açısından ele alınacak olursa ülkemizdeki ilk akıllı telefon 1993 yılında "Simon" marka tipli telefonlardı.
Kabaca bakıldığında bu şu demek:''34 yıl sonrasında elle tutulur, taşınabilir bir telefon'un icadı ve ülkemizde boy göstermesi.''
Akıllı telefonların, 1959'lu yıllarda akıllı telefon olmasının en temel sebepleri şu şekilde:
-o zamanlardaki ev telefonları taşınamaz olduğu için taşınabilen duruma getirilmesi neticesiyle taşınabilir bir araç olan otomobillere monte edilmesi ve böylelikle en nihayetinde acil bir durum söz konusu olduğunda yetkili birilerine haber verilebilmesi. En başta temel amaçlarından biri bu. Bu gelişmeden sonuçla şunu anlıyoruz ki akıllı telefonların ilk ortaya çıkışındaki odak noktası; "aciliyet".
Bu tarihler doğrultusunda yapılan çalışmalar, teknolojik gelişmeler, değişimler, yenilikler incelendiğinde bundan 5-10 yıl öncesine döndüğümüz zaman akıllı telefonlar temel olarak bu zaman dilimlerinde boy gösterdi. Daha doğrusu tarihsel varlığını yitirmeye bıraktığı vakit, bu tarihler arasında varlık yitiminden kendisini kurtardı.
Şöyle ki bu gelişmelerin öncü ismi Steve Jobs'un unutulamaz eseri "iPhone".
Aslında 1959'lu yıllardan bu yana gerçek anlamda insanların temel ihtiyaçlarına öncelik edebilecek bir icat olan iPhone. Şöyle ki; iphone gibi akıllı telefonlar icat edilmeye başladıktan sonra insanlar artık kolay alışveriş yapma fırsatını yakalamış oldu. Bilgisayarların dışına çıkıp da kolayca taşınabilen bu akıllı telefonlardan sipariş verme kolaylığı elde etmiş oldu. Bununla yetinmedi tabii ki. Artık kol saatlerinin de yerini 'akılllılık' aldı. Günümüzde kol saatleri aracılığıyla bile telefon görüşmesi yapmamız mümkün.
Peki akıllı telefonların insan hayatına etkileri bununla mı sınırlı?
Akıllı telefonların en yararlı özelliklerinden biri de "maps uygulaması". Kuşkusuz günümüzde bir anlamda hayatımızı kolaylaştıran yöntemlerden birisi. Hangimiz sınav günleri, okul adresinin yerine akıllı telefonlardaki haritadan bakmadı ki?
Tüm bunlar onlarca özellik içinden sadece bazıları. En azından hayatımızı kolaylaştıran yenilikler de diyebiliriz. Yine akıllı telefonun günümüzdeki gelişmelerine öncülük eden iPhone'u inceleyecek olursak Steve Jobs iphone marka telefonu piyasaya sürdükten sonra şunu fark etti. Akıllı telefonları sadece sağlıklı insanlar mı kullanabilirdi yoksa sağlıksız insanlar da buna dahil miydi? Doğrusu, dahil edilebilir miydi!
Düşündü taşındı Steve Jobs ve iPhone marka serisinin ilerlemesi neticesinde telefonların ses açma düğmelerini kabartmalı "+" , "-" şeklinde yapmaya karar verdi.
Üstelik bu atılmış olan ilk adım değildi. İlk adım, iPhone'nun kendine has "orta tuşu" oluşturmasıydı. Bu tuş sayesinde görme engelli insan bile bir telefonu kolaylıkla açabilecekti. Kendi çıkarımları sonucunda kabartmalı ses tuşlarını hissetmesiyle de akıllı telefonundaki şarkının sesini ayarlayabilecekti.
Bunların yanı sıra görmezden gelinmeyecek bir buluş daha mevcut. Steve Jobs "Siri" adını verdiği akıllı asistan uygulamasın getirdi. Bununla birlikte görme engelli insanlar sadece orta tuşa basarak ve konuşarak telefonlarını kullanabileceklerdi. Her ne kadar Steve Jobs'tan sonra iPhone'nun ses tuşlarındaki kabartma kaldırılmış olsa bile yine de yararlılığını devam ettirmekte.
Bunların dışında bir de işin pazar boyutu var. Apple 2015 yılında akıl almaz bir karar ile birnevî de nostalji havası yaşatmak ümidiyle tuş takımlı iPhone üretme kararı aldılar. Yeni nesil akıllı telefonlar bir yerde tuşlu olacaktı ve Apple bu son sürüm telefonları "iphone 7s" adı altında satışa sürecekti. Ne var ki AR-GE uzmanları saha araştırması sonucunda toplumun dokunmatik ekrandan sonra tekrar tuşlu telefonlara dönmek fikri benimsenmedi ve uzun süren gecikmelerin ardından iphone piyasaya sürüm olarak 7 ve plus özellikli akıllı telefonlarını sürdü.
Tüm bu teknolojik gelişmelerden hareketle halihazırda akıllı telefonlara bağımlılığımızın artması adı altında Samsung marka telefon üreticilerinin de bizlere ayak uydurmasını ön gördüğü yadsınamaz gerçeklikler mevcut.
Örneğin: Samsung S7 Edge marka telefonlarda, telefonun tuş kilidinde saat hep belirtilir.
Çoğumuzun kol saatleri yerine artık devamlı saat'e bakmak için giriştiğimiz ilk yol akıllı telefonların tuş kilidini açıp saate bakmak kaçınılmaz olduğu için Samsung bu konuya el atmış üretici firmalardan.
Bir diğer husus da şu ki sanırım akıllı telefonların bizlerde yaratmış olduğu en sakıncalı etkilerinden birisi.
Artık önümüze bile bakmıyor oluşumuz. Bunun doğurabileceği en kaçınılmaz gerçeklerden birisi de kuşkusuz ölüm.
Bunun üzerine Almanya'nın Augbsurg kentinde yaşamını yitiren 15 yaşındaki genci örnek göstermek mümkün. Bu yaşanan talihsiz olay üzerine yere trafik ışığı döşetme fikri Alman hükümeti adı altında ortaya çıkmış oldu.
"Akıllı telefonları bizi rehin alacak kısımda değil, bizi geliştirebilecek bir nitelikte kullanmak daha doğru olacaktır".
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap