Güney İsveç’in Ovre Glaskogen Gölü kıyılarındaki şirin ve farklı ev, bir aile yaz evi olarak kullanılıyor. Eve eklenen özel bölümün yakındaki dereye doğru uzayabilmesi nedeniyle, bölge sakinleri eve İsveç dilinde “Akordeon Ev” anlamına gelen “Dragspelhuset” ismini takmışlar. 1800’lü yıllardan kalma, tek odalı, küçük bir balıkçı barınağı olan Akordeon Ev’in inşa öyküsünde İsveç imar yasaları önemli bir rol oynamış.

akordeon-ev-ic-peyzaj-768x578_790x445

İlk haliyle oldukça küçük olan barınağın, içinde yaşanacak bir ev haline gelebilmesi için genişletilmesi gerekmektedir. Ancak İsveç imar yasaları göl boyunca bina inşasına izin vermemektedir. Bu nedenle evin genişleme durumu da çıkmaza girer. Yasalar sadece, mevcut binanın bir uzantısı olma durumunda istisna uygulamaya izin vermektedir; ayrıca uzantı binanın alan sınırından 4 metre uzakta kalmalıdır. Tasarımı yapan 24H mimarlık ofisi, barınağı büyütmenin tek yolunun açılır-kapanır bir ek kabin yapılması olduğuna karar verir. Böylece mimarlar, yaratıcı ve dikkatli bir tasarımla barınağı genişletmenin yolunu bulurlar. Kabin, iki çelik ray boyunca halat ve kasnaklarla dışarıya doğru uzayan hareketli bir oda olarak tasarlanır. Oturma odası olarak kullanılan bölüm, aile ikamet ederken uzar; ayrıldıklarında ise eski yerine geri döner. Böylece, uzayan bölüm hiçbir temel gerektirmez ve alan sınırlamalarını da ihlal etmez.

akordeon-ev-geyik-derisi-duvarlar

Mimarlık ofisi ortaklarından Boris Zeisser, eve eklenecek uzantının hemen evin önündeki derenin üstünde yer almasını istedi. Esin kaynağı ise hayranı olduğu ünlü mimar Frank Lloyd Wright’ın tasarlamış olduğu Fallingwater oldu.Eklenen kabin bölümü yerel kerestelerin yumuşak olmasından dolayı Kanada’dan getirilen FSC sertifikalı kırmızı sedir ağacından yapıldı. İki kat olarak kullanılan ağaç döşeme, yıllar önce İsveç’te yaygın olan geleneksel çatı kaplama yönteminin çağdaş olarak uygulanmasıyla yapıldı.Kabinin boynuzlu bacaya sahip amorf yapısı ve sedir ağacının dalgalı çizgileri binaya bir sürüngen görünümü kazandırıyor. Ağacın bazı bölümlerinde yer alan grimsi renk ise çevredeki kayaların rengi ile uyum sağlayarak Akordeon Ev’i doğanın bir parçası haline getiriyor. Göl kenarından bakıldığında pencerelerin görünmüyor olması da evin doğa ile hepten bütünleşmesini sağlıyor.

akordeon-ev-kis-gorunumu

Kabin tam olarak uzatıldığında 72 metrekare alan kazandırıyor. Ortaya çıkan bu ekstra bölümde mutfak, oturma odası, yemek odası, yatak odası ve çatı katı yer alıyor. Tasarımın en cazip yanlarından biri de, kabinin yaz aylarında daha geniş bir alan, soğuk İsveç kışlarında ise daha küçük ve kolay ısınır bir alan yaratarak, iklim koşullarına göre farklı kullanımlara sahip olması. Akordeon Ev’in çevresel izleri oldukça küçük. Neredeyse tamamen organik denebilir. Evde elektrik, ısı, telefon ve su akışı yok yani şebekeden tamamen bağımsız. Enerji, güneş panelleri ile sağlanıyor; CO2 salınımı yok denecek kadar az.

akordeon-ev-mutfak

Tüm bunların dışında, ocakta propan gazı kullanılıyor, ısıtma odun sobası ile yapılıyor. Dışarıda, ağaçların arasında bir kulübeye yapılan tuvaletin foseptik deposu bulunmuyor. Su yağmurdan elde ediliyor; toplanan yağmur suları mutfak ve banyoda kullanılıyor. Akordeon Ev’in uzantı duvarları ren geyiği derisi ile kaplı. Olağanüstü bir yalıtım sağlayan deriler duvarlara ve tavanlara çivilenmiş durumda. Odalara kürklü bir mağara görünümü veren bu uygulamanın esin kaynağı İsveç’in kuzeyinde yaşayan Sami kabilesi olmuş. Samiler, ren geyiklerini tamamen geri dönüştürüyorlar. Hayvanın ölümünden sonra etini yiyorlar, kemikleri ile çadır ve eşya yapıyorlar. Derilerinden ise hem kıyafet, ayakkabı gibi giyecek yapıyor hem de Akordeon Ev’de kullanıldığı gibi soğuğu engellemek için yaşadıkları iç alanlarda kullanıyorlar.

Kaynak:

Top Selling Multipurpose WP Theme

Yorum Bırakın

Instagram İçeriklerimiz

Reklam Engelleyici Tespit Edildi

Please support us by disabling your AdBlocker extension from your browsers for our website.