Malala Yousafzai, 12 Temmuz 1997’de Pakistan’ın Mingora kasabasında doğdu. Pakistan’da bütün engellere rağmen eğitim savunucusu olarak tanındı. Doğduğunda kim diyebilirdi ki onun ülkesindeki kız çocuklarının kaderini değiştirebileceğini. En büyük rol modeli babasıydı. Babası gibi öğrenme tutkusuyla yanıp tutuşuyordu. Okula gitmek ve yeni bilgiler öğrenmek en çok zevk aldığı şeylerdi. Hayatının şekillenmesinde çok etkili olan babası, onun çok yüksek yerlere geleceğini biliyordu. Hatta aile arasında konuşurken Malala’nın başbakan, kardeşi Atal’ın ise onun sekreteri olacağı tarzında konuşmalar, şakalaşmalar geçiyordu.
Malala çocukların eğitimi için çabalamaya başladığında daha 11 yaşındaydı. Onun için bu çaba BBC Urduca servisi için blog yazmaya başlamasıyla başlamış. Ülkesindeki durum hakkında yazdıklarıyla tüm dünyanın ilgisini çekmeyi başarmış. O kadar ki The New York Times için yapılan bir belgeselde ona da yer verilmiş. Ve artık Gül Makai adıyla yazdığı blog da kimliği ortaya çıkmıştır. Yazılarında bahsettiği kızların eğitim hakkının olduğu ve okula gitmekten mutluluk duyduğudur.
Bundan sonra her şey artık eskisi gibi kolay ilerlemeyecektir. Kimliği belli olduğundan dolayı temkinli davranmayı arttırmak zorundadır. Çünkü Pakistan da eğitime karşı olanların hedefi haline gelmiştir. Tehdit edilmiş fakat bunlar eğitim için çabalamasını engellememiştir. “ Hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim. Beni vurabilirler ama hayallerimi vuramazlar.” sözleri kararlığının derecesini bize gösteriyor.
2012 yılında okul servisindeyken vurularak öldürülmek istenir. Bu durum onun dünyada daha çok tanınmasına yarayan bir yankı olmuştur. Birçok tedavinin ardından(2013 yılına kadar Birmingham’daki bir hastaneden taburcu edilmedi.) kaldığı yerden yaşamaya ve eğitim için savaşmaya geri dönmüştür. Tüm bu tedavi süreci sırasında Malala, dünya gündemine oturmuştu. Birçok tanınmış kişi Malala’nın başına gelenleri kınamışlardır. Malala, artık bir barış ve özgürlük simgesi haline gelmiştir. Obama, Kraliçe Elizabeth gibi kişilerle tanışıp konuşma imkanı bulmuştur.
2013’te BM’de tedavisinin sonrasındaki ilk konuşmasını Harvard Üniversitesi’nde yapmıştır ve o gün onun doğum günüydü. BM, o günü yani 12 Temmuz gününü Malala Günü ilan etmişlerdir. Malala ise 12 Temmuz gününün hakkını arayan bütün kadın ve erkeklerin günü olduğunu belirtmiştir.
2011 yılında Pakistan’ın ilk gençlik barış ödülünü kazanmıştır.
Time dergisi tarafından “2013 yılının en etkili 100 kişisi” arasına alınmıştır.
2013 yılında babasıyla birlikte kız çocuklarının eğitimi için kullanılacak olan Malala fonunu kurmuştur.
2014 yılında Nobel Barış Ödülü’nü Kailash Satyarthi ile beraber kabul etmiştir. Aldığı para ödülünü ise Pakistan’da kız çocuklarının eğitiminde kullanılması için bağışlamıştır.
O dönemde yaşadıklarını ‘I Am Malala’ (Ben, Malala’) adlı kitabında toplamıştır.
He Named Me Malala (Adımı Malala koydu) isimli bir de belgesel yapılmıştır.
Şu anda Oxford Üniversitesi’nde felsefe, politika ve ekonomi okumaktadır.
Unutulmamalıdır ki “Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem tüm dünyayı değiştirebilir.”
Özel İçerik: Meryem Yüksel