Günümüzde çok çeşitli motor sporları bulunmaktadır. Çoğumuzun çok sevdiği bu sporlardan biri motosiklet kullanmaktır. Bu yazımdan sizlere genel anlamda motosikletlerin türlerinden ve nerelerde kullanılmak için üretildiklerinden bahsedeceğim. Mevzubahis tüm motosikletlerin çok fazla çeşidi ve kategorisi olduğundan sadece genel olarak hangi motosiklet grubunun ne için üretildiği, hacim olarak motosiklet yapısı ve nerelerde kullanıldığından bahsedeceğim. Bunlardan bahsetmeden önce belirtmek isterim ki, kullanacağım terimleri çok kısıtlı tutacağım ve olabildiğinde berrak bir şekilde ifade etmeye çalışacağım. Ben de bir motosiklet kullanıcısıyım ve camiada motosiklete çoğunlukla “motor” olarak hitap ettiğimizden bu şekilde yazacağım.

Öncelikle ülkemizde, Doğu ve Ortadoğu ülkelerinde, Akdeniz ülkelerinde, Güney Amerika ve Afrika gibi ülkelerde motor kullanmanın çok tehlikeli bir şey olduğunu düşünürüz ve bize de çocukluğumuzdan itibaren bunlar öğretilir. Bu ifadenin kısmen doğru ve kısmen yanlış olmasıyla birlikte Bilgi Üniversitesi Siyasal Bilimler mezunu Altın Elbiseli Adam (Barkın Bayoğlu)’ın da dediği gibi “Esasen motor kullanmak tehlikeli bir şey asla değildir; tabi kurallarına uygun kullanırsanız!” Yukarıda saydığım coğrafi bölgelerde algının bu şekilde oluşmasının en önemli nedeni maalesef trafiğin, hukukun, insani hakların ve ulusal düzenin bir çeşit düzensizlik göstermesidir. Dolayısıyla da sonuçlar ailelerimiz ve yakınlarımız açısından biz motor kullandığımızda risk teşkil eder. Yani diğer bir ifadeyle motor kullanımı riskli değildir; risk faktörünü oluşturan sosyal, politik, toplumsal ve hukuki nedenlerdir.

 

Altın Elbiseli Adam (Barkın Bayoğlu)(Mekanın cennet olsun):

Konumuza dönecek olursak motorlar kendi aralarında birçok türe ayrılmaktadır ve bu türler yüzlerce çeşit ve özellik içermektedir. Kısaca başlıklar halinde bahsetmek gerekirse, CUB (Cheap Urban Bike; Ucuz Kent Motosikleti), Commuter (Banliyö Motosikleti), Scooter, Naked (Çıplak), Sport (Super Sport/Racing; Spor ve Süper Spor/Yarış), Cross, Adventure/Enduro, Tour/Touring, Heritage, Roadster, Urban Mobility ve bunun gibi bazı yan kategorileri de mevcuttur. Bu başlıklar aslında tüm motor kategorilerini ayrıntılı olarak ifade etmez, sadece genel kullanım alanı hakkında kolaylık sağlamak için oluşturulmuştur. Ayrıca her motor markası kendine özel kategori, tasarım ve tarz da üretmektedir.

CUB:

CUB ucuz kent motosikleti olarak geçer. Yani satın alabileceğimiz en ucuz motor çeşididir. Mahalle aralarında ekmek almaya gidenlerin ya da köylerde gördüğümüz tarihi eser gibi gözüken motorlar CUB modele örnektir. Oldukça ucuzdur (günümüzde küçük standart bir ev mobilyasının fiyatına kadar düşebilmektedir), kuvvetsizdir ve muhtemelen üretimdeki en yavaş motordur. En az benzin yakan motor sayılabilir. Taşıma kapasitesi ise diğer motorlara göre daha düşüktür çünkü bisiklete benzer. Ancak Doğu, Ortadoğu, Hindistan, Güney Amerika ve Afrika gibi ülkelerde en çok kullanılan motor çeşidinden biridir.

Commuter:

Aynı coğrafi bölgelerde aynı miktarda kullanılan diğer motor modeli ise ikinci sırada gelen Commuter modelidir. Teknik özellikleri CUB’a göre bir miktar daha yüksektir, ancak diğer tüm motor kategorileriyle karşılaştırıldığında CUB’tan teknik anlamda pek bir farkı yoktur. İsmi banliyö motoru olarak geçer. Banliyölerde kullanımı çok pratiktir ve üstünde eşya taşımak CUB’a göre hacminden dolayı daha kolaydır. Ayrıca yemek ve ürün servisi yapan şirketler için ideal bir kurye motorudur.

Scooter:

Scooter’ın da bir sürü cinsi vardır ancak kullanımı tüm motorlara göre en pratik ve en binek olanıdır çünkü bazı modelleri hariç ayak ve bacaklarının yanda değil, hemen önünüzde yerdedir. Bu tür de yemek ve ürün servisi yapan şirketler için ideal bir kurye motorudur. Bu kategorilerden sonra motorlar seviye atlamaya başlarlar; yani naked ve sonrası olarak. Tekrar belirtmekte fayda var ki, hepsinin birbirine göre kıyaslanamayacak kadar fazla modeli ve türü olsa da CUB, Commuter ve Scooter (Bazı modelleri hariç) türünden sonra daha kuvvetli ve yüksek hacimli motorlar gelir.

Naked (grenajsız):

Naked çıplak motordur. Bunun nedeni ise yan taraflarında grenajlarının (sağında ve solunda motorun iç bölümünün görünmesini engelleyen parça) olmamasıdır. Yani yan taraftan bakıldığında motorun rengini ve şeklini değil, içindeki motoru (silindir, kasa, şasi, amortisör vb.) görürsünüz. Naked motorların çıplak olarak nitelendirilmesinin tek nedeni budur.

Sport (Yarı grenajlı):

 

Sport türüyle birebir aynıdır, sadece grenajları yoktur. Sport türünde grenaj bulunur.  Naked türünün motor kuvveti, kullanım şekli ve konforu ise sport türü gibi neredeyse racing türüyle birebir aynıdır. Racing’in grenajlarını çıkardığımızda neredeyse naked türünü elde etmiş oluruz. Sport’un grenajlarını çıkardığımızda ise birebir naked elde etmiş oluruz. Bu üç türün farkları ise epey azdır. Naked, sport türünün grenajsız halidir.

Racing/Supersport (Grenajlı):

Racing’in ise naked ve sporttan tek farkı, aşırı hızlı olmasıdır. Hatta dünyanın en hızlı motorları olmasıdır diyebiliriz; çünkü kendi kategorileri dışı tüm kategoriler ve modellerle karşılaştırdığımızda aynı kuvvet ve hacme sahip olan racing dışında hiçbir motor teknik nedenlerden dolayı racing’den daha hızlı olamaz. İspanyol şampiyon Marc Marquez’in 93 numaralı motoru bir racing türüdür. Bu üç kategoriyi birbirleriyle kıyaslayarak yazmamın tek nedeni aynı şeyleri her biri için yeniden yazmamak içindir. Spor türü bu üçü arasından en standart olanıdır. Diğerler ikisine nazaran daha konforlu bir oturuşu vardır. Süper spor ya da birkaç istisna dışında diğer adıyla racing türleri pistlerde yarışmak ya da uzun yolda şehirler ve ülkeler arası hız yapmak için tasarlanmıştır. Konforu sport türüne göre çok rahatsızdır çünkü eğilerek sürerek rüzgarın şiddetini kesmek zorundasınızdır. Super sport ve racing kategorilerini sport türüne parantez açarak yamamın nedeni ise önceden de dediğim gibi görsel anlamda pek bir farkının olmamasıdır. Tabi ki üst düzey eski 600cc (üretimden kalkmadan önce) ve yeni 1000cc motor hacimli olanların görsel şıklığı sıradan bir sport modele göre çok daha yarış havası vermektedir.

Cross:

Cross motor türleri ise adventure (macera) motorlarına benzer ancak onun tersine arazilerde, dağlarda, sulu yollarda, çamurda ve kumsallarda gördüğümüz gibi tırtıklı tekerlere sahiptir. Adventure’da birçok istisna hariç tırtıklı ve girintili teker biçimi bulunmamaktadır. Cross motorlar rahat ve konforlu motorlar değildirler. Ata binmekten pek bir farkı yoktur. Kaba tabirle cambazlık ve profesyonel motor gösterileri için ise diğer türlere göre en idealdir.

Adventure:

Adventure türü yükseklik bakımından cross türüne benzer ancak tork değil ama motor kuvveti bakımından daha ileri seviyedir. Tekerleri tırtıklı değildir. Dağ, bayır, çamur için cross gibi ideal değildir. Daha çok şehir içi dışı veya uzun gezilerde kullanılır. Motor türleri arasında en rahat ve konforlu olanlardan biridir, hatta bazı modelleri en konforlu olanlardır.

Touring/Tour:

Tour/touring türünün ismi tur atmaktan gelmektedir ancak o kadar basit değildir. Motorlar arasında en büyük olanıdır ve genelde yollarda gördüğümüz neredeyse araba büyüklüğünde ve radyosu olanlar bu türdür. Hız değil konfor, rahatlık, esneklik ve kalite için tasarlanmıştır. Motorlar arasında ortalama olarak kuşkusuz en rahatıdır. Arabada oturmaktan çok bir farkı yoktur. En geniş motor hacimleri bu türe aittir çünkü çok büyük bir motoru ancak yüksek hacimli bir motor yapısı kaldırabilir.

Heritage:

Roadster:

Heritage ve roadster, naked türüne çok benzerler. Sadece tasarım ve bazı ufak teknik farklılıkları vardır. Ancak heritage ve roadster tasarım farkından dolayı naked türünden kesinlikle ayrılırlar, bu yüzden naked ile sport türünün birbirlerine benzedikleri kadar benzemezler. Heritage’ın birçok modeli chopper veya cruiser türüne benzetilebilir; ileride göreceğiz.

Urban Mobility (Kent Hareketliliği):

Urban Mobility ise bir çeşit scooter modelidir. Scooter’dan daha büyüktür. Daha rahat, kuvvetli, konforlu ve kaliteli olabilmektedir. Ancak bunlar dışında karşılaştırılamayacak kadar ayrıntılı özellik farkı bulunmaktadır.

Cruiser ve/veya Chopper:

Cruiser:

Motor türlerinden ve modellerinden bahsederken hiç chopper türünden bahsetmedim, bunu kasten yaptım. Literatürdeki ismi Cruiser değildir ancak bir çeşit Cruiser’dır. Ayrıca bahsetmemin nedeni motor camiasında farklı algılara neden olmasıdır. Chopper/Cruiser türü kendine has bir tarzdır. Genelde oturma planı gidonun (motoru sürerken tuttuğumuz yer) alt seviyesinde kalır ve tamamen tarz motorudur. Görüntü, moda, antika özelliği taşımaları, custom (yani özel üretim) olarak tasarlanmaları ve bu nedenle sektörün en pahalı motorları olmaları dışında hiçbir ayırt edici özellikleri ya da işlevi yoktur. Cruiser ile chopper arasında da üretiminden ve tarihi süreçten gelen birtakım farklılıklar vardır ancak ayrıntıya girilmeyecek kadar soyuttur. Ayrı bir paragraf halinde bahsetmemin nedeni ise bir custom motor sahibinin kendisini asla ve asla chopper kullanıcısı olarak görmemesinden kaynaklanıyor.

Chopper:

Mesela tipik bir Harley-Davidson chopper kullanıcısı kendini chopper kullanıcısı olarak görmez. Hele ki motoru özel üretim olan custom yapımıysa, ona chopper dediğiniz vakit kendine has hakaret olarak kabul edebilir.

Custom Chopper:

Zira, standart bir chopper model ile custom model arasında yüz binlerce lira farkı bulunmaktadır. Bu yüzden bakış açısına göre haklılıkları makul görülebilir. Bu fiyat farkı diğer hiçbir türde ve modelde bu kadar açık değildir. Ancak isimlendirme açısından ben böyle bir fark görmemeyi tercih etmekteyim.

Benim ilgi ve profesyonellik alanım üst düzey (yüksek motor hacimli) racing türüdür. Bu türün ve modellerinin kullanımını ve nasıl kullanılması gerektiğini, teknik özellikleriyle başka bir içeriğimde paylaşacağım. Bu tür aşağıdaki motor modellerini kapsar ve bu içeriğimde teknik altyapısıyla “süratli” bir yolculuğa çıkacağız.

Referanslar:

Honda Motosiklet

BMW Motorrad

Altın Elbiseli Adam (Barkın Bayoğlu)

Yorum Bırakın