Öğrenci Kariyeri
Bir iş görüşmesinde nasıl başarıya ulaşıp, müstakbel işverenini şaşkınlık içinde bırakacağın ve herkes seni alkışlarken iş tekliflerini yüksek maaş, konfetiler ve balonlar eşiliğinde nasıl alacağın hakkında bir sürü bilgi var.
Mülakata dair bulacağın tüm tavsiyeler müthiş. Yani, esasında görüşmeye çağrıldığını varsayarsak.Ama ne kadar denersen dene, hiç kimseden beklediğin aramayı veya görüşmeye davet e-postasını almıyorsan? Ve bunun nedenini kestiremiyorsan?
O zaman bu yazı senin için!
Burada işe alım yöneticisinin dikkatini neden çekemediğinin 8 nedeni var – ve tabii bu konuyla ilgili neler yapabileceğin de.
1. Özgeçmişin Sıkıcı
Daha önce bunu milyonlarca kez duydun, ama bu doğru. Eğer üst seviye bir firmaya girme peşindeysen, örneğin her yıl 2 milyondan fazla iş başvurusu alan Google gibi, oldukça sıkı bir rekabete girmeye hazır ol. Özgeçmişin seni bir adım öne çıkarmalı.
[ad name="Google Adsense"]
Ama bu eğlenceli yazı fontları eklemen veya neon yeşil kağıt kullanman gerektiği anlamına gelmez. Büyük bir fark yaratmanı sağlayan ince detay, sorumluluk odaklı (“Kahvaltı menüsünü yeniden yazma sorumlusu”) açıklamaları, ölçülebilir ve başarı odaklı (“Kahvaltı menüsünü revize ederek satışların %80 oranında arttırılması”) açıklamalara dönüştürmekten geçiyor. Boom. Özgeçmişin şimdiden %80 daha müthiş.
2. Kapak Mektubun Fazla Genel
Eğer onlarca potansiyel işverenine göndereceğin tek kapak mektubu şablonun varsa ve her birini gönderirken sadece “phrasing” kelimesini -yani “Sayın”ı takip eden adı değiştiriyorsan bu bir sorun. Kapak mektubunu okuyan kişi, bu “jenerik” mektubu yazarken kalbinden ve ruhundan pek bir katkı yapmadığını anlayacaktır.
Bunun yerine, dişini sıkıp her mektubu özelleştirme yoluna gitmelisin. Bir başka ifadeyle, niçin bu spesifik pozisyonun gerektirdiği niteliklere sahip olduğunun yanı sıra neden bu spesifik firmada çalışacağın için heyecan duyduğunu en ayrıntılı biçimde açıklaman gerekiyor.
3. Yanlış Kişiyle İletişim Kuruyorsun
Bu bir tür çaylak hatasıdır, ama düşündüğünden çok daha yaygın. Uygun kişiye özgeçmiş ve kapak mektubunu içeren e-posta gönderdiğine tam emin olmak için üç kez kontrol et. O kişinin kim olduğundan emin değilsen de iki seçeneğin var.
Birinci seçenek: LinkedIn’e git ve konumun işe alma yöneticisi olma ihtimali en yüksek kişi için arama yap. O kişi başvurduğun departmandan birisi ya da şirketin işe alım müdürü olabilir. Ya da, ikinci seçenek: İK (İnsan Kaynakları) departmanından birine başvur ve ilgili dokümanları kime göndermen gerektiğini sor. Bu LinkedIn’den şöyle bir mesaj göndermek kadar kolay:
“Ben Pazarlama Müdürü pozisyonuna başvuruyorum ve bu fırsattan dolayı gerçekten çok heyecan duyuyorum. Dokümanlarımı doğru yere yolladığımı çifte kontrol etmek istedim. Bana işe alma yöneticisine ulaşabilmek için en uygun e-posta adresini sağlayabilir misiniz? Zaman ayırdığınız için teşekkürler.”
4. İyi Bir Hikaye Anlatmadın
Birilerinin dikkatini cezbetmenin bir numaralı yolu ilginç bir hikaye anlatmak. Bu hokus pokus veya eski zaman bilgeliği değil. Bu bilimin ta kendisi! İnsan aklı hikayelerden edindiği ayrıntıları anımsamaya, kuru ve sıkıcı gerçekleri anımsamaktan çok daha yatkındır.
Özgeçmiş, kapak mektubu, portföy, profesyonel web sitesi, sosyal medya profilleri ya da potansiyel işvereninin adayları inceleme kapsamında kullandığı ortam her ne olursa olsun, içine tutarlı bir “hikaye” örmeye çalış.
Örneğin, burada kariyer değiştiren birinin LinkedIn’inden varsayımsal bir örnek.
“Eski ortaokul öğretmeni, şimdi pazarlama uzmanı. Bana, hitap ettiğiniz kitle son derece dalgın veya hormon seviyeleri her ne kadar hiddetlenmiş olsa bile, onların dikkatini nasıl çekeceğinizi sorun.”
Bu sadece dikkat çekici değil, aynı zamanda bilgilendirici.
5. Konuyu Çok Dağıtıyorsun
İşverenlerin yüzlerce başvuru taradığı kalabalık bir iş avlama ortamında, fazla laf yapan ağzın pek bir değeri yok. Kimsenin söylemeye çalıştıklarını kestirmeye zamanı yok, dolayısıyla her şeyi açık açık anlatman gerek. Kendini kapak mektubunu kısaltıp özgeçmişini bir sayfaya indirmeye zorla. Unutma: Başvurduğun belirli konumla alakasız olduğunu düşündüğün her şeyi kesip atabilirsin.
6. Konum İçin Yeterli Niteliklere Sahip Değilsin
“Bu işe kabul edilmek benim için muazzam bir onur olacaktır” veya “Bu iş için gerekli deneyime sahip olmasam da” benzeri ifadeler kullanman seni sunacak pek bir becerisi olmayan acemi gibi gösterir. Hala pozitifliği ve coşkuyu korurken daha nötr bir sese geçmeyi dene. Örneğin, “Başvurduğum için oldukça heyecanlıyım” demek, bu pozisyon hakkında coşkulu olduğunu göstermek için daha iyi bir yoldur.
7. Konum İçin Gereğinden Fazla Niteliklisin
Açıkça konum için fazla nitelikli biriysen, işe alma yöneticisinin önüne geldiğinde durumu ustalıkla idare etmen gerekir. Her ne kadar ebedi bir stajyer, açığa alınma kazazedesi ya da bir kariyer değiştirici de olsan, en önemli şey vaziyetle doğrudan yüzleşmek. Kariyer değişiminin nedenini ya da senin standardının altında görünen bir işi almaya neden istekli olduğunu kapak mektubunda dile getir.
Durum hakkında pozitif ve heyecanlı kalırken önceki deneyiminin bu şirket yararına olacağını düşündüğün tüm yollarını belirtmeyi göz ardı etme. Son olarak önemli noktalardan bir tanesi de, özellikle bu şirkette niçin çalışmak istediğini mutlaka vurguladığına emin olmak. Unutma ki bir işe alma yöneticisinin hissetmek isteyeceği en son şey bunun senin için geçici bir iş olduğu ve eline geçen ilk fırsatta senin gemiden atlamak isteyeceğin düşüncesidir.
8. Çaresiz Görünüyorsun
Bilim çevreleri tarafından kanıtlanan bir şey var: Beynin senin sahip olamayacağın şeyleri istemeye bağlıdır. Sinir bozucu ama gerçek! Bu yüzden yüksek talep görüyorsan ya da zaten mükemmel bir işin varsa, işverenler seni işe almaya daha hevesli olacaktır. Ya umutsuz göründüğün zaman? Pek değil.
Biraz bile umutsuzluğa kapıldığını hissettiğinde, karşındakine kendine güvenen, sabit bir ton iletmek için elinden geleni yapmalısın.
Başvurularında iyi şanslar, pozitif kalmaya çalış. Sadece iyi bir işe girmek bile inanılmayacak seviyede çaba gerektiriyor gibi gözükebilir – ve bazen cidden öyle – ama günün sonunda, hiçbir şey gerçekten severek yaptığın bir işe sahip olmanın sevinciyle karşılaştırılamaz. Oraya ulaşmak için çok bu çaba gerekiyor? Arada sırada. Kesinlikle değer mi? Her zaman.
Kaynak
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap