Öğrenci Kariyeri
Tarihten günümüze doğru ilerleyen teknolojik gelişmelerde telefon, hayatımızın ciddi bir noktasında yerini almış durumda. İnsanlar işlerinin büyük bir çoğunluğunu telefon ile hallederken aynı zamanda insanlar vakit geçirmek için kullandığı en yaygın iletişim aracı olarak da telefonu seçiyor.
Dışarı çıktığımızda karşıya bakarak yürüyen insanların sayısının giderek azaldığını, artık herkesin telefonlarına bakarak yürüdüğünü görüyoruz. Üstelik bir yere çarpmadan durmayan insanların sayısı da bir hayli fazla. İnsanların birbirlerini beklerken bile ellerinde akıllı telefonları görürüz. Öyle ki artık adres bile soran kimse kalmadı. Herkes adres tarifini kendisi telefonundan bulabiliyor.
Cep Telefonları Hayatımızın Bir Parçası mı Yoksa Bir Bütünü mü ?
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre akıllı telefon kullanan insanların %45'inin telefonsuz yapamayacağı ve bu düşkünlüğün ileride psikolojik rahatsızlığın yanında fiziksel rahatsızlığa da yol açacağını açıklamışlardır. Yatarken telefon kullanmanın uyku düzenini olumsuz etkilediğine ve uyku hormonunda dengesizliklere yol açtığı da kanıtlamış bir bulgudur. Bu durumda da insanlarda tam dinlenememe, sinir hastalığı, halsizliğe yol açmaktadır. Ayrıca uzun dönemde depresif hareketlere de yol açmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre; insanlar günde ortalama 60 defa telefonu ellerine alıyorlar ve telefon kullanan kişilerin ortalama yaşı 18-29. Bu veriler eşiğinde dünyada akıllı telefon bağımlısı insanların bir hayli fazla olduğu ve bu durumun ilerlediğini görüyoruz. Akıllı telefon bağımlılığının aşırı hali olan nomofobi durumundaki kişiler, telefonları vasıtasıyla internetten haberdar olamadıklarında ciddi strese girip sinir bozuklukları yaşayabilmektedir.
İnsanların telefonlar ile her türlü işini yapabilmesi; yol tarifi alabilmesi, hesap yapabilmesi, oyun oynayabilmesi gibi olaylar sonucunda insanların aralarındaki ilişkilerde bozulmaya başlamış ve eskiden olan bir odada toplanıp fıkralar anlatmak, sohbet etmek gibi faaliyetler hayatımızdan yavaş yavaş çıkmıştır. Telefonların bizi bu kadar meşgul etmesi günlük işlerimizi aksatmamıza da yol açmış ve bu durum da bizi tembelliğe sürüklemiştir.
Akıllı telefonlara tamamıyla gereksiz demek saçma olacaktır. İnsanlar ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini telefona teslim etmeden sadece işleri ve gerektiği kadar eğlence amacıyla kullanmalıdır. Telefon, çağımızın inanılmaz bir buluşudur ve bu buluş bizi esir almamalıdır. Akıllı telefonlar insanlar arasında bir engel haline gelmektedir ve insanlar bunun önüne geçmek için çabalamalıdır. Kapitalizmin öne sürdüğü bu teknolojik çağın eseri haline gelmemiz bir süre sonra insanlığın telefon olmadan yaşanılmaz bir dünya yaratmasına sebebiyet verebilir.
Bu kısır döngünün bir yerde kırılması insanların akıllı telefonları bilinçli kullanmasına bağlı… Yeni çıkan her model için her sene telefon değiştiren ve bir telefonun borcu bitmeden yenisinin borcunu da üzerine ekleyen kişilerin bu tüketim çılgınlığı içinde markalarla boy ölçüşemeyeceğinin bilincine varması ve ihtiyaçları doğrultusunda alışverişe yönelmesi herkes için daha iyi bir yaşam düzeni sağlayacaktır.
Özgün İçerik: Ulaş Özcan
Dışarı çıktığımızda karşıya bakarak yürüyen insanların sayısının giderek azaldığını, artık herkesin telefonlarına bakarak yürüdüğünü görüyoruz. Üstelik bir yere çarpmadan durmayan insanların sayısı da bir hayli fazla. İnsanların birbirlerini beklerken bile ellerinde akıllı telefonları görürüz. Öyle ki artık adres bile soran kimse kalmadı. Herkes adres tarifini kendisi telefonundan bulabiliyor.
Cep Telefonları Hayatımızın Bir Parçası mı Yoksa Bir Bütünü mü ?
ABD'de yapılan bir araştırmaya göre akıllı telefon kullanan insanların %45'inin telefonsuz yapamayacağı ve bu düşkünlüğün ileride psikolojik rahatsızlığın yanında fiziksel rahatsızlığa da yol açacağını açıklamışlardır. Yatarken telefon kullanmanın uyku düzenini olumsuz etkilediğine ve uyku hormonunda dengesizliklere yol açtığı da kanıtlamış bir bulgudur. Bu durumda da insanlarda tam dinlenememe, sinir hastalığı, halsizliğe yol açmaktadır. Ayrıca uzun dönemde depresif hareketlere de yol açmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre; insanlar günde ortalama 60 defa telefonu ellerine alıyorlar ve telefon kullanan kişilerin ortalama yaşı 18-29. Bu veriler eşiğinde dünyada akıllı telefon bağımlısı insanların bir hayli fazla olduğu ve bu durumun ilerlediğini görüyoruz. Akıllı telefon bağımlılığının aşırı hali olan nomofobi durumundaki kişiler, telefonları vasıtasıyla internetten haberdar olamadıklarında ciddi strese girip sinir bozuklukları yaşayabilmektedir.
İnsanların telefonlar ile her türlü işini yapabilmesi; yol tarifi alabilmesi, hesap yapabilmesi, oyun oynayabilmesi gibi olaylar sonucunda insanların aralarındaki ilişkilerde bozulmaya başlamış ve eskiden olan bir odada toplanıp fıkralar anlatmak, sohbet etmek gibi faaliyetler hayatımızdan yavaş yavaş çıkmıştır. Telefonların bizi bu kadar meşgul etmesi günlük işlerimizi aksatmamıza da yol açmış ve bu durum da bizi tembelliğe sürüklemiştir.
Akıllı telefonlara tamamıyla gereksiz demek saçma olacaktır. İnsanlar ihtiyaçları doğrultusunda kendilerini telefona teslim etmeden sadece işleri ve gerektiği kadar eğlence amacıyla kullanmalıdır. Telefon, çağımızın inanılmaz bir buluşudur ve bu buluş bizi esir almamalıdır. Akıllı telefonlar insanlar arasında bir engel haline gelmektedir ve insanlar bunun önüne geçmek için çabalamalıdır. Kapitalizmin öne sürdüğü bu teknolojik çağın eseri haline gelmemiz bir süre sonra insanlığın telefon olmadan yaşanılmaz bir dünya yaratmasına sebebiyet verebilir.
Bu kısır döngünün bir yerde kırılması insanların akıllı telefonları bilinçli kullanmasına bağlı… Yeni çıkan her model için her sene telefon değiştiren ve bir telefonun borcu bitmeden yenisinin borcunu da üzerine ekleyen kişilerin bu tüketim çılgınlığı içinde markalarla boy ölçüşemeyeceğinin bilincine varması ve ihtiyaçları doğrultusunda alışverişe yönelmesi herkes için daha iyi bir yaşam düzeni sağlayacaktır.
Özgün İçerik: Ulaş Özcan
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap