Motosikletlerle ilgili diğer içeriğimde yarış motorlarından bahsedeceğimi belirtmiştim. Hayranı olduğum için BMW S1000RR yarış motorunu kapak fotoğrafı yapmayı tercih ettim. Bu yazımda amacım racing motor tipinin/türünün nerelerde kullanılması gerektiği, nasıl kullanılması gerektiği ve nasıl bir motosiklet olduğunu anlatmaktır. Yine motosiklet yerine tabir olarak “motor” ismini kullanacağım.
Öncelikle diğer yazımda belirttiğim gibi “motorlar tehlikeli araçlar değildirler; tabi kuralına uygun kullanırsak”. Altın Elbiseli Adam (Barkın Bayoğlu)’ın dediği bu sava motor camiasındaki herkes katılır, ben de her zaman katılacağım. Ancak 1000cc’lik yarış motorlarında tam da bu noktada dikkat edilmesi gereken başka noktalar da var; ilerleyen bölümlerde değiniyor olacağım. Barkın Bayoğlu Ağabey’imiz de vefatından önce sık sık değinirdi.
Motor kullanıcılarının uyması gereken belli başlı kurallar vardır. Kurallar derken tabi ki trafik kurallarından bahsetmiyorum. Trafik kurallarına ne kadar zor olsa da %100 uyduğumuzu var saysak bile motor kullanmanın kendine özel nice kritik hayati kuralları vardır. Kısaca ana başlıklar halinde şöyle sıralayabiliriz: Bilgi, dikkat ve tecrübe. Önem sırasına göre tam tersinden yazdığım bu kuralları basit olan bilgi seviyesinden zor ve sabır gerektiren tecrübe seviyesine doğru anlatacağım. Bu kurallar esasen tüm motorlar için geçerli olsa da s1000rr gibi tüm 1000cc’lik yarış motorları ve ayrıca piyasada üretimden kalkan 600cc’lik yarış motorları için de bilhassa ehemmiyetlidir.
4 Silindirli Motor (Yarış Motorları):
2 silindirli motor (4 silindirin 2’li versiyonudur):
Piyasadan belli finansal, teknolojik ve çevresel nedenlerle kaldırıldığı için 600cc’lik motorlardan bahsedemiyoruz, ancak unutmuş da değiliz. Bu motorlar ve piyasada satışı olan tüm 1000cc’lik motorların istisnalar haricinde ortak özellikleri yüksek devir çevirebilen 4 silindirlik motor sistemine sahip olmalarıdır. Yani normal spor modeller (800cc’nin altı) 2 ila 3 silindir arasında enjeksiyonlu benzin yakma sistemine sahip olurken 1000cc motorlar 4 silindire sahiptir. Tabi ki Ducati Multistrada gibi 2 silindirli 1000cc ve üstü motorlar da vardır ancak bunlar yarış motoru değildir. S10000RR gibi 1000cc’lik yarış motorlarının özellikleri çok yüksek seviyede (anormal seviye) devir çevirmeleridir. Tıpkı çamaşır makinesinin çalışırken izlediğimiz dönüş hızı gibi, ancak onlarca katı seviyesinde. 2 ve 3 silindirli motorlara göre avantajı çok daha uzun soluklu itiş kuvveti sağlamasıdır. Yani diğer motorlarda gaza basmaya başladıktan sonra 1-2 saniye içinde ivmelenme oranı düşerken, 1000cc’lik motorlarda gaza basmaya başladıktan sonra ivmelenme süresi 5 saniyeye kadar yükselecektir. Bu korkunç bir rakamdır. Yani neredeyse 5 saniye boyunca her yarım saniye bir önceki yarım saniyenin en az birkaç katı hızlanma/ivmelenme şiddeti hissettirecektir. S1000RR’ın 0-100km/s arası ivmelenme zamanı 2 saniyedir. Yani motor dururken 100km’s hıza ulaşıncaya kadar 2 saniye geçer. 100km/s’ten 200 km/s’e gelinceye kadar da belki üstüne birkaç saniye daha eklenir. Yani kabaca dururken gazı sonuna kadar açtığımız zaman 5. saniye sonra en az 200km/s hızla gidiyor olacağız. Muazzam bir rakam değil mi! Evet, rakam muazzam ancak bu beceriye sahip olmak o kadar kolay değil. Motorlar arasında en tehlikeli ve dikkatli olunması gereken model 1000cc’lik modellerdir. Affetmeyen ve çok kolay gözden kaçırılabilecek hata payları vardır. Fren, gaz ve şanzıman üçlüsünde ciddi derecede dikkat ve tecrübeye sahip olmak gerekir. İşte kurallar burada başlıyor. İlk kural bilgidir. Motor hakkında bilgimiz (aldığımız dersler, okuduğumuz yazılar ve izlediğimiz videolar) olmadan motor kullanmaya başlamak çok sakıncalıdır. Bizi araba gibi koruyan hiçbir malzeme olmadığı gibi sadece motor kıyafetleriyle yetinmek zorunda kalırız. Bu durumda da bilgisiz olarak kullanmak çok büyük risk teşkil ederi. Bilgi edindikten ve kendimizi hazır hissettikten hemen sonra kullanmaya başlarken dikkat unsuru devreye girer. Şunu unutmamalıyız ki ne kadar profesyonel olursa olsun tecrübeli tüm motor sürücüleri dikkat hatası yüzünden kendileri dahil çok sayıda can kaybına sebep olmuştur. Bilgi birikimi gibi dikkat de hiçbir zaman uygulamada unutmamamız gereken bir ayrıntıdır. Dışarıdan “dikkatli ol” denildiği zaman kulağa çok basit gelir ancak sürüş esnasında her zaman kulağa geldiği gibi kolay değildir. Öyle zamanlar vardır ki, salt dikkat etme süremizin olmadığı için çok pişman olduğumuz anlardır bunlar. Ancak affı yoktur. Böyle bir duruma sebebiyet vermemek için dikkatimizi hiç bozmamamız gerekir. Bir sonraki adım tecrübedir ve belki de en önemlisidir. Bilgi birikimi ve yaşanmışlıklar hayatın diğer yönlerinde olduğu gibi tecrübeyi beraberinde getirir. Mesela profesyoneller tarafından hiçbir zaman ilk motor kullanıcısının 250cc üstü bir motorla başlaması tavsiye edilmez. Zaten neden tavsiye dilmediğine dair de bir yığın haber internette yer kaplamaktadır. Tavsiyeler genel olarak istediğimiz tipte herhangi bir motoru kullanırken; özellikle de yarış motorları için, öncelikle düşük motor hacimli versiyonuyla başlamamıza yöneliktir. Yani 1000cc’lik bir hayali olan sürücünün önce 250, 500, 650; hatta mümkünse 800cc olanları da uzun bir süre tecrübe ettikten sonra 1000cc’lik alması tavsiye edilir. Hatta ehliyet kursları bile günümüzde artık her yüksek hacimli motor için ayrı ayrı ehliyet sınavına tabi tutmaktadır. Bu tamamen sürücünün zaman içinde kazanacağı tecrübenin kendi hayatı ve başkaları için risk faktörünü azaltacağından kaynaklanmaktadır. Motor sürme konusunda da yürüme öğrenmeden koşmaya, hatta depar atmaya kalkışmak maalesef oldukça sakıncalıdır.
Aşağıdaki silindir çeşitleri genel olarak araç motorlarını gösteriyor. Motorlarda sadece ilk 4’e kadar olanlar kullanılmaktadır.
S1000RR gibi diğer yarış motorlarını kullanmak ciddi bilgi birikimi, dikkat ve tecrübe ister. Bu birikime sahip olduktan ve bu üç kuralı da bozmadıktan sonra 1000cc’lik motor kullanmak bile artık yavaş yavaş daha az tehlikeli olmaya başlar. Ancak hiçbir zaman “ben bu işi artık çözdüm” denilmemelidir. Bu cümle profesyonel eğitimcilerin hiç sevmediği bir cümledir çünkü kendimizi rahatlatmaya yönelik her cümlemiz dikkat için sürekli sarf ettiğimiz eforu kaybetmemize neden olur. S1000RR piyasada satışı olan en hızlı 10 motordan biridir. Belki de en konforlu yarış motorudur. Ancak en dikkat edilmesi gerekenlerdendir. Diğer 1000cc’lik motorlar da keza aynı şekildedir.
Son olarak bir ayrıntı daha vermek istiyorum. 800cc ve üstü olmak üzere özellikle 1200cc’lik motorların piyasada kiralık olarak satışı çok azdır. Bununla birlikte 1000cc’lik motorlar satışı ise yoktur. (1200cc’lik olanın kiralık olarak satılabilir, 1000cc’likk olanın kiralık olarak satılamaz olmasının sebebi beygir (hp; horsepower) gücünden gelmektedir. 1200cc motorların motor hacimlerinin 1000cc’lere göre rakamsal olarak daha fazla olmalarına rağmen beygirleri daha düşüktür. Yani istisnalar dışında 1200cc motorlar yarış motoru değildir; sadece 1000cc’liklere göre daha yüksek, geniş ve büyüklerdir. Bu ağırlıktaki kaportalarını ancak 1200cc’lik motor hacmi kaldırabilmektedir.) Parantez içindeki nedenden dolayı, yani 1000cc’lik motorların beygir güçleri en yüksek olduğundan ve yarış motorları olduğundan tehlike ve risk faktörü daha yüksek olacağından piyasada kiralık olarak satışları bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle iki nedeni vardır: Kiralık motor satan bayiler tecrübeli olmayan sürücüler için risk olasılığını arttırmamak için yarış motoru kiralatmazlar. Diğer neden ise, büyük tehlike içerdiğinden ve bayilere kaza durumunda büyük masraf çıkardığından finansal olarak da bu sorumluluğu kabul etmezler. Kiralık motor satan bayiler (rent bike) dışında direkt motor satışı yapan bir kurumdan güzel bir örnek de vermek isterim. Mesela Borusan Oto İstinye, en hızlı yarış motorlarından biri olan 1000cc’lik S1000RR’ı, herhangi bir müşteri bayiye gelip test sürüşü talep ettiğinde direkt olarak vermez. En az 5 senelik motor ehliyeti sahibi olmak şartını koyar ve ancak müşteri bu koşulu sağlıyorsa yetkili tarafından test için onay verilir.