Sandığımız Kadar Masum Değil: Korunmayan İnternet Bilgilerimiz

Bugün internete girmek çok kolay ve hayat rutini haline gelmişken kendimizi internetsiz bir hayatta bile hayal edemiyoruz. İnternetsiz kalamayacak bir nesil de ardımızdan geliyor. Bu dönemde girdiğimiz her site, arattığımız her şey nereye gidiyor? Ya da sosyal medya hesaplarımızda paylaştığımız her fotoğraf video nerede kalıyor? Bizler bunların nereye gittiğini bilmeden sadece sosyal medyayı kullanıp gösteriş yapmakla meşgulüz. Büyük şirketler de bizim attığımız mesajlar ve veriler için milyon dolarlık anlaşmalar yapmakla meşgul.

Geçenlerde bir haber düştü yine hiç korumasız kullandığımız telefonumuza “TikTok Avrupa kullanıcılarının verilerini depolamak için İrlanda'da 500 milyon dolar yatırımla yeni bir veri merkezi açacağını açıkladı”  haberi düştü. Basit bir uygulama neyimizi alabilir ki? Alsa ne yapsın? İşte o basit uygulama;

• Şifre, e-posta, yaş ve telefon bilgileri
• Telefon rehberindeki kişiler ve sosyal medyada bağlantıda olunan kişiler
• GPS koordinatları ve IP adresleri
• Kullanıcıların cihazlarına dair işletim sistemi, model gibi bilgiler
• Paylaşılan yorumlar, fotoğraflar ve videolar
• Uygulama içinde kullanılan tarayıcı ve arama geçmişi verileri
• Çerezler (cookie) aracılığıyla, diğer tarayıcılardaki gezinti geçmişleri
• Ödeme bilgileri
• Üçüncü parti hizmetler ve açık kaynaklardan edinilen bilgiler
• Tuşa basma ritimleri

Bilgilerimizi alır ve bunları Çin Komünist Partisinin yeni çıkardığı Ulusal İstihbarat Yasası kapsamında Çin hükümetiyle paylaşabilir.

Bu sadece TikTok için peki ya diğer şirketler?  Google’da yaptığınız bir kelimelik aramayla sizin önünüze çıkabilecek reklamları belirlemek için arama verileriniz reklam şirketlerine satılır. Her şeyi kılıfını uyduruyorlar işte.

Basit bir uygulamanın bile hayatımızdaki bize ait tüm değerleri alıp bizim iznimiz olmadan tanımadığımız insanlara para karşılığı ve çıkar karşılığı satıyor. Peki, teknoloji şirketleri bu bilgilerle ne yapabilir? Mesela, kişisel verilerini para kazanma gayesiyle başka bir firmaya satıp servetine servet ekleyebilir. Bilgilerini, yaşayış tarzını, adını, soyadını ya da favori markan gibi gizli kişisel verilerini senin haberin yokken satabilir. İşte belki de bu tehlike yüzden, Rusya 2019’un sonunda kendi ulusal internet altyapısı Ru-Net için çalışmalarını hızlandırdı. ABD Başkanı Trump, TikTok ve Huawei'yle alakalı getirdiği sert ambargoların asıl amacının, vatandaşları ve ulusal güvenlikleri tehdit edilmesin diye bu adımları attığını her seferinde dile getiriyor.

Ne yapabiliriz? İnternet kullanıcıları olarak, kendimizi edilgen veri aktarıcıları olmaktan çıkarabilir, bilgilerimize dikkat edebilir ve veri ekonomisindeki rolümüzü yeniden tasarlayabiliriz. Genellikle pazarlama ve bilişim sektöründe sıkça kullanılan “ürün için para ödemiyorsan, ürün sensindir” sözünü hatırlamamız amacıyla buraya bırakıyorum.

Tüm bu veri ve bilgi kaçakçılığı için evrensel bir koruma yasası ya da herkese uygun minimal güvenlik duvarı oluşturulabilir. Bu konu ile ilgili fikirlerinizi yorumlarda belirtebilirsiniz.

ÖZGÜN İÇERİK