Uzun zamandır evrende yalnız olmadığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz ve bunun için türlu türlü kanıtlar arıyoruz. Bunun için araştırma araçları Mars'ın yüzeyinden örnekler alıyorlar ve bu örnekleri inceliyorlar. Bilim insanları Enceladus ve Jüpiter'in uydusundan önemli bir sonuç yakalayacağını düşündüler çünkü Satürn'de sıvı su barındırdığı düşünüldü.
Ötegezegenlerin atmosferlerinde yaşamın kimyasal izlerini bulmak üzere uzay teleskopları sayesinde astronomlara hem kolaylık sağlıyor hem de yardımcı oluyor. Uzun bir süredir de radyo astronomlar uzaylıların olası yayınlarını dinliyorlar. Ama hiçbir sonuç elde edilmedi. Peki ya bu hep böyle mi devam edecek ? Güneş sistemindeki yaşama elverişli yerleri geldikten sonra, yüz milyonlarca yıldızla radyo ile iletişim kurduktan sonra ve uzunca süre ötegezegeni gözlemledikten sonra ya yaşamsal bir bulgu bulamazsak?
Bu duruma asla diyor arayan kişiler. Nasa'nın astrobiyoloji programı müdürü Mary Voytek asla pes etmeyeceklerini ve bu durumu hayal bile etmediklerini şu şekilde dile getirdi. "Diğer tüm yıldızların etrafındaki diğer tüm gezegenlerle, yaşamın herhangi bir yerde ortaya çıkmadığını düşünmek mümkün değil." Yaklaşık olarak 100 milyara yakın yıldız ve galaksiye sahip bir gezegene sahibiz. O nedenle bu sayılar farklı hayatların umulmadık yerlerde olabileceğini düşündürmekte.
Araştırmalar sonucunda oluşan başarısızlık araştırmacıların yöntemlerini varsayımlarını sorgulamaya iterse de bu durum hedeflerinden şüphe etmelerine yol açmayacaktır. Bu yaşamı nasıl anlamlandırdığımız konusunda düşünmeliyiz. “Uzay Yolu”ndaki gibi yaşamsal bir şey görüldüğünde tricorder cihazıyla ding sesine benzemez diyen Victoria Üniversitesi astronomu Jon Willis.
Örnek olarak ötegezegenlerin atmosferinde suya ve oksijene bakabiliriz. Ancak bu durum uzaydaki yaşamın bu moleküllere ihtiyacı olduğunu göstermez. Yer ötesi uygarlıkların radyo teknolojisiyle sinyallerini duyabiliriz ama bu onların sahip olmadığını göstermez. Bu arayışlar sessizlikle devam ettiği sürece bir dahakine daha iyisini yapmak için araştırmacılar daha hassas yöntemler tasarlamaya çalışacaklardır.
Kaynak
Ötegezegenlerin atmosferlerinde yaşamın kimyasal izlerini bulmak üzere uzay teleskopları sayesinde astronomlara hem kolaylık sağlıyor hem de yardımcı oluyor. Uzun bir süredir de radyo astronomlar uzaylıların olası yayınlarını dinliyorlar. Ama hiçbir sonuç elde edilmedi. Peki ya bu hep böyle mi devam edecek ? Güneş sistemindeki yaşama elverişli yerleri geldikten sonra, yüz milyonlarca yıldızla radyo ile iletişim kurduktan sonra ve uzunca süre ötegezegeni gözlemledikten sonra ya yaşamsal bir bulgu bulamazsak?
Bu duruma asla diyor arayan kişiler. Nasa'nın astrobiyoloji programı müdürü Mary Voytek asla pes etmeyeceklerini ve bu durumu hayal bile etmediklerini şu şekilde dile getirdi. "Diğer tüm yıldızların etrafındaki diğer tüm gezegenlerle, yaşamın herhangi bir yerde ortaya çıkmadığını düşünmek mümkün değil." Yaklaşık olarak 100 milyara yakın yıldız ve galaksiye sahip bir gezegene sahibiz. O nedenle bu sayılar farklı hayatların umulmadık yerlerde olabileceğini düşündürmekte.
Araştırmalar sonucunda oluşan başarısızlık araştırmacıların yöntemlerini varsayımlarını sorgulamaya iterse de bu durum hedeflerinden şüphe etmelerine yol açmayacaktır. Bu yaşamı nasıl anlamlandırdığımız konusunda düşünmeliyiz. “Uzay Yolu”ndaki gibi yaşamsal bir şey görüldüğünde tricorder cihazıyla ding sesine benzemez diyen Victoria Üniversitesi astronomu Jon Willis.
Örnek olarak ötegezegenlerin atmosferinde suya ve oksijene bakabiliriz. Ancak bu durum uzaydaki yaşamın bu moleküllere ihtiyacı olduğunu göstermez. Yer ötesi uygarlıkların radyo teknolojisiyle sinyallerini duyabiliriz ama bu onların sahip olmadığını göstermez. Bu arayışlar sessizlikle devam ettiği sürece bir dahakine daha iyisini yapmak için araştırmacılar daha hassas yöntemler tasarlamaya çalışacaklardır.
Kaynak
0 Yorum
Yorum Yap