Öğrenci Kariyeri
Yeni yıl yaklaşmaya başladı ve hepimiz gün geçtikçe yeni yıl ruhuna girmeye başladık bile. Yeni yıl dönemi insanların çoğunluğu için yeni kararlar alma dönemidir ve bu kararları uygulamaya başlamak için de en iyi zamandır. Ancak; bu "başlama" kısmı bazen çok yorucu olabilir ve başladıktan sonra devamının geleceğini bilsek bile o ilk adımı atmak için büyük motivasyonlara ihtiyaç duyabiliriz. O motivasyonlardan biri, kesinlikle planlı yaşamaya başlamaktır.
Genellikle öğrenciler için, planlı yaşamak ve düzen kurmak oldukça zordur çünkü planlar, sınavlar sürekli değişmektedir. Buna karşın planlı yaşamak oldukça önemlidir çünkü çalışma hayatına geçildiği zaman, herkes muhakkak planlı yaşamak zorundadır; çünkü bu sefer günün ve ayın sonunda karşımızda hesap verilmesi gereken bir yönetici bulunacaktır. Bu yüzden; planlı yaşamanın pratiği için öğrencilik zamanı, güzel bir başlangıç noktasıdır.
Planlı yaşamak denildiğinde, tabii ki de ilk akla gelen şey ajanda tutmaktır. Klişeleşmiş ama son derece doğru olan atasözümüzün de dediği gibi; "söz uçar, yazı kalır." Beynimiz, yazarak not ettiği şeylere genetik olarak daha çok önem vermeye meyillidir ve bu yüzden, yazarak bir plan oluşturmak bu planımıza sadık kalmamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca; önümüzdeki yılın, ayın, haftanın ve günün bir dökümünü kağıt üzerinde görmek düşüncelerimizi netleştirecektir.
Ajanda tutarken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, önem sırasına dikkat etmektir. Yani; bir gün içerisinde ödev yapmamız, makale okumamız, evi düzenlememiz, alışverişe çıkmamız ve arkadaşlarımızla buluşmamız gerekiyorsa, ajandamıza bu işlerimizi önem sırasına göre not etmeliyiz. Önem sırasını gördükçe, bu işlerimize önemleriyle orantılı ölçüde vakit ayıracağımızı hesap edebiliriz ve çok daha etkili bir zaman yönetimi ortaya çıkarmış oluruz.
İkincil olarak, hafta sonu ve hafta içi planlarımızı birbirinden ayırmalıyız. Hafta içi çoğunluk genellikle iş ve çalışmakla özdeşleşmişken, hafta sonu da sosyal aktivitelerle özdeşleşmiştir. Eğer sinemaya gitmek gibi bir planımız varsa, bunu hafta sonuna yerleştirmek, yetiştirmemiz gereken bir proje varsa bunun çalışma saatlerini de hafta içine aktarmak iyi bir plan oluşturmaya yarayacaktır. Böylelikle, beynimizin hafta içi ve hafta sonu koşullanması doğru bir şekilde işleyecektir.
Üçüncü sırada, planlarımıza sadık olmak var. Planlarımıza sadık kalmakla acil gelişmeleri ayarlamayı birbiriyle karıştırmamalıyız. Son dakika durumlarıyla tabii ki de karşı karşıya kalacağız ama, bu son dakika durumlarını tolere etmenin de aslında en iyi yolu planlara sadık kalmaktan geçer. Örneğin, pazartesi gününü sunumumuzu hazırlamaya ayırmışsak ve o sırada bir arkadaşımız dışarı çıkmayı teklif ettiyse, hayır diyebilmemiz gerekir. Çünkü bir kere ertelediğiniz işinizi beynimiz önemsiz olarak nitelendirir ve bir daha ciddiye almak için sıkıntı yaşar.
Ekonomik olarak da planlamamızı, ajandamız yardımıyla yapabiliriz. Her gün ne kadar harcadığımızı, gün sonunda ajandamıza not edersek iyi bir plan çıkaramayız çünkü elimizde somut veriler olmaz. Bu yüzden, elimize para geçiş periyotlarına göre (haftalık harçlık alıyorsak, aylık maaş alıyorsak gibi) plan yapmalıyız ve ajandamıza not etmeliyiz. Örneğin elimize belli bir miktar geçiyor ve yine her ay sabit harcamalarımız (ev kirası, telefon faturası) oluyor. Sabit harcamalarımızı brüt gelirimizden çıkardığımızda kalan para, bizim sosyal hayatımız ve birikimimiz için ayıracağımız bütçemiz olacaktır. Bu bütçe planını düzenli periyotlarda tekrarladığımızda, otomatik olarak zaman geçtikçe daha fazla para birikimi yaptığınızı fark edeceksiniz.
Son olarak, planlarımız esnasında yaptığımız etkinliklere çok önem vermeliyiz. Örneğin; cumartesi gününü arkadaşlarımızla dışarı çıkmaya ayırmışsak, o gün arkadaşlarımızla vakit geçirmek dışında bir şey asla düşünmemeliyiz. Bütün dikkatimiz, enerjimiz dışarda geçirdiğimiz güzel vakitte olmalı ki, motive olalım, sıkıcı olan işlerimize zamanı geldiğinde daha kolay odaklanalım. Aynı şey, ödevlerimiz ve projelerimiz için de geçerli. Ödevlerimiz için çalışırken, ödev dışında bir şeyi kesinlikle düşünmemeliyiz, bütün konsantrasyonumuz ödevimizde olmalı. Yani, ne yaparsak yapalım, hakkını vererek yapmalıyız. Tatilse, hakkını vererek; çalışmaksa yine hakkını vererek.
Yukarıda bahsettiğim adımları tekrarlamaya başladığınızda, hayatınızın olumlu yönde çok güzel bir şekilde değiştiğini kendi gözlerinizle göreceksiniz. İşlerinizden daha fazla verim alacaksınız, kendinize ayıracağınız vakit artacak. En güzeli, bu süreci izlemek çok keyifli olacak. Umarım 2018'de siz de bu adımlardan fayda görürsünüz ve hayal ettiklerinizi gerçekleştirirsiniz. Sevgiler!
ÖZGÜN İÇERİK: ÖZGE ÖZIŞIKLIOĞLU
Genellikle öğrenciler için, planlı yaşamak ve düzen kurmak oldukça zordur çünkü planlar, sınavlar sürekli değişmektedir. Buna karşın planlı yaşamak oldukça önemlidir çünkü çalışma hayatına geçildiği zaman, herkes muhakkak planlı yaşamak zorundadır; çünkü bu sefer günün ve ayın sonunda karşımızda hesap verilmesi gereken bir yönetici bulunacaktır. Bu yüzden; planlı yaşamanın pratiği için öğrencilik zamanı, güzel bir başlangıç noktasıdır.
Planlı yaşamak denildiğinde, tabii ki de ilk akla gelen şey ajanda tutmaktır. Klişeleşmiş ama son derece doğru olan atasözümüzün de dediği gibi; "söz uçar, yazı kalır." Beynimiz, yazarak not ettiği şeylere genetik olarak daha çok önem vermeye meyillidir ve bu yüzden, yazarak bir plan oluşturmak bu planımıza sadık kalmamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca; önümüzdeki yılın, ayın, haftanın ve günün bir dökümünü kağıt üzerinde görmek düşüncelerimizi netleştirecektir.
Ajanda tutarken dikkat etmemiz gereken en önemli nokta, önem sırasına dikkat etmektir. Yani; bir gün içerisinde ödev yapmamız, makale okumamız, evi düzenlememiz, alışverişe çıkmamız ve arkadaşlarımızla buluşmamız gerekiyorsa, ajandamıza bu işlerimizi önem sırasına göre not etmeliyiz. Önem sırasını gördükçe, bu işlerimize önemleriyle orantılı ölçüde vakit ayıracağımızı hesap edebiliriz ve çok daha etkili bir zaman yönetimi ortaya çıkarmış oluruz.
İkincil olarak, hafta sonu ve hafta içi planlarımızı birbirinden ayırmalıyız. Hafta içi çoğunluk genellikle iş ve çalışmakla özdeşleşmişken, hafta sonu da sosyal aktivitelerle özdeşleşmiştir. Eğer sinemaya gitmek gibi bir planımız varsa, bunu hafta sonuna yerleştirmek, yetiştirmemiz gereken bir proje varsa bunun çalışma saatlerini de hafta içine aktarmak iyi bir plan oluşturmaya yarayacaktır. Böylelikle, beynimizin hafta içi ve hafta sonu koşullanması doğru bir şekilde işleyecektir.
Üçüncü sırada, planlarımıza sadık olmak var. Planlarımıza sadık kalmakla acil gelişmeleri ayarlamayı birbiriyle karıştırmamalıyız. Son dakika durumlarıyla tabii ki de karşı karşıya kalacağız ama, bu son dakika durumlarını tolere etmenin de aslında en iyi yolu planlara sadık kalmaktan geçer. Örneğin, pazartesi gününü sunumumuzu hazırlamaya ayırmışsak ve o sırada bir arkadaşımız dışarı çıkmayı teklif ettiyse, hayır diyebilmemiz gerekir. Çünkü bir kere ertelediğiniz işinizi beynimiz önemsiz olarak nitelendirir ve bir daha ciddiye almak için sıkıntı yaşar.
Ekonomik olarak da planlamamızı, ajandamız yardımıyla yapabiliriz. Her gün ne kadar harcadığımızı, gün sonunda ajandamıza not edersek iyi bir plan çıkaramayız çünkü elimizde somut veriler olmaz. Bu yüzden, elimize para geçiş periyotlarına göre (haftalık harçlık alıyorsak, aylık maaş alıyorsak gibi) plan yapmalıyız ve ajandamıza not etmeliyiz. Örneğin elimize belli bir miktar geçiyor ve yine her ay sabit harcamalarımız (ev kirası, telefon faturası) oluyor. Sabit harcamalarımızı brüt gelirimizden çıkardığımızda kalan para, bizim sosyal hayatımız ve birikimimiz için ayıracağımız bütçemiz olacaktır. Bu bütçe planını düzenli periyotlarda tekrarladığımızda, otomatik olarak zaman geçtikçe daha fazla para birikimi yaptığınızı fark edeceksiniz.
Son olarak, planlarımız esnasında yaptığımız etkinliklere çok önem vermeliyiz. Örneğin; cumartesi gününü arkadaşlarımızla dışarı çıkmaya ayırmışsak, o gün arkadaşlarımızla vakit geçirmek dışında bir şey asla düşünmemeliyiz. Bütün dikkatimiz, enerjimiz dışarda geçirdiğimiz güzel vakitte olmalı ki, motive olalım, sıkıcı olan işlerimize zamanı geldiğinde daha kolay odaklanalım. Aynı şey, ödevlerimiz ve projelerimiz için de geçerli. Ödevlerimiz için çalışırken, ödev dışında bir şeyi kesinlikle düşünmemeliyiz, bütün konsantrasyonumuz ödevimizde olmalı. Yani, ne yaparsak yapalım, hakkını vererek yapmalıyız. Tatilse, hakkını vererek; çalışmaksa yine hakkını vererek.
Yukarıda bahsettiğim adımları tekrarlamaya başladığınızda, hayatınızın olumlu yönde çok güzel bir şekilde değiştiğini kendi gözlerinizle göreceksiniz. İşlerinizden daha fazla verim alacaksınız, kendinize ayıracağınız vakit artacak. En güzeli, bu süreci izlemek çok keyifli olacak. Umarım 2018'de siz de bu adımlardan fayda görürsünüz ve hayal ettiklerinizi gerçekleştirirsiniz. Sevgiler!
ÖZGÜN İÇERİK: ÖZGE ÖZIŞIKLIOĞLU
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap