Öğrenci Kariyeri
Hızına yetişilemeyecek şekilde gelişen teknoloji, artık gelecek nesillerden çok farklı beklentilerin doğmasına neden oldu. Geçmişte, bir mühendisin arkeoloji biliminden anlaması çok absürd olarak algılanmış olsa da; gelecekte, sadece mühendislik bilgisine sahip olan bir mühendis söz sahibi olamayacak!
Her gün yeni bir dünyaya uyandığımız bugünlerde, her şey çok çabuk değişmeye başladı ve insanlık için zamanın göreceliği kavramı tamamen değişti. Sadece 10 yıldır hayatımızda var olan sosyal medyayı yüzyıllardır kullanıyormuşuz gibi benimsememizden tutun da; sadece birkaç yıl önce piyasadan çekilen Blackberry’yi hatırlamıyoruz bile. Böyle değişken ve kaygan dünyada var olabilmek için de, özellikle özel sektör çalışanları için aranan kriterler oldukça zorlaşıyor.
Yani yeni trend, tıp okurken robot bilimi öğrenmek; mühendis olurken psikoloji bilgisine hakim olmak. Bir başka deyişle, disiplinlerarasında uzman olmak! Tek bir yabancı dilin artık yetmeyeceği, yıllardır konuşulan bir mit. Gerçek olduğu kesinlikle aşikar; ama artık konuşulan mit tek bir dilin yetmeyeceği yerine tek bir uzmanlık alanının yetmeyeceği olacak.
Örneklendirecek olursam; beş yıl önce Alzheimer hastalığı ile şeker hastalığı arasındaki bağlantı keşfedildi ve bu keşfi yapan tıp bilgisine sahip bir işletmeciydi. Disiplinlerarası uzmanlığın sayesinde ortaya çıkan bu keşifle birlikte; insanlığa bambaşka bir yol açılmış oldu. Gelecekte, disiplinlerarası uzmanlığın keşifleri çok daha büyüyecek. En basidinden, geleceğin bilimi olan robot biliminde bile doktorlar, mühendisler, psikologlar birlikte çalışacak. Çünkü, karşı koyulmaz şekilde gelişen robotlar gittikçe insanlara benzeyecek, duygu durumları oluşacak. Yeni tarihin yazılacağı bu dünyadaysa var olabilmenin en temel koşulu kesinlikle farklı yetkinliklere sahip olmak olacak.
Ayrıca; geçmişte de gördüğümüz gibi teknolojiyle birlikte birçok meslek sırayla kaybolmaya yüz tutacak. Mesela, bilgisayar icat edilmeden önce özellikle savaş zamanlarında çok büyük bir çoğunluk savaş stratejilerinin hesaplarını kontrol etmek için işe alınırdı. Bilgisayarın icat edilmesiyle birlikte, hesapları kontrol eden insanlara gerek kalmadı ve bu insanlar ya bilgisayar dili öğrenmek zorunda kaldı ya da kayboldu. Gelecekte de bu kayboluş, öncelikle fiziksel emek gerektiren işlerden düşünce gerektiren işlere doğru devam edecek. Birer birer kaybolan mesleklerin yanında disiplinlerarasında uzman olanlarsa, çok avantajlı bir konuma geçecek.
Kendimizi disiplinlerarası olarak geliştirmek içinse lise ve üniversiteden daha güzel bir zaman olamaz. Öncelikle, seçeceğimiz ikinci uzmanlık alanımızın ilgi alanımız dahilinde olması gerekiyor ki aynı zamanda hobi gibi görelim ve çalışmak için motive olalım. Bunun için, özellikle sayısal alanlarda eğitim alanlar için en kolay yolu açık öğretim fakültesinden farklı alanlara yönelmek olsa da; tek çözüm elbette bu değil. Çeşitli kurslara katılarak, online programlardan destek alarak, akademik kitaplar okuyarak kendimizi çok kolay geliştirebiliriz. Uzmanların önerisiyse, sayısal alanların sözel alanlarda; sözel alanlarında sayısal alanlarda uzmanlaşması. Yani, psikoloji bilimine hakim mühendisle birlikte yazılım dili bilen hukukçu gibi. Umarım, bu kaygan dünyada yok olacak olan mesleklerimizin yanındaki yetkinliklerimizle hala söz sahibi olmaya devam edebiliriz ve umarım bu yazı sizi biraz olsun düşünmeye itmiştir. Bol bol sevgiler!
Özgün İçerik: Özge Özışıklıoğlu
Her gün yeni bir dünyaya uyandığımız bugünlerde, her şey çok çabuk değişmeye başladı ve insanlık için zamanın göreceliği kavramı tamamen değişti. Sadece 10 yıldır hayatımızda var olan sosyal medyayı yüzyıllardır kullanıyormuşuz gibi benimsememizden tutun da; sadece birkaç yıl önce piyasadan çekilen Blackberry’yi hatırlamıyoruz bile. Böyle değişken ve kaygan dünyada var olabilmek için de, özellikle özel sektör çalışanları için aranan kriterler oldukça zorlaşıyor.
Yani yeni trend, tıp okurken robot bilimi öğrenmek; mühendis olurken psikoloji bilgisine hakim olmak. Bir başka deyişle, disiplinlerarasında uzman olmak! Tek bir yabancı dilin artık yetmeyeceği, yıllardır konuşulan bir mit. Gerçek olduğu kesinlikle aşikar; ama artık konuşulan mit tek bir dilin yetmeyeceği yerine tek bir uzmanlık alanının yetmeyeceği olacak.
Örneklendirecek olursam; beş yıl önce Alzheimer hastalığı ile şeker hastalığı arasındaki bağlantı keşfedildi ve bu keşfi yapan tıp bilgisine sahip bir işletmeciydi. Disiplinlerarası uzmanlığın sayesinde ortaya çıkan bu keşifle birlikte; insanlığa bambaşka bir yol açılmış oldu. Gelecekte, disiplinlerarası uzmanlığın keşifleri çok daha büyüyecek. En basidinden, geleceğin bilimi olan robot biliminde bile doktorlar, mühendisler, psikologlar birlikte çalışacak. Çünkü, karşı koyulmaz şekilde gelişen robotlar gittikçe insanlara benzeyecek, duygu durumları oluşacak. Yeni tarihin yazılacağı bu dünyadaysa var olabilmenin en temel koşulu kesinlikle farklı yetkinliklere sahip olmak olacak.
Ayrıca; geçmişte de gördüğümüz gibi teknolojiyle birlikte birçok meslek sırayla kaybolmaya yüz tutacak. Mesela, bilgisayar icat edilmeden önce özellikle savaş zamanlarında çok büyük bir çoğunluk savaş stratejilerinin hesaplarını kontrol etmek için işe alınırdı. Bilgisayarın icat edilmesiyle birlikte, hesapları kontrol eden insanlara gerek kalmadı ve bu insanlar ya bilgisayar dili öğrenmek zorunda kaldı ya da kayboldu. Gelecekte de bu kayboluş, öncelikle fiziksel emek gerektiren işlerden düşünce gerektiren işlere doğru devam edecek. Birer birer kaybolan mesleklerin yanında disiplinlerarasında uzman olanlarsa, çok avantajlı bir konuma geçecek.
Kendimizi disiplinlerarası olarak geliştirmek içinse lise ve üniversiteden daha güzel bir zaman olamaz. Öncelikle, seçeceğimiz ikinci uzmanlık alanımızın ilgi alanımız dahilinde olması gerekiyor ki aynı zamanda hobi gibi görelim ve çalışmak için motive olalım. Bunun için, özellikle sayısal alanlarda eğitim alanlar için en kolay yolu açık öğretim fakültesinden farklı alanlara yönelmek olsa da; tek çözüm elbette bu değil. Çeşitli kurslara katılarak, online programlardan destek alarak, akademik kitaplar okuyarak kendimizi çok kolay geliştirebiliriz. Uzmanların önerisiyse, sayısal alanların sözel alanlarda; sözel alanlarında sayısal alanlarda uzmanlaşması. Yani, psikoloji bilimine hakim mühendisle birlikte yazılım dili bilen hukukçu gibi. Umarım, bu kaygan dünyada yok olacak olan mesleklerimizin yanındaki yetkinliklerimizle hala söz sahibi olmaya devam edebiliriz ve umarım bu yazı sizi biraz olsun düşünmeye itmiştir. Bol bol sevgiler!
Özgün İçerik: Özge Özışıklıoğlu
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap