Öğrenci Kariyeri
Yeniden merhaba!
Bugün size yakın zamanda girdiğim ve 93 skor ile hedeflediğim puana ulaştığım sınav olan TOEFL iBT’yi ve bu sınav hakkındaki tecrübelerimden yararlanarak çalışma önerilerimi paylaşacağım. Ben bu sınava, okuduğum bölüm lisansa başlamak için sadece TOEFL iBT kabul ettiği için girmiştim. Siz de yurtdışında üniversite okumak, erasmus yapmak ve yurtdışında sertifika programlarına katılmak istiyorsanız (çoğunlukla 79 skor yeterlidir) TOEFL iBT’ye girmek zorunda kalabilirsiniz; çünkü TOEFL iBT İngilizce yeterliliğini kanıtlamak için dünyadaki en geçerli sınavdır.
Öncelikle sınav formatından bahsederek başlayalım. Sınava ETS (Educational Testing Service)’den kaydolmanız gerekiyor. Bunun için bir profil oluşturuyorsunuz, ardından istediğiniz tarihi ve yeri seçiyorsunuz ve kredi kartıyla ödeme (185 USD) yapıyorsunuz.
Sınav gününde sınav saatinden en az yarım saat önce sınav merkezinde bulunmanız gerekiyor. Ek olarak, yanınızda mutlaka geçerli bir kimlik (pasaport, ulusal kimlik gibi) bulundurmalısınız. Sınava girmeden önce size bir dolap temin ediliyor ve kimliğiniz dışında bütün eşyalarınızı oraya kilitliyorsunuz. Sınav salonuna su şişesi dahi sokamıyorsunuz, içeri girerken metal dedektörle aramadan geçiyorsunuz.
Size kimlik doğrulamanız yapılırken rastgele atanan bilgisayara oturduğunuzda, önce mikrofon kontrolünüz yapılıyor ve sınav başlıyor. Reading (Okuma), Listening (Dinleme) - Break (Ara) – Speaking (Konuşma) - Writing (Yazma) sıralamasıyla ilerliyor. Okuma bölümünde felsefeden biyolojiye, mimarlıktan uzay bilimine kadar çeşitlenmiş konularda yazılmış akademik makale okuyorsunuz ve bu konularla ilgili sorular cevaplıyorsunuz.
Dinleme bölümünde de üniversitede yurt görevlisiyle yapılan diyaloglardan tutun da, yine üniversitede psikoloji dersindeki bir hocanın akademik dersine kadar çeşitlenmiş dinlemeler yapıyorsunuz ve dinlemelerle ilgili sorular cevaplıyorsunuz. Ardından bir ara veriliyor. Okuma ve dinleme esnasında asla dışarı çıkmanıza izin verilmiyor.
Aradan sonra sınav konuşma bölümü ile devam ediyor. Speaking (Konuşma) bölümünde, independent (bağımsız) ve integrated speaking (entegre edilmiş konuşma) bölümleriyle karşılaşıyorsunuz. Independent speaking (bağımsız konuşma) bölümünde, sadece birkaç soru soruluyor ve bu soruları ayrılan zamanda mikrofonunuza cevaplamanız bekleniyor. Yani evet, bilgisayarla konuşuyorsunuz. Integrated speaking (entegre edilimiş konuşma) bölümündeyse, farklı konular hakkında makaleler okuyorsunuz ve konu hakkında çeşitli bilgileri dinliyorsunuz. Bu konuları makalelerde ve metinlerde dinlediğiniz kısımlarıyla ayrılan zamanda yine mikrofonunuza özetlemeniz bekleniyor.
Konuşma bölümünden hemen sonra Writing (yazma) başlıyor ve iki tane makale yazmanız bekleniyor. Birisi, herhangi bir dinleme ve metin olmadan yazılan bölüm (independent writing) olarak adlandırılan sadece bir tez hakkında yazılan essay (makale); diğeriyse integrated writing (entegre edilmiş yazma) olarak adlandırılan bir makale okuduktan ve notları dinledikten sonra yazılan makale. Sınavınız writing (yazma) bölümünden sonra bitmiş oluyor ve maalesef sınav ortalama 4.5 – 5 saat sürüyor.
Beş saat süren bir sınavı özetlemek ne kadar mümkünse sınavı elimden geldiğince özetlemeye çalıştım, şimdi de tavsiyelerimden biraz bahsedeyim. Şunu dürüstçe söylemeliyim ki; gerçekten İngilizce bilen bir insanın bu sınav için çalışmasına hiç gerek yok; çünkü bu sınav gerçekten İngilizce bilip bilmediğimizi ölçüyor; ama konuşma yeteneğinizin eksik olduğunu düşünüyorsanız, akademik makaleleri ve ders metinlerini anlamıyorsanız, essay(makale) yazmayı bilmiyorsanız maalesef çalışmalısınız.
Reading (okuma) bölümündeki makaleler, bolca akademik kelime içeriyor. Akademik kelime hazinenizi geliştirmeniz için bolca okuma alıştırması yapmalısınız; bunun için size önerebileceğim yabancı yayınlar The Economist, The New York Times, The Newsweek olabilir. Ayrıca belirttiğim gibi, sınavın Speaking (konuşma) ve Writing (yazma) bölümünün içinde de okumanız gereken makaleler bulunuyor, yani okuma becerinizi sadece okuma bölümü için değil, tüm bölümler için geliştirmelisiniz.
Listening (dinleme) bölümünde metinleri anlamak için de en güzel yöntemlerden biri; daha önceki TED yazımda da belirttiğim gibi bolca TED Talks izlemek; çünkü TED Konuşmaları, günlük dilden ziyade metinlerde karşılaşacağınız şekilde akademik dilden oluşuyor ve dinleme becerinizi gerçekten geliştiriyor ve yine dediğim gibi Speaking (konuşma) ve Writing (yazma) bölümlerinde de anlayıp özetlemeniz gereken konuyla ilgili metinler olacak, bu yüzden dinleme becerinizi de sınavın tüm bölümleri için geliştirmelisiniz.
Speaking (konuşma) bölümü için diyebileceğim en doğru şey, bolca pratik yapmak olur. Bunu bir arkadaşınızla ya da kendi kendinize de yapabilirsiniz. Bu bölüm içinde internette bulabileceğiniz konuşma konularıyla pratik yaparak kendinizi geliştirebilirsiniz.
Writing (yazma) bölümünde, makalelerinizde mutlaka akademik kelimelere yer vermeniz gerekiyor. (important (önemli) yerine crucial (akademik anlamda kullanılan 'önemli' gibi) Bu sayede, makaleniz daha akademik bir hal alıyor ve bu size artı puan olarak geri dönüyor.
Fark ettiyseniz, sınavda ayrıca "grammar (dil bilgisi kullanımı)" diye bir bölüm yok; çünkü aslında "grammar (dil bilgisi kullanımı)" bu dört beceri (R&L&S&W) arasında iyi bir şekilde kullanılmadıkça, hiçbir anlam ifade etmiyor; ama ne yazık ki, Türk eğitim sistemi konuşma becerisine eğileceği halde, daha çok dil bilgisi kullanımına eğiliyor. Bu yüzden Türkler, bu sınavda konuşma olduğu için daha çok zorlanıyor.
Önerilerimin dışında, eğer İngilizce seviyeniz yeterli değilse (örneğin A1-A2 seviyesindeyse) profesyonel bir yardım almanız çok daha iyi olabilir; çünkü İngilizce seviyesi yeterli olmayanlar için TOEFL iBT; daha çok pratik, daha çok yönlendirme ve daha çok çalışmayla hedeflenen puana ulaşılan bir sınav. Umarım yardımcı olabilmişimdir, sınav hakkında daha özel sorularınız için ozgeozisiklioglu@gmail.com adresine mail atmaktan lütfen çekinmeyin, sevgiler!
Özel İçerik: Özge Özışıklıoğlu
Bugün size yakın zamanda girdiğim ve 93 skor ile hedeflediğim puana ulaştığım sınav olan TOEFL iBT’yi ve bu sınav hakkındaki tecrübelerimden yararlanarak çalışma önerilerimi paylaşacağım. Ben bu sınava, okuduğum bölüm lisansa başlamak için sadece TOEFL iBT kabul ettiği için girmiştim. Siz de yurtdışında üniversite okumak, erasmus yapmak ve yurtdışında sertifika programlarına katılmak istiyorsanız (çoğunlukla 79 skor yeterlidir) TOEFL iBT’ye girmek zorunda kalabilirsiniz; çünkü TOEFL iBT İngilizce yeterliliğini kanıtlamak için dünyadaki en geçerli sınavdır.
Öncelikle sınav formatından bahsederek başlayalım. Sınava ETS (Educational Testing Service)’den kaydolmanız gerekiyor. Bunun için bir profil oluşturuyorsunuz, ardından istediğiniz tarihi ve yeri seçiyorsunuz ve kredi kartıyla ödeme (185 USD) yapıyorsunuz.
Sınav gününde sınav saatinden en az yarım saat önce sınav merkezinde bulunmanız gerekiyor. Ek olarak, yanınızda mutlaka geçerli bir kimlik (pasaport, ulusal kimlik gibi) bulundurmalısınız. Sınava girmeden önce size bir dolap temin ediliyor ve kimliğiniz dışında bütün eşyalarınızı oraya kilitliyorsunuz. Sınav salonuna su şişesi dahi sokamıyorsunuz, içeri girerken metal dedektörle aramadan geçiyorsunuz.
Size kimlik doğrulamanız yapılırken rastgele atanan bilgisayara oturduğunuzda, önce mikrofon kontrolünüz yapılıyor ve sınav başlıyor. Reading (Okuma), Listening (Dinleme) - Break (Ara) – Speaking (Konuşma) - Writing (Yazma) sıralamasıyla ilerliyor. Okuma bölümünde felsefeden biyolojiye, mimarlıktan uzay bilimine kadar çeşitlenmiş konularda yazılmış akademik makale okuyorsunuz ve bu konularla ilgili sorular cevaplıyorsunuz.
Dinleme bölümünde de üniversitede yurt görevlisiyle yapılan diyaloglardan tutun da, yine üniversitede psikoloji dersindeki bir hocanın akademik dersine kadar çeşitlenmiş dinlemeler yapıyorsunuz ve dinlemelerle ilgili sorular cevaplıyorsunuz. Ardından bir ara veriliyor. Okuma ve dinleme esnasında asla dışarı çıkmanıza izin verilmiyor.
Aradan sonra sınav konuşma bölümü ile devam ediyor. Speaking (Konuşma) bölümünde, independent (bağımsız) ve integrated speaking (entegre edilmiş konuşma) bölümleriyle karşılaşıyorsunuz. Independent speaking (bağımsız konuşma) bölümünde, sadece birkaç soru soruluyor ve bu soruları ayrılan zamanda mikrofonunuza cevaplamanız bekleniyor. Yani evet, bilgisayarla konuşuyorsunuz. Integrated speaking (entegre edilimiş konuşma) bölümündeyse, farklı konular hakkında makaleler okuyorsunuz ve konu hakkında çeşitli bilgileri dinliyorsunuz. Bu konuları makalelerde ve metinlerde dinlediğiniz kısımlarıyla ayrılan zamanda yine mikrofonunuza özetlemeniz bekleniyor.
Konuşma bölümünden hemen sonra Writing (yazma) başlıyor ve iki tane makale yazmanız bekleniyor. Birisi, herhangi bir dinleme ve metin olmadan yazılan bölüm (independent writing) olarak adlandırılan sadece bir tez hakkında yazılan essay (makale); diğeriyse integrated writing (entegre edilmiş yazma) olarak adlandırılan bir makale okuduktan ve notları dinledikten sonra yazılan makale. Sınavınız writing (yazma) bölümünden sonra bitmiş oluyor ve maalesef sınav ortalama 4.5 – 5 saat sürüyor.
Beş saat süren bir sınavı özetlemek ne kadar mümkünse sınavı elimden geldiğince özetlemeye çalıştım, şimdi de tavsiyelerimden biraz bahsedeyim. Şunu dürüstçe söylemeliyim ki; gerçekten İngilizce bilen bir insanın bu sınav için çalışmasına hiç gerek yok; çünkü bu sınav gerçekten İngilizce bilip bilmediğimizi ölçüyor; ama konuşma yeteneğinizin eksik olduğunu düşünüyorsanız, akademik makaleleri ve ders metinlerini anlamıyorsanız, essay(makale) yazmayı bilmiyorsanız maalesef çalışmalısınız.
Reading (okuma) bölümündeki makaleler, bolca akademik kelime içeriyor. Akademik kelime hazinenizi geliştirmeniz için bolca okuma alıştırması yapmalısınız; bunun için size önerebileceğim yabancı yayınlar The Economist, The New York Times, The Newsweek olabilir. Ayrıca belirttiğim gibi, sınavın Speaking (konuşma) ve Writing (yazma) bölümünün içinde de okumanız gereken makaleler bulunuyor, yani okuma becerinizi sadece okuma bölümü için değil, tüm bölümler için geliştirmelisiniz.
Listening (dinleme) bölümünde metinleri anlamak için de en güzel yöntemlerden biri; daha önceki TED yazımda da belirttiğim gibi bolca TED Talks izlemek; çünkü TED Konuşmaları, günlük dilden ziyade metinlerde karşılaşacağınız şekilde akademik dilden oluşuyor ve dinleme becerinizi gerçekten geliştiriyor ve yine dediğim gibi Speaking (konuşma) ve Writing (yazma) bölümlerinde de anlayıp özetlemeniz gereken konuyla ilgili metinler olacak, bu yüzden dinleme becerinizi de sınavın tüm bölümleri için geliştirmelisiniz.
Speaking (konuşma) bölümü için diyebileceğim en doğru şey, bolca pratik yapmak olur. Bunu bir arkadaşınızla ya da kendi kendinize de yapabilirsiniz. Bu bölüm içinde internette bulabileceğiniz konuşma konularıyla pratik yaparak kendinizi geliştirebilirsiniz.
Writing (yazma) bölümünde, makalelerinizde mutlaka akademik kelimelere yer vermeniz gerekiyor. (important (önemli) yerine crucial (akademik anlamda kullanılan 'önemli' gibi) Bu sayede, makaleniz daha akademik bir hal alıyor ve bu size artı puan olarak geri dönüyor.
Fark ettiyseniz, sınavda ayrıca "grammar (dil bilgisi kullanımı)" diye bir bölüm yok; çünkü aslında "grammar (dil bilgisi kullanımı)" bu dört beceri (R&L&S&W) arasında iyi bir şekilde kullanılmadıkça, hiçbir anlam ifade etmiyor; ama ne yazık ki, Türk eğitim sistemi konuşma becerisine eğileceği halde, daha çok dil bilgisi kullanımına eğiliyor. Bu yüzden Türkler, bu sınavda konuşma olduğu için daha çok zorlanıyor.
Önerilerimin dışında, eğer İngilizce seviyeniz yeterli değilse (örneğin A1-A2 seviyesindeyse) profesyonel bir yardım almanız çok daha iyi olabilir; çünkü İngilizce seviyesi yeterli olmayanlar için TOEFL iBT; daha çok pratik, daha çok yönlendirme ve daha çok çalışmayla hedeflenen puana ulaşılan bir sınav. Umarım yardımcı olabilmişimdir, sınav hakkında daha özel sorularınız için ozgeozisiklioglu@gmail.com adresine mail atmaktan lütfen çekinmeyin, sevgiler!
Özel İçerik: Özge Özışıklıoğlu
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap