Öğrenci Kariyeri
Günümüzde de, her şeyde olduğu gibi enerjinin de teknolojik olanı makbul. Özellikle 19. Yüzyıldan sonra kullanımı artan petrolün rezervleri tükenmek üzere ve bunu fark eden bilim insanları, petrol yerine muadil enerji kaynakları düşünmeye başladı bile. Konu üstünde sıkça kullandığı bir sözcük dizini ise Yeşil Enerji yani yenilenebilir enerji. Doğadan gücünü alan bu enerji türlerinin kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Güneşten, rüzgardan hatta sudan dahi enerji üretilir oldu.
Adı geçen yenilenebilir enerjinin en çok geliştiği alanlardan birisi de hidrojen enerjisi. Bu yazıda evrendeki en hafif elementten ne kadar enerji sağlayabileceğimizden bahsedeceğiz. Öyle ki Avrupa öncü olmak üzere birçok kıtada, hidrojen enerjisi ile çalışan arabalar yapılıyor. Tabii ki ülkemizde de yapımına başlandı ama henüz prototip aşamasında. Hyundai ix35 Fuel Cell model araba ise, Türkiye’de yola çıkan ilk hidrojen pilli araç olarak tarihe geçti! Yapımı üniversitelerde yapılan ve her yıl yarışmaları düzenlenen prototip arabaları daha detaylı inceleyelim.
Temelde yakıt olarak hidrojen kullanan bu arabanların çalışmasını sağlayan bir yakıt pili var. Bu pil, sudaki hidrojeni oksijenden ayırıp hidrojeni yakıt olarak kullanıp, oksijeni ise doğaya bırakıyor. Böylelikle hem hava kirliliğine sebep olmuyor hem de otomobil sektörüne temiz bir yakıt sağlamış oluyor. Ne kadar çok yakıt pili bir araya gelirse araba o kadar fazla elektrik üretiyor, yani daha uzun mesafe gidiyor. Yakıt pili haricinde arabada el olarak bir güç kontrol ünitesi, akü, hidrojen depolamak için yüksek basınçlı hidrojen tankı ve elektrik enerjisini kullanacağımız için bir elektrik motoru gerekmektedir.
Üniversitelerde yapımı gerçekleştirilen bu araçların dış aksamında genellikle karbon fiber kullanılıyor. Karbon fiber hafif ve dayanıklı bir malzeme olduğu için hem daha uzun mesafe gitmesini etkilerken, hem de tabii ki arabanın taşınmasını kolaylaştırıyor.
Hidrojen arabalar yarışları ülkemizden de birçok üniversitenin katılımıyla Türkiye’de ve çeşitli ülkelerde gerçekleşiyor. Bu prototip arabalar gerek Tesla arabalarıyla yarışıyor gerek kamplarda biz öğrencilerin yolunu açıyor. Türkiye’de TÜBİTAK tarafından desteklenen bu arabalar ve yarışlar, farklı platformlarda farklı markalarca keşfediliyor. Markalar arabaların performansına göre prototip arabayı endüstriye taşıyabiliyor ya da beğendikleri parçalarını kendi arabalarına uyarlayabiliyor.
Bu arabaların normal araba boyutunda ve görünümünde olanları ise daha yeni üretilmeye başlandı. Önce Honda, ardından Toyota ve çok yakın zamanda da Mercedes bu arabaların üretiminde öncülük yapan firmalardan oldu. Hidrojen arabalarına firmalar, yıllık 1.5 milyar dolar, toplamda ise 10 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor ve bu arabaların sıfırı 150.000 – 200.000 TL arasında değişen bir fiyat skalası ile satışa sunuluyor. Karşılığında ise gelecek nesillere temiz bir doğa vaad ediliyor.
Konu ilginizi çektiyse bu tür çalışmalar yapan takımlarla iletişime geçebilir, yurtiçi ve yurtdışındaki projeleri inceleyebilirsiniz.
Özgün İçerik: Firuze Yüksel
Adı geçen yenilenebilir enerjinin en çok geliştiği alanlardan birisi de hidrojen enerjisi. Bu yazıda evrendeki en hafif elementten ne kadar enerji sağlayabileceğimizden bahsedeceğiz. Öyle ki Avrupa öncü olmak üzere birçok kıtada, hidrojen enerjisi ile çalışan arabalar yapılıyor. Tabii ki ülkemizde de yapımına başlandı ama henüz prototip aşamasında. Hyundai ix35 Fuel Cell model araba ise, Türkiye’de yola çıkan ilk hidrojen pilli araç olarak tarihe geçti! Yapımı üniversitelerde yapılan ve her yıl yarışmaları düzenlenen prototip arabaları daha detaylı inceleyelim.
Temelde yakıt olarak hidrojen kullanan bu arabanların çalışmasını sağlayan bir yakıt pili var. Bu pil, sudaki hidrojeni oksijenden ayırıp hidrojeni yakıt olarak kullanıp, oksijeni ise doğaya bırakıyor. Böylelikle hem hava kirliliğine sebep olmuyor hem de otomobil sektörüne temiz bir yakıt sağlamış oluyor. Ne kadar çok yakıt pili bir araya gelirse araba o kadar fazla elektrik üretiyor, yani daha uzun mesafe gidiyor. Yakıt pili haricinde arabada el olarak bir güç kontrol ünitesi, akü, hidrojen depolamak için yüksek basınçlı hidrojen tankı ve elektrik enerjisini kullanacağımız için bir elektrik motoru gerekmektedir.
Üniversitelerde yapımı gerçekleştirilen bu araçların dış aksamında genellikle karbon fiber kullanılıyor. Karbon fiber hafif ve dayanıklı bir malzeme olduğu için hem daha uzun mesafe gitmesini etkilerken, hem de tabii ki arabanın taşınmasını kolaylaştırıyor.
Hidrojen arabalar yarışları ülkemizden de birçok üniversitenin katılımıyla Türkiye’de ve çeşitli ülkelerde gerçekleşiyor. Bu prototip arabalar gerek Tesla arabalarıyla yarışıyor gerek kamplarda biz öğrencilerin yolunu açıyor. Türkiye’de TÜBİTAK tarafından desteklenen bu arabalar ve yarışlar, farklı platformlarda farklı markalarca keşfediliyor. Markalar arabaların performansına göre prototip arabayı endüstriye taşıyabiliyor ya da beğendikleri parçalarını kendi arabalarına uyarlayabiliyor.
Bu arabaların normal araba boyutunda ve görünümünde olanları ise daha yeni üretilmeye başlandı. Önce Honda, ardından Toyota ve çok yakın zamanda da Mercedes bu arabaların üretiminde öncülük yapan firmalardan oldu. Hidrojen arabalarına firmalar, yıllık 1.5 milyar dolar, toplamda ise 10 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor ve bu arabaların sıfırı 150.000 – 200.000 TL arasında değişen bir fiyat skalası ile satışa sunuluyor. Karşılığında ise gelecek nesillere temiz bir doğa vaad ediliyor.
Konu ilginizi çektiyse bu tür çalışmalar yapan takımlarla iletişime geçebilir, yurtiçi ve yurtdışındaki projeleri inceleyebilirsiniz.
Özgün İçerik: Firuze Yüksel
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap