Meyiller Kazanmaya!

Kazanmaktan çok, kaybetmeye meyilliyiz. Herhangi bir şey için önce karamsarlıkları göz önüne alıyoruz. Mesela bir iş başvurusunda; ‘‘Ya işe giremezsem?" , "Ya kabul edilmezsem’’ diye yelkenleri suya indiriyoruz. Hayatımızda çok çok yer verdiğimiz ‘‘-se,-sa’’ tasarlama kiplerini hep olumsuzluklarda kullanmaktansa ‘‘Olursa kutlayalım." , "Olursa bir sonraki adım olarak şunları düşünmeliyim.’’ diye yaklaşmak hayatımızı daha renkli kılacaktır.



Hayatın temeline tekdüze melankoli vs. tarzını oturtmaktansa başarısızlığa karşı bir duruş oluşturmak ve tabiiki bu duruşu dik kılmak imkanlar dahilindeyken neden karamsar olmakta bu kadar ısrarcı kılınıyoruz?



Aslında her şey bizim elimizdeyken biz bazı şeylere karşı tutumumuzu sağlıklı bir şekilde ne yazık ki sağlayamıyoruz. En ufak bir sorun karşısında hiç mi arabesk bir parça dinleyip karaları bağlamadınız mı yani? Merak etmeyin ben de yaptım bunları. Hemen bir ‘‘hayat çok zor’’ havasına bürünürdüm. Lakin arkadaşlar, hayatın zorluklarını kabullenip çözümsüz hiçbir şeyin neredeyse kalmadığını anladığınız da aslında o zamanınızın boş yere harcandığını fark ediyorsunuz.



Yine de geç kalmış sayılmazsınız. Farkına varabilmek de muazzam bir başarı. He tabii arada arabeskler dinlenir ama karaları bağlamak için değil de zevk için tercih edilse daha doğru olur gibi naçizane fikrimi sunmak isterim.

Yani arkadaşlar bir yarışa başlarken daha başında siz ‘‘kazanamazsam’’ diye düşünürseniz zaten başlangıçta kazanma şansınızı azaltmış oluyorsunuz. Yapacaksınız arkadaşlar, hayat bir yarışsa kazanan siz olacaksınız! Bu hayatı sizden başkaları sizden iyi yaşıyorsa, siz onlardan daha iyi yaşayabilecek potansiyele sahipsinizdir de yeterince harekete geçememişsinizdir. Beklemektense hemen harekete geçin!

Özgün İçerik: Duygu Çamurtaş