Öğrenci Kariyeri
Bu sene benim de katıldığım, Fatih Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Gönüllü Turizm Elçileri Projesi 8. kez gerçekleşti. Hem gençlerin kendilerini geliştirmesini sağlayan hem de bölgeye gelen turistle yardım etmeye amaçlayan projede bu sene 450 turizm elçisi yer aldı. Çoğunluğu öğrenci olan projede yaşları 14 ile 30 arasında değişen elçiler üzerlerinde "Ask Me/ Bana Sor" yazılı tişörtler ile Beyazıt, Divanyolu, Sultanahmet, Ayasofya, Gülhane ve Eminönü'nde çalıştılar.
Başvuru işlemlerinin ardından yazılı ve sözlü sınava tabi tutulan katılımcılardan seçilenler 3 Temmuz'da işe başladı. Temmuz ve Eylül ayları arasında yapılan bu projede elçiler işe başlamadan önce proje hakkında bilgi aldılar. Takımlara ayrılan elçiler 10 günde bir bölgelerini değiştirdiler ve her takıma bir süpervizör verildi. Elçilere, günlük 17,5 tl şeklinde harçlık ve öğle yemeği belediye tarafından verildi. Elçiler 15 gün çalıştıklarında paralarını almaya; 30 gün çalıştıklarında da sertifika almaya hak kazandılar.
Projenin katkılarından bahsedecek olursak her şeyden önce size bir özgüven kazandırıyor. Eğer siz nasıl konuştuğunuza aldırmadan çabalarsanız kendini geliştiriyorsunuz ki turistlerin çoğunluğu bu konuda size yardımcı oluyor. Proje sayesinde birçok ülkeden insanlarla konuştum ve bazılarıyla hala sosyal medya hesaplarından görüşebiliyoruz. Eğer şanslıysanız bazen bir turistle akşama kadar sohbet edebiliyorsunuz ve bu size gerçekten çok şey katıyor. Turistlerle tanışmanın yanı sıra çalıştığınız arkadaşlarınızla da güzel arkadaşlıklar kurabiliyorsunuz. Liseden, üniversiteden ya da mezun olan insanlarla çalışıyorsunuz ve bazıları başka diller de biliyor ve bazen bu sayede siz yeni bir dile merak salıyorsunuz.
Elçilerden bazıları belki de Tarihi Yarımada'ya ilk defa gelmişti ya da Sultanahmet ve Topkapı Sarayı dışında pek çevreyi bilmiyordu. Bu projeyle birlikte aslında her köşede bir tarih olduğunu ve burada gezilecek daha çok yerin olduğunun farkına vardık. Türk ve İslam Eserleri Müzesi bunlardan biri. Turistler ve bizler tarafından ne yazık ki bir Sultanahmet Camii ya da Topkapı Sarayı kadar bilinmiyor. Eğer yolunuz düşerse Sultanahmet Camii'nin sağ tarafından kalan bu müzeyi ziyaret etmenizi ve Sultanahmet'e bir de müzenin bahçesindeki merdivenlerden bakmanızı tavsiye ediyorum.
Son olarak güzel anılar biriktirdiğim bu projenin elbette ki dezavantajları var. Her şeyden önce yazın o sıcağında 8 saat çalışmak kolay değil. Güneş kremlerinizi ne kadar kullansanız da herkes biraz esmerleşiyor. Bazen çok yorucu olabiliyor, bazen insanlarla sorunlar yaşayabiliyorsunuz. Yardım etmeye çalıştığınız için size çok teşekkür eden de var, tersleyen de var. Bir de eğer ingilizce dilindeki ask me tişörtlerini giyiyorsanız bazı insanlarımızın "Aşk me napıyorsunuz siz?" tepkilerine de maruz kalabiliyorsunuz. Eğer ilerde bizden birilerine rastlarsanız lütfen siz bunları yapmayın. :)
Projeyle ilgili daha fazla şey merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Özgün İçerik: Sena Çaprazlı
Başvuru işlemlerinin ardından yazılı ve sözlü sınava tabi tutulan katılımcılardan seçilenler 3 Temmuz'da işe başladı. Temmuz ve Eylül ayları arasında yapılan bu projede elçiler işe başlamadan önce proje hakkında bilgi aldılar. Takımlara ayrılan elçiler 10 günde bir bölgelerini değiştirdiler ve her takıma bir süpervizör verildi. Elçilere, günlük 17,5 tl şeklinde harçlık ve öğle yemeği belediye tarafından verildi. Elçiler 15 gün çalıştıklarında paralarını almaya; 30 gün çalıştıklarında da sertifika almaya hak kazandılar.
Projenin katkılarından bahsedecek olursak her şeyden önce size bir özgüven kazandırıyor. Eğer siz nasıl konuştuğunuza aldırmadan çabalarsanız kendini geliştiriyorsunuz ki turistlerin çoğunluğu bu konuda size yardımcı oluyor. Proje sayesinde birçok ülkeden insanlarla konuştum ve bazılarıyla hala sosyal medya hesaplarından görüşebiliyoruz. Eğer şanslıysanız bazen bir turistle akşama kadar sohbet edebiliyorsunuz ve bu size gerçekten çok şey katıyor. Turistlerle tanışmanın yanı sıra çalıştığınız arkadaşlarınızla da güzel arkadaşlıklar kurabiliyorsunuz. Liseden, üniversiteden ya da mezun olan insanlarla çalışıyorsunuz ve bazıları başka diller de biliyor ve bazen bu sayede siz yeni bir dile merak salıyorsunuz.
Elçilerden bazıları belki de Tarihi Yarımada'ya ilk defa gelmişti ya da Sultanahmet ve Topkapı Sarayı dışında pek çevreyi bilmiyordu. Bu projeyle birlikte aslında her köşede bir tarih olduğunu ve burada gezilecek daha çok yerin olduğunun farkına vardık. Türk ve İslam Eserleri Müzesi bunlardan biri. Turistler ve bizler tarafından ne yazık ki bir Sultanahmet Camii ya da Topkapı Sarayı kadar bilinmiyor. Eğer yolunuz düşerse Sultanahmet Camii'nin sağ tarafından kalan bu müzeyi ziyaret etmenizi ve Sultanahmet'e bir de müzenin bahçesindeki merdivenlerden bakmanızı tavsiye ediyorum.
Son olarak güzel anılar biriktirdiğim bu projenin elbette ki dezavantajları var. Her şeyden önce yazın o sıcağında 8 saat çalışmak kolay değil. Güneş kremlerinizi ne kadar kullansanız da herkes biraz esmerleşiyor. Bazen çok yorucu olabiliyor, bazen insanlarla sorunlar yaşayabiliyorsunuz. Yardım etmeye çalıştığınız için size çok teşekkür eden de var, tersleyen de var. Bir de eğer ingilizce dilindeki ask me tişörtlerini giyiyorsanız bazı insanlarımızın "Aşk me napıyorsunuz siz?" tepkilerine de maruz kalabiliyorsunuz. Eğer ilerde bizden birilerine rastlarsanız lütfen siz bunları yapmayın. :)
Projeyle ilgili daha fazla şey merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz.
Özgün İçerik: Sena Çaprazlı
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap