Öğrenci Kariyeri
Her marka kendini tanıtmak, bilinirliğini arttırmak, satın alımını gerçekleştirmek gibi sebeplerle reklama ihtiyaç duyar. Bunu tüketici çok iyi bilir ve ister istemez bir ön yargı oluşabilir. Fakat tüketiciye kendini sevdiren, olay örgüsünün içine katan ve başkalarıyla paylaşmaya iten kampanyalar, reklamlar istenen etkiyi yakalamak için oldukça etkili yöntemlerdendir.
Öncelikle hedef kitlelerinin yaşamlarını en ince ayrıntısına kadar inceleyen ajans ve markalar sizin nelerden hoşlandığınızı, hangi mecrayı daha çok kullandığınızı ve motivasyonunuzu nasıl sağladığınızı, hayattan isteklerinizi araştırmaları sonucunda öğreniyor. Tüm bunları öğrendikten sonra kendi hareket stratejilerini oluşturuyorlar. Dikkat çekmek, izleyici ile bağ kurmak ve ona temas etmek için Transmedya kullanımı markalar için oldukça etkilidir.
Transmedya, anlatılmak istenen hikayenin, verilmek istenen duygunun, çeşitli medya türlerini kullanılarak anlatılmasıdır. Anlatılan hikaye gelişen teknoloji ve artan sosyal medya uygulamaları ile farklı platformlarda yer alabiliyor artık. Böylelikle tüketici marka ile ilgili farklı platformlarda farklı deneyimler yaşayıp ortak bir duyguya sahip olabilir. Mesela bir markanın televizyondan reklamını izlerken Youtube’da sevdiğiniz bir Vlogger ürün tanıtımını yapabilir sizi bir siteye yönlendirebilir. Yönlendirilen site de bir oyun oynamanızı ve oyunun sonucunu facebook hesabınızdan paylaşmanız ile ek puan kazanabilme imkânı sunabilir, hatta sanal gerçeklik gözlüklerini kullanarak bu oyunu canlı olarak oynama fırsatı yakalayabilirsiniz bile. Bu şekilde geleneksel medya sizi dijital alana yönlendiriyor.
Katılımcı her platformda farklı deneyimler edinmeli. Sadece bir platformda tüm olayı çözmesi katılımcının bir sonra ki aşama için istekli ve heyecanlı olmasının önüne geçer. Gördüğünüz gibi bir marka farklı platformalardı kendini tanıtmış, izleyici ile temas kurmuş, ona kendini denettirmiş ve izleyicinin katılımıyla aralarında bir bağ oluşturmuş ve böylelikle katılımcı ile bütünleşmiştir.
Amaç hikayeye izleyicide katmak ve hikaye oluşumunda katkı sağlamaktır. Hikaye ile karşılaşan müşterinin dikkatini çekmeli ve onu eğlendiren hikayeyi paylaştırmaya yönlendirmeli. Burada hikaye açık uçlu bırakılarak tüketiciyi ile marka arasında organik bir bağ kurulur. Hikaye tam olarak bitmiş değildir, izleyici hikayenin gidiş yönünü belirler ve üretim sürecine katılmış olan izleyici bundan haz duyarsa, arkadaşlarına tavsiye edebilir, etkinliği paylaşabilir.
Transmedya’nın Markalara Kattığı Faydalar
Her marka için tüketici görüşü, yapılan kampanyadan etkilenmesi çok önemlidir. Transmedya kullanımıyla marka ve tüketici interaktif bir süreç içerisine girer.
Marka ile tüketici arasında bağ oluşturan transmedya kullanımı, etkin ve başarılı bir şekilde kullanılırsa marka bilinirliği artar, müşteri sadakati oluşturur.
Marka, kampanyayı yaptıktan sonra hikâyenin gideceği yönü belirleyen izleyiciler olur. Duygusal ve zihinsel olarak katılımcının katıldığı hikâyede kendisi gibi birçok katılımcı ile arasında bağ kurar.
Markanın çeşitli platformlarda yer alması raf ömrünü uzatır, hedef kitlesindeki konumu iyileştirir, tüketici ile yakın temasta bulunur ve hedef kitlesinin onu konuşmasını sağlar. Bu noktada artık hikâye katılımcınındır ve o çevresinde ki insanlara bunu önerdiğinde, sosyal ağlardan paylaştığında reklamın reklamını, pazarlamanın pazarlamasını yapmış olur. Bir kampanyanın gelebileceği en güzel noktalardan birisi de budur.
Transmedya İçerde’ydi.
İçerde dizisinde Melek karakterinin öldürüldüğü sırada izleyiciler katilin kim olduğunu öğrenmek için Fiat’tan çok güzel bir sürpriz ile karşılaştı. Melek karakterinin vurulduğu sahnede katilin kim olduğunu, sahneyi Shazam’latanlar öğrendi. Vurulma anında Shazam kullanan izleyiciler filmin içine girdi ve 360 derecelik kamera ile çekilen final bölümünde, katilin kim olduğunu Shazam kullananlar canlı olarak gördü. Böylelikle Fiat sponsorlu İçerde dizisi, ikinci ekran deneyimiyle Türkiye ve Avrupa rekoru kırıldı.
Doritos Akademi İle Transmedya
Bana göre Transmedya kullanımının zirvesi Doritos Akademi’ye ait. Tribal Worldwide İstanbul ajansının hazırladığı Doritos Akademi izleyicilerine farklı platformlarda çok güzel deneyimler sundu.
Kampanya öncelikle televizyon, açıkhava ve radyoda reklam çalışmaları yaptı. Çalışmalarda gençleri ele alan Doritos, sanal bir üniversite oluşturdu. Gerçek bir üniversite gibi işleyen sanal okulda, dersleri, ders programları, rektörü, akademik kadrosu, kitapları hatta marşları dahi vardı.
Okulun rektörü Huysuz Virjin gibi diğer hocalar da eğlenceli karakterlerdi. Bu hocalardan bazıları Facebook, Dailymotion gibi platformlarda ders veriyor böylelikle geleneksel medyadan dijitale geçiyorlardı. Okulun ‘Türkilizce’ hocası Haydar Ling Twitter’da İngilizce eğitimi vermeye çalışırken, okuyucularının talebiyle çeşitli video paylaşım sitesinde dersler de vermeye başlamıştı. Haydar Ling’in kötü İngilizce dersleri izleyici tarafından o kadar çok sevilmişti ki kötü İngilizceden oluşan bir sözlük dahi çıkartmışlardı bile. Çıkarılan sözlük sosyal medya üzerinden düzenlenen bir yarışma ile tüketicilere gönderilmişti. Okulun eğlenceli hocaları sadece sosyal medyada kalmamış Posta Gazetesi’nde Şiir Köşesinde de yerini almıştı.
Doritos Akademi dediğimiz gibi bir üniversitenin sanal haliydi fakat web sitesini ziyaret eden ve bilgilerini dolduran herkese öğrenci kartı çıkartabiliyor, marş için koroya katılabiliyor hatta kantinde oturup çay bile içebiliyordunuz.
Gördüğümüz gibi Transmedya kullanımında sadece bir platforma sınırlı kalmayan ve izleyici çeşitli platformları ziyaret etmesini sağlayan güzel bir süreçtir. Doritos Akademi örneğinde görebileceğiniz gibi geleneksel medyayı kullanırken aynı zamanda izleyiciyle birebir temesa girdiği bir twitter hesabı, web siteleri, sözlükleri hatta gazetelerde yer almış şiirleri dahi vardı. Transmedya ile sadece televizyonda, basılı medyada sınırlı kalmayıp çeşitli medya araçlarından dijital dünyanın sunduğu ortamlardan yararlanma imkanı bulabiliyorsunuz.
Öncelikle hedef kitlelerinin yaşamlarını en ince ayrıntısına kadar inceleyen ajans ve markalar sizin nelerden hoşlandığınızı, hangi mecrayı daha çok kullandığınızı ve motivasyonunuzu nasıl sağladığınızı, hayattan isteklerinizi araştırmaları sonucunda öğreniyor. Tüm bunları öğrendikten sonra kendi hareket stratejilerini oluşturuyorlar. Dikkat çekmek, izleyici ile bağ kurmak ve ona temas etmek için Transmedya kullanımı markalar için oldukça etkilidir.
Transmedya, anlatılmak istenen hikayenin, verilmek istenen duygunun, çeşitli medya türlerini kullanılarak anlatılmasıdır. Anlatılan hikaye gelişen teknoloji ve artan sosyal medya uygulamaları ile farklı platformlarda yer alabiliyor artık. Böylelikle tüketici marka ile ilgili farklı platformlarda farklı deneyimler yaşayıp ortak bir duyguya sahip olabilir. Mesela bir markanın televizyondan reklamını izlerken Youtube’da sevdiğiniz bir Vlogger ürün tanıtımını yapabilir sizi bir siteye yönlendirebilir. Yönlendirilen site de bir oyun oynamanızı ve oyunun sonucunu facebook hesabınızdan paylaşmanız ile ek puan kazanabilme imkânı sunabilir, hatta sanal gerçeklik gözlüklerini kullanarak bu oyunu canlı olarak oynama fırsatı yakalayabilirsiniz bile. Bu şekilde geleneksel medya sizi dijital alana yönlendiriyor.
Katılımcı her platformda farklı deneyimler edinmeli. Sadece bir platformda tüm olayı çözmesi katılımcının bir sonra ki aşama için istekli ve heyecanlı olmasının önüne geçer. Gördüğünüz gibi bir marka farklı platformalardı kendini tanıtmış, izleyici ile temas kurmuş, ona kendini denettirmiş ve izleyicinin katılımıyla aralarında bir bağ oluşturmuş ve böylelikle katılımcı ile bütünleşmiştir.
Amaç hikayeye izleyicide katmak ve hikaye oluşumunda katkı sağlamaktır. Hikaye ile karşılaşan müşterinin dikkatini çekmeli ve onu eğlendiren hikayeyi paylaştırmaya yönlendirmeli. Burada hikaye açık uçlu bırakılarak tüketiciyi ile marka arasında organik bir bağ kurulur. Hikaye tam olarak bitmiş değildir, izleyici hikayenin gidiş yönünü belirler ve üretim sürecine katılmış olan izleyici bundan haz duyarsa, arkadaşlarına tavsiye edebilir, etkinliği paylaşabilir.
Transmedya’nın Markalara Kattığı Faydalar
Her marka için tüketici görüşü, yapılan kampanyadan etkilenmesi çok önemlidir. Transmedya kullanımıyla marka ve tüketici interaktif bir süreç içerisine girer.
Marka ile tüketici arasında bağ oluşturan transmedya kullanımı, etkin ve başarılı bir şekilde kullanılırsa marka bilinirliği artar, müşteri sadakati oluşturur.
Marka, kampanyayı yaptıktan sonra hikâyenin gideceği yönü belirleyen izleyiciler olur. Duygusal ve zihinsel olarak katılımcının katıldığı hikâyede kendisi gibi birçok katılımcı ile arasında bağ kurar.
Markanın çeşitli platformlarda yer alması raf ömrünü uzatır, hedef kitlesindeki konumu iyileştirir, tüketici ile yakın temasta bulunur ve hedef kitlesinin onu konuşmasını sağlar. Bu noktada artık hikâye katılımcınındır ve o çevresinde ki insanlara bunu önerdiğinde, sosyal ağlardan paylaştığında reklamın reklamını, pazarlamanın pazarlamasını yapmış olur. Bir kampanyanın gelebileceği en güzel noktalardan birisi de budur.
Transmedya İçerde’ydi.
İçerde dizisinde Melek karakterinin öldürüldüğü sırada izleyiciler katilin kim olduğunu öğrenmek için Fiat’tan çok güzel bir sürpriz ile karşılaştı. Melek karakterinin vurulduğu sahnede katilin kim olduğunu, sahneyi Shazam’latanlar öğrendi. Vurulma anında Shazam kullanan izleyiciler filmin içine girdi ve 360 derecelik kamera ile çekilen final bölümünde, katilin kim olduğunu Shazam kullananlar canlı olarak gördü. Böylelikle Fiat sponsorlu İçerde dizisi, ikinci ekran deneyimiyle Türkiye ve Avrupa rekoru kırıldı.
Doritos Akademi İle Transmedya
Bana göre Transmedya kullanımının zirvesi Doritos Akademi’ye ait. Tribal Worldwide İstanbul ajansının hazırladığı Doritos Akademi izleyicilerine farklı platformlarda çok güzel deneyimler sundu.
Kampanya öncelikle televizyon, açıkhava ve radyoda reklam çalışmaları yaptı. Çalışmalarda gençleri ele alan Doritos, sanal bir üniversite oluşturdu. Gerçek bir üniversite gibi işleyen sanal okulda, dersleri, ders programları, rektörü, akademik kadrosu, kitapları hatta marşları dahi vardı.
Okulun rektörü Huysuz Virjin gibi diğer hocalar da eğlenceli karakterlerdi. Bu hocalardan bazıları Facebook, Dailymotion gibi platformlarda ders veriyor böylelikle geleneksel medyadan dijitale geçiyorlardı. Okulun ‘Türkilizce’ hocası Haydar Ling Twitter’da İngilizce eğitimi vermeye çalışırken, okuyucularının talebiyle çeşitli video paylaşım sitesinde dersler de vermeye başlamıştı. Haydar Ling’in kötü İngilizce dersleri izleyici tarafından o kadar çok sevilmişti ki kötü İngilizceden oluşan bir sözlük dahi çıkartmışlardı bile. Çıkarılan sözlük sosyal medya üzerinden düzenlenen bir yarışma ile tüketicilere gönderilmişti. Okulun eğlenceli hocaları sadece sosyal medyada kalmamış Posta Gazetesi’nde Şiir Köşesinde de yerini almıştı.
Doritos Akademi dediğimiz gibi bir üniversitenin sanal haliydi fakat web sitesini ziyaret eden ve bilgilerini dolduran herkese öğrenci kartı çıkartabiliyor, marş için koroya katılabiliyor hatta kantinde oturup çay bile içebiliyordunuz.
Gördüğümüz gibi Transmedya kullanımında sadece bir platforma sınırlı kalmayan ve izleyici çeşitli platformları ziyaret etmesini sağlayan güzel bir süreçtir. Doritos Akademi örneğinde görebileceğiniz gibi geleneksel medyayı kullanırken aynı zamanda izleyiciyle birebir temesa girdiği bir twitter hesabı, web siteleri, sözlükleri hatta gazetelerde yer almış şiirleri dahi vardı. Transmedya ile sadece televizyonda, basılı medyada sınırlı kalmayıp çeşitli medya araçlarından dijital dünyanın sunduğu ortamlardan yararlanma imkanı bulabiliyorsunuz.
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap