Dünyayı Etkileyen Salgın Günlerini Anlatan 10 Kitap

İnsanlık olarak salgın gerçeğiyle burun buruna olduğumuz bu dönemde, salgına yabancı olma ve duruma karşı sürekli artan merak duygusuna kapılarak geçmiş salgınları daha detaylı okuyup merakınızı giderebileceğiniz kitapları sizler için derledik.

Kolera Günlerinde Aşk-Gabriel García Márquez

Yazarın “Yüzyıllık Yalnızlık” eseri kadar ses getirdiği bu kitabında, Lorenzo ve Florentino Ariza arasında yaşanan aşkı ve yarım yüzyıl süren ayrılığın getirdiği aşk acısını okuyoruz. Kolera günlerinde yaşanan ve mümkün olan aşkların arasında en mümkünsüz olanıyla tanışmak isterseniz bu roman tam da size göre!

Veba-Albert Camus

Halihazırda Fransız işgali altında olan Cezayir, bir de salgınla yüzleşince olaylar tam olarak bir çıkmaza giriyor. Başta sadece fareleri etkilediğini gören Oranlılar, zamanla salgının insanları da vurduğunu gördüklerinde salgın dehşet bir boyuta ulaşıyor. Bunların üstüne ana kahramanlardan biri olan Doktor Rieux, bu salgının veba olmadığını iddia ettiğinde büyüyen kargaşalara hiçbir şey engel olamıyor.

Veba Yılı Günlüğü-Daniel Defoe

1665 yılında Londra’da başlayan ve 460.000 nüfusu olan bu gölgede 100.000 insanın ölümüne neden olan veba salgınının kayıtlarını ve bu salgını yaşayanların tecrübelerini göreceğimiz bu kitapta, salgın gerçekliğinin üstü, ne kadar kapatılmaya çalışılsa da görünen ölüm sayıları her şeyi apaçık yansıtıyordu. Kitabın esasında Daniel Dafoe’nin amcasının notlarını barındırdığı iddia edilse de bu konuyla ilgili henüz gerçekçi bir açıklama yapılmamıştır.

Körlük-José Saramago

Sıradan yaşantısına devam ederken trafik ışıklarında duran ve bir daha hareket edemeyen bir araba… Bembeyaz bir körlük…Açıklanamayan durumlar ve gittikçe tüm ülkeyi saran derin beyazlık…Dolup taşan ve adete bir tımarhaneyi andıran karantina binaları…Ve bu körlüğün içinde sadece bir çift gören göz… Kocaman bir karmaşanın içinde ülkeyi saran bu bulaşıcı körlüğü anlatan eseri okurken körlüğü damarlarınızda akan kanda bile hissederek, salgının kontrolden çıkmasının verdiği gerginliği ise tüm vücudunuzda görebileceksiniz.

Salgın ve Madalyonun Ters Tarafı-Reşat Nuri Güntekin

Cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’nun bir ilçesine bağlı olan köyde salgın baş göstermeye başlıyor. Kaymakam ve yardımcısı bu durumu öncelerde fazla umursamasa da salgın ilerledikçe koltuk kaygısı ve korkusu gün yüzüne çıkarak duruma müdahale ediliyor.

İstasyon On Bir-Emily St. John Mandel

Gürcü Gribi adı verilen bir hastalık ülkeyi sararak %99’a varan ölümler yaratır. Virüsün ortaya çıkışından 20 yıl sonra Seyyar Senfoni adındaki aktör ve müzisyenlerden kurulu bir grup, konserler vermek için dolaşmaya başlarlar. 6 esrarengiz kişiliğinin hayatlarının kesişmesiyle devam eden kurgu çevrilen her sayfada daha da ilgi çekici bir hal almaya başlıyor.

Decameron-Giovanni Boccaccico

1348 yılının Avrupası’nda yaşanan ve peşi sıra toplu ölümleri de getiren veba salgınından kaçmaya çalışan yedi genç kadın ve üç genç erkek şehri terk ederek Floransa’nın kırsalına sığınır. Princeton Üniversitesi’nden Leonard Barkan’ın da dediği gibi “tüm zamanların en iyi öykü antolojisi” olmaya, on gencin onar tane öykü anlatması sayesinde hak kazanmıştır.

Mahşer-Stephen King

Biyolojik denemeler üzerine kurulu istasyondan kaçan bir kişi yüzünden mutasyona uğramış ve insanların %99’unu öldürecek olan grip virüsü yayılmaya başlar. Hayatta kalanlar kendi aralarında liderlik yapacak birini aramaya başlar ve ortaya iki aday çıkar. 108 yaşındaki hayırsever rahibe Abagail ve hayatı kötülük üzerine kurulu olan Randall Flagg…

Güzellik Salonu-Mario Bellatin

Kadın giysileri giymekten hoşlanan bir güzellik salonu sahibi, salgın hastalıklar yüzünden ezilen ve hastanelerde barınamayacak durumda olan erkek hastalar için bakımevine dönüştürdüğü güzellik salonunda, tek uğraşı akvaryumlarında balık beslemek olmuştur. Kendisi de hasta olan güzellik salonun sahibinin anlatıldığı bu kitapta cinsiyet kavramları, salgın, yoksunluk gibi konular sarsıcı bir şekilde işlenmiştir.

Kızıl Ölümün Maskesi-Edgar Allan Poe

Prens Prospero, ülkede yayılan ve “Kızıl Ölüm” olarak bilinen salgından kaçmak için kendini bir manastıra kapatır. Manastırın farklı renklerde döşenmiş olan yedi odasında maskeli balo düzenlemeye karar verir. Balo sırasında ortaya gizemli biri çıkar ve tüm odaları dolaşmaya başlar. Prospero, bu yabancıyla göz göze geldiği an ölür.