Öğrenci Kariyeri
Günlük hayatın temposunda görürüz onları.Kimi işine geç kalmamak için son otobüse yetişmekle,kimi ise ağlayan çocuğuna pamuk şeker almak için caddede karşıdan karşıya geçmekle meşguldür. Ne cinsiyetle nede kariyer'le ilgisi vardır;prestij sahibi yani daha açık deyimiyle saygın,hareketlerindeki düzenlilik hakim olan insanların içinde bulunduğu hal ve itibar, tamamen kendini yetiştirme ile alakalı bir durumdur. Bu yazımda beraber yaşadığımız,sadece sahip oldukları birkaç belirgin kişilik özellikleri sayesinde kendimizi ister istemez hareketlerini takip ederken bulduğumuz bu insanların en ucu açık özelliklerini kaleme alacağım, eğer sizde farklı olmak,nispeten farklı anılmak istiyorsanız gereken basit birkaç ipucu sizi bekliyor.
PRENSİP SAHİBİ OLMAK HER ZAMAN İYİDİR.
Hepimizin hayatında aykırı insanlar bulunur.Bu"aykırı" kelimesi çoğu zaman olumsuz algılanır fakat geniş açıdan olaya baktığınızda bu insanların sürünün tersine gittiğini görürsünüz.O sıralar Espresso içmek popülerse ve gidilen bir ortamda 4-5 arkadaşınız Espresso sipariş verirken bir arkadaşınız çay içmeyi tercih ediyorsa muhtemelen o arkadaşınız prensip sahibidir. Çeşitli konularda, çeşitli fikirleriniz varsa susmayın. Kahve değil çay seviyorsanız, sıcak çayınızı yudumlayın kimseyi umursamadan. Sınıfınızda herkes matematik öğrenmek için çabalıyor ve bunu zorunlu olarak size lanse ediyorlarsa haykıra haykıra "Edebiyat benim ilgimi daha çok çekiyor." diyebilirsiniz. Kendi kurallarınızın oluşturduğu bir hayatta yaşamak ve bunu etrafınıza da hissettirmektir prensip sahibi olmak. Sizin yaşamınız,sizin kararlarınız.Eğer ben bunları yaptığım için farklıyım diyebiliyorsanız kendinize, ne mutlu size!
SEÇİCİ OLMAK SİZİ FARKLI YAPACAK.
Etrafınızda çok fazla insan olabilir,birini çok yakın birini çok fazla uzak hissedebilirsiniz kendinize.Asıl mesele işte tam da burada başlıyor. İkisini de aynı kefeye koyup mu değerlendireceksiniz? Yoksa onları kendi karakterinize göre belirli yerlere koyup o şekilde mi devam ettireceksiniz arkadaşlığınızı? Doğru olan sizinde tahmin ettiğiniz gibi ikinci seçenektir. İnsanların hepsini tanıyamıyoruz belki fakat onları bize olan yararlarına ve zararlarına göre sınıflandırırsak her güne mutlu başlangıçlar yapmamız daha kolay. Arkadaşlarınızı,bunun bir kademe üstü dostlarınızı, seçerken seçici olun. Sizinle aynı doğrultuda düşünen,yorum yapan, hayata bakış akışını sizinle doğru orantılı geliştirmiş insanları ancak bu şekilde bulabilir ve sağlıklı ilişkiler kurarsınız.Prestij sahibi insanların çevresi onlara negatif değil pozitif enerji aktaran insanlarla çevrilidir.Belki de sizinde çevrenize bir göz atmanızın zamanı gelmiştir,ne dersiniz? Sadece insanlar değil vaktinizi geçirdiğiniz mekanları,zaman ayırıp izleyeceğiniz filmleri,saatler boyu başından kalkmayarak okuyacağınız kitapları seçerken seçici olun.Bu size milyonlarca artıyla dönecek emin olun.
"HAYIR" DEMEYİ ÖĞRENİN.
Mutlaka bir ankette,yeni başlayacağınız bir işte,yada sadece İnternet üzerinde bir sayfada bu soruya denk gelmişsinizdir. "Kendinizde en sevmediğiniz özellik nedir?" Yine yapılan bir ankete göre bu soruyu vatandaşlarımızın %60'ı "hayır" diyememek olarak cevaplıyor. Peki masum gözüken bu alışkanlık bize uzun vadede ne gibi zararlar veriyor? Şöyle ki aranızdan herhangi birine "Hayatın amacı nedir?" diye sorsam mutlaka biriniz "Mutlu olmak." şeklinde bir cevap verir.Hayır,bu klasik bir cevap değil asıl olan,olması gerekendir. Hepimiz mutlu olmak için yaşarız. Bizi mutsuz yapan nedenler farklıdır; sevdiklerimizden birinin hastalığı,gelecek kaygısı ve endişesi veyahut ailemizde gerçekleşen ve kötü sonuçlanan bir olay. Birde basit sebepler vardır. Ve uzun vadede bize zarar verip derece derece bizi mutsuz eden ancak depresyonla yada kötü psikolojik hastalıklarla sonuçlanan sebepler. Gerçekleşirken farketmek olanaksız olur, çünkü hepimizin uğraşmak zorunda olduğu şeyler,yoluna koymak zorunda olduğu işler vardır. İşte bizi tüketen ve mutsuz eden bu faktörlerden biridir "hayır" diyememek. Bunu önünüze seren çoğu şey olabilir.
Olur.İçten içe sevmediğiniz bir insanla bir etkinlik yapmak istemiyorsunuz. Arada da en yakın arkadaşınız var onu da kıramazsınız.Sonuç? Hayır diyemediniz.
Size bunu söyleyen arkadaşınız daha önce sizden defalarca borç para almış ve geri vermemiş birisi.Sadece bu da değil,sizden aldığı parayı kötü alışkanlıkları için kullandığını biliyorsunuz.Sizinde mali durumunuz pek iç açıcı değil ayrıca. Ama bir şey sizi tuttu yine.Hayır diyemediniz.
Örnekler çoğaltılabilir,gelmek istediğim yer; sizin için yeri ve önemi belli olan her konuda demediğiniz bir "hayır" size mutsuzluk olarak geri dönecek.Cevabınızın hayır olduğu sorularda sizi engelleyen şeyi devre dışı bırakın. O anda önemli olan siz ve sizin öncelikleriniz. Bunu her "hayır" diyeceğiniz anda hatırlayın.
HAYATINIZIN HER ANINDA YARDIMCINIZ "ÖZGÜVEN" OLSUN.
Gerek iş hayatında gerek özel hayatımızda karakteri devamlı yükselişte olan,kariyeriyle oldukça fazla ilgi çeken insanların hepsinin ortak bir özelliği vardır.Bu insanlar kendilerine oldukça fazla güvenirler.İnsanları yargılamaz,bir konfor balonunun içinde yaşamaz,kaynak eksikliğini görünce pes etmezler.Kendinize güven duymak çocukluk yıllarınızda başlaması gereken devamında kontrollü, sakin bir şekilde gelişmesi gereken bir süreçtir aslında. Fakat oldu ki bunu sağlamak için biraz geç kaldınız. Unutmayın sadece siz kendinizi motive edebilir yada oyun'un dışında bırakabilirsiniz. Potansiyelinizi keşfetmek,tüm benliğinizle hayat denilen bu tiyatro oyununun size ait perdesinde boy göstermek istiyorsanız,beklemeyin.Kendinizi keşfedin,iddialı olan yönlerinize güvenin.Gitar çalıyorsanız,akustik bir gitarı en iyi çalan olmak için uğraşın.Eğer belediyede görevli bir çöpçü iseniz şehirdeki en iyi çöpçü olmak için çalışın.Yaptığınız meslek yada görev neyse, fark yaratın.Başarıyla sonuçlanan her girişiminizin ardından kendinizle gurur duymayı ihmal etmeyin.Göreceksiniz,her gururlu olduğunuz dakika belki aylar içinde belki seneler içinde size haklı bir özgüven olarak geri dönecek.
Prestij sahibi bir insan olmak sadece kendinizde değiştireceğiniz birkaç şey ile oldukça mümkün.Kendinize,yaradılışınıza,çevrenizdeki duruşunuza güveniyorsanız,bahsettiğim birkaç özellik her platformda artı olarak hanenize geçecek. Kendinden emin,duruşu net,nitelikli karakterlerin oluşturduğu bir dünya dileğiyle..
Özel İçerik: Leyla Günbay
PRENSİP SAHİBİ OLMAK HER ZAMAN İYİDİR.
Hepimizin hayatında aykırı insanlar bulunur.Bu"aykırı" kelimesi çoğu zaman olumsuz algılanır fakat geniş açıdan olaya baktığınızda bu insanların sürünün tersine gittiğini görürsünüz.O sıralar Espresso içmek popülerse ve gidilen bir ortamda 4-5 arkadaşınız Espresso sipariş verirken bir arkadaşınız çay içmeyi tercih ediyorsa muhtemelen o arkadaşınız prensip sahibidir. Çeşitli konularda, çeşitli fikirleriniz varsa susmayın. Kahve değil çay seviyorsanız, sıcak çayınızı yudumlayın kimseyi umursamadan. Sınıfınızda herkes matematik öğrenmek için çabalıyor ve bunu zorunlu olarak size lanse ediyorlarsa haykıra haykıra "Edebiyat benim ilgimi daha çok çekiyor." diyebilirsiniz. Kendi kurallarınızın oluşturduğu bir hayatta yaşamak ve bunu etrafınıza da hissettirmektir prensip sahibi olmak. Sizin yaşamınız,sizin kararlarınız.Eğer ben bunları yaptığım için farklıyım diyebiliyorsanız kendinize, ne mutlu size!
SEÇİCİ OLMAK SİZİ FARKLI YAPACAK.
Etrafınızda çok fazla insan olabilir,birini çok yakın birini çok fazla uzak hissedebilirsiniz kendinize.Asıl mesele işte tam da burada başlıyor. İkisini de aynı kefeye koyup mu değerlendireceksiniz? Yoksa onları kendi karakterinize göre belirli yerlere koyup o şekilde mi devam ettireceksiniz arkadaşlığınızı? Doğru olan sizinde tahmin ettiğiniz gibi ikinci seçenektir. İnsanların hepsini tanıyamıyoruz belki fakat onları bize olan yararlarına ve zararlarına göre sınıflandırırsak her güne mutlu başlangıçlar yapmamız daha kolay. Arkadaşlarınızı,bunun bir kademe üstü dostlarınızı, seçerken seçici olun. Sizinle aynı doğrultuda düşünen,yorum yapan, hayata bakış akışını sizinle doğru orantılı geliştirmiş insanları ancak bu şekilde bulabilir ve sağlıklı ilişkiler kurarsınız.Prestij sahibi insanların çevresi onlara negatif değil pozitif enerji aktaran insanlarla çevrilidir.Belki de sizinde çevrenize bir göz atmanızın zamanı gelmiştir,ne dersiniz? Sadece insanlar değil vaktinizi geçirdiğiniz mekanları,zaman ayırıp izleyeceğiniz filmleri,saatler boyu başından kalkmayarak okuyacağınız kitapları seçerken seçici olun.Bu size milyonlarca artıyla dönecek emin olun.
"HAYIR" DEMEYİ ÖĞRENİN.
Mutlaka bir ankette,yeni başlayacağınız bir işte,yada sadece İnternet üzerinde bir sayfada bu soruya denk gelmişsinizdir. "Kendinizde en sevmediğiniz özellik nedir?" Yine yapılan bir ankete göre bu soruyu vatandaşlarımızın %60'ı "hayır" diyememek olarak cevaplıyor. Peki masum gözüken bu alışkanlık bize uzun vadede ne gibi zararlar veriyor? Şöyle ki aranızdan herhangi birine "Hayatın amacı nedir?" diye sorsam mutlaka biriniz "Mutlu olmak." şeklinde bir cevap verir.Hayır,bu klasik bir cevap değil asıl olan,olması gerekendir. Hepimiz mutlu olmak için yaşarız. Bizi mutsuz yapan nedenler farklıdır; sevdiklerimizden birinin hastalığı,gelecek kaygısı ve endişesi veyahut ailemizde gerçekleşen ve kötü sonuçlanan bir olay. Birde basit sebepler vardır. Ve uzun vadede bize zarar verip derece derece bizi mutsuz eden ancak depresyonla yada kötü psikolojik hastalıklarla sonuçlanan sebepler. Gerçekleşirken farketmek olanaksız olur, çünkü hepimizin uğraşmak zorunda olduğu şeyler,yoluna koymak zorunda olduğu işler vardır. İşte bizi tüketen ve mutsuz eden bu faktörlerden biridir "hayır" diyememek. Bunu önünüze seren çoğu şey olabilir.
Aslı, bugün saat 12'de sinema planımız vardı,ufak bir değişiklik oldu, Seda'da var sorun olmaz değil mi?
Olur.İçten içe sevmediğiniz bir insanla bir etkinlik yapmak istemiyorsunuz. Arada da en yakın arkadaşınız var onu da kıramazsınız.Sonuç? Hayır diyemediniz.
Kanka borç para verir misin bu ay için,çok da birikti ama zordayım valla.
Size bunu söyleyen arkadaşınız daha önce sizden defalarca borç para almış ve geri vermemiş birisi.Sadece bu da değil,sizden aldığı parayı kötü alışkanlıkları için kullandığını biliyorsunuz.Sizinde mali durumunuz pek iç açıcı değil ayrıca. Ama bir şey sizi tuttu yine.Hayır diyemediniz.
Örnekler çoğaltılabilir,gelmek istediğim yer; sizin için yeri ve önemi belli olan her konuda demediğiniz bir "hayır" size mutsuzluk olarak geri dönecek.Cevabınızın hayır olduğu sorularda sizi engelleyen şeyi devre dışı bırakın. O anda önemli olan siz ve sizin öncelikleriniz. Bunu her "hayır" diyeceğiniz anda hatırlayın.
HAYATINIZIN HER ANINDA YARDIMCINIZ "ÖZGÜVEN" OLSUN.
Gerek iş hayatında gerek özel hayatımızda karakteri devamlı yükselişte olan,kariyeriyle oldukça fazla ilgi çeken insanların hepsinin ortak bir özelliği vardır.Bu insanlar kendilerine oldukça fazla güvenirler.İnsanları yargılamaz,bir konfor balonunun içinde yaşamaz,kaynak eksikliğini görünce pes etmezler.Kendinize güven duymak çocukluk yıllarınızda başlaması gereken devamında kontrollü, sakin bir şekilde gelişmesi gereken bir süreçtir aslında. Fakat oldu ki bunu sağlamak için biraz geç kaldınız. Unutmayın sadece siz kendinizi motive edebilir yada oyun'un dışında bırakabilirsiniz. Potansiyelinizi keşfetmek,tüm benliğinizle hayat denilen bu tiyatro oyununun size ait perdesinde boy göstermek istiyorsanız,beklemeyin.Kendinizi keşfedin,iddialı olan yönlerinize güvenin.Gitar çalıyorsanız,akustik bir gitarı en iyi çalan olmak için uğraşın.Eğer belediyede görevli bir çöpçü iseniz şehirdeki en iyi çöpçü olmak için çalışın.Yaptığınız meslek yada görev neyse, fark yaratın.Başarıyla sonuçlanan her girişiminizin ardından kendinizle gurur duymayı ihmal etmeyin.Göreceksiniz,her gururlu olduğunuz dakika belki aylar içinde belki seneler içinde size haklı bir özgüven olarak geri dönecek.
Prestij sahibi bir insan olmak sadece kendinizde değiştireceğiniz birkaç şey ile oldukça mümkün.Kendinize,yaradılışınıza,çevrenizdeki duruşunuza güveniyorsanız,bahsettiğim birkaç özellik her platformda artı olarak hanenize geçecek. Kendinden emin,duruşu net,nitelikli karakterlerin oluşturduğu bir dünya dileğiyle..
Özel İçerik: Leyla Günbay
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap