Öğrenci Kariyeri Banner

Ayda Sadece 140 Dolarla Dünya'yı Gezebilir Misiniz? Evet!

Ayda Sadece 140 Dolarla Dünya'yı Gezebilir Misiniz? Evet!
Kutluhan. At bakıcılığından, sörf tahtası kiralamaya, seyyar tuvalet yapımından, çevirmenliğe; çeşitli işler yaparak yaklaşık 11 aydır Güney Amerika’yı geziyor. Gezi boyunca, Bolivya’da Şamanlar’la Pacha Mama ayinine katılmış. Arjantin’de şehir hayatından izole komünlerin yanında kalmış. Asıl hedefi ise sıfır para ile dünyayı gezmek. Şamanizm’den, felsefeye, özfarkındalıktan, sosyolojiye bir çok konuyu beraber konuşabileceğiniz, “Zincirlerden kurtulmak yetmez özgür olmak için, zihninizi esir almış düşüncelerden de kurtulmalısınız.”diyen, seyyahlığın ruhani hikayesini yazan bir gezgin o. Röportaj biraz uzun olsa da bu röportajda okuduklarınız belki sizin de hayatınızı değiştirebilir, başka deneyimlerin hazzını yaşabilir, beyninizi esir alan düşüncelerden kurtulup aynı Kutluhan gibi kendi yolunuzu çizebilirsiniz.


Soru: Bu yolculuğa bir aracınızı satarak ve paranın bir kısmını ailenize bırakarak başladınız. Brezilya üzerinden başlayan aşırı düşük bütçeli hatta bütçesiz diyebileceğimiz bu yolculuğunuz, çeşitli yerlerde çok farklı işler yaparak, şu an Bolivya üzerinden devam ediyor. Seyyar tuvalet yapımı, at bakıcılığı, hostellerde resepsiyonist, sörf tahtası kiralama, web sitesi çevirmenliği, bisiklet kiralama gibi bir çok çeşitli işler yapıp, kazandığınız cüzi miktarlarla yolculuğunuzun süresini ucu açık bir şekilde uzatıyorsunuz. İlk bakışta saydığım işler herkese zevkli gelebilir, ancak dünyayı gezmeyi kolaylıkla karşılayacak işler değil. Örneğin geçen ay Bolivya’da yalnızca yüz dolar harcadığınızı belirtmiştiniz.Öncelikle para olmadan gezmeye çalışmanın temelinde sizce hangi düşünce yatmaktadır? Bu bir deneyiş midir? Ya da kendinizi arayış biçiminiz midir? 

Kutluhan: Evet saydiklariniz hepsini an be an farklı ülkelerde gerçekleştirerek ilerledim ve ilerlemeye de devam ediyorum. Bu gezinin temelinde yatan düşünce biraz daha yaşamak icin paraya dusundugumuz kadar bagimli olmadigimizi gostermekti kendime. Yolculugun belirli bir asamasinda bolivya da tanistigim bir Şaman’ın “kendi cennetini yasayip tek basina yasayamazsin” sozunun ardindan da tum bu olan bitenleri an be an insanlarla paylasmak istedim. Cogumuzun ortak dusuncesidir dunyayi gezme fikri ve ben de bunun icin aslinda cesur olmak ve kendimize guvenmekten baska hic bir seye ihtiyacimiz olmadigini gostermek istiyorum insanlara. Ne zengin olmaya gerek var ne bankalardan binlerce lira kredi cekmeye ne de sponsor bulup onu tatmin etmek ile ugrasmaya. Gereken tek sey insanin cesur olmasi ve kendine guvenmesi. Hatta bunu bir adim daha ileri goturecegim ve hayatima para kullanmadan devam edecegim.

Bir diger husus ise insanlar yuzkirk dolar ile gezilemeyecegininden ve ac kalacaklarindan bahsediyorlar, fakat belirtmek isterim ki geride kalan 11 ayda konaklama icin hic para odemedim ve yeme icme giderlerim de neredeyse yok diyebilirim sebebi ise gittigim yerlerde gunde bir kac saatlik calismam karsiliginda insanlar yemek ve yatacak yer veriyorlar, boylece direkt insanlarin, yerel halkin evinde yasiyor onlarin masasindan yemeklerini yiyorum, dogrusu bir restorantta yemek yemekten daha buyuk bir haz benim icin.

Dogrusu kazandigim paralar cok cuzi boyutlarda degil aksine, sadece brezilya da calistigim hostelde turistlere surf ekipmanlari ve bisiklet kiralayarak gecirdigim 2 ayin ardindan neredeyse 4 ay calismama gerek dahi kalmadi, biraz da sizin dusunce yapinizla alakali bir durum. Hedefim para kazanmak degil akillica ve yeteri kadar para kazanip onunla da yola devam etmek.

Bu bir kendini arayis bicimi degil, aksine kendini bulmus birinin yasayis bicimi.

KUTLUHAN2Soru: Tüm yaşadıklarınızın özeti olarak bu yolculuğa çıkma kararı aldınız. Evinizde ağırladığınız gezginlerden etkilendiğinizi belirtmiştiniz. Bunun haricinde, geçmişinizde, size bu kararı aldıracak spesifik bir olay var mıdır?

Kutluhan: Kesin bir nokta koyamam sanirim bu karari alma asamasinda, yavas yavas gelisen bir surecti bu, gezginler ile tanisip onlarin hayatlarina ortak olmak benim icin gercekten guzel bir noktaydi, ardindan bir seminer icin ilk yurtdisi seyahatimi yaptim Almanya’ya ve ardindan gecen 7 yilda bir cok ve kisa sureli seyahatlarim oldu. Fakat son gidisimin altinda yatan sebepler sanirim biraz daha sistemin icine dahil olmak istememe duygusu ve alternatif bir hayata yöneliş..

BOLIVYA4
Kutluhan’ın telefonuyla çektiği fotoğraflar da çok profesyonel gözükmekte.
Soru: İspanyolca, İtalyanca ve İngilizce bildiğinizi hatta çevirmenlik bile yapabildiğinizi belirtmiştiniz. Tam olarak beyaz yakalığa adaysınız. Şaka bir yana, sizce insanlar neden konfor alanlarından biraz uzaklaşıp istedikleri şeyleri yapamıyor? Kimse yaptığı işten memnun değil ancak Stockholm sendromundaymış gibi ne işini değiştirebiliyorlar ne de istedikleri, mutlu oldukları hayatı yaşayabiliyorlar. ? “Zincirlerden kurtulmak yetmez özgür olmak için, zihninizi esir almış düşüncelerden de kurtulmalısınız.” paylaştığınız sözlerden biriydi. Nedir bu zincirlerden kurtulamamanın sebebi?

Kutluhan: Eskiden insanlarin efendileri vardi ve onlarin boyunduruklari altinda yasarlardi, acliktan olmek gibi dertleri yoktu bu kolelerin hatta saglik giderlerini da efendileri karsiliyordu ve yine elbiselerine kadar tum giderleri efendilerinin sorumlulugunda idi. Gunumuz insanlarina bakin lutfen acliktan olen, doktora gidemeyen veya soguk kis gunlerinde yeteri kadar kiyafet edinemeyen bir toplum var elimizde. Dogrusunu isterseniz bu konuda guzel adimlar atiliyor tum dunyada. Arjantin de uzun bir sure sehir hayatlarini terk edip kendi evlerini yapip yasayan bir toplulukla beraberdim ve yine brezilya ve uruguay da da bu tarz topluluklar gordum. Elbette toplumun buyuk bir kesimini olusturmuyor bu insanlar ama yavas yavas o noktaya dogru ilerledigimizi dusunuyorum. Devlet insanlarin omuzundaki en buyuk yuk ve insanlara boyunduruklari gecirmis durumda.

Yine de tum bunlar icin belirli bir noktayi suclamak ve yasadigimiz hayata devam etmek sonucsuz ve anlamsiz. Yapmamamiz gereken tek sey cesur olmak ve o konfor adi verilen tembellikten kurtulmak. Caliskan olmaya ihtiyacimiz var, calismaya ve uretmeye. 8 saat calistiktan sonra kalan zamanini da televizyon veya sosyal medya karsisinda gecirerek adim adim aptallasmaya degil.

En temel sebep kendimizden baskasi degil. Siz karar verin dostlarim ozgurlugun o temiz havasini cigerlerinize doldurarak yasamak mi istersiniz yoksa uyusturulmus ve kolelestirilmis zihinlere sahip olarak hayatiniza devam etmek mi ?

Cesur olun.

KUTLUHAN5Soru: Çizdiğim bu kadar olumsuz sorunun ardından güzel sorulara geçelim. Yolda bir çok insanla tanışıyorsunuz, burada muhteşem bir deneyim aktarımı, bilgi alışverişi oluyordur. Hayata bakış açısı çok farklı olan insanlarla tanıştınız mı? Özel değilse sorayım hiç sevgiliniz oldu mu? Temasa geçtiğiniz insanlar, sizin bu yolcuğunuzu, bizler gibi sıradışı buluyor mu? 

Kutluhan: Yolda olmanin en guzel yanlarindan biri de bu sanirim. Tahmin dahi edemeyeceginiz kadar farkli bir cok insanla tanisiyorsunuz. Bir aksam uzeri amazon nehrine karsi cadirlarimizda kahve icerek sohbet etmek cok buyuk keyif veriyor bana mesela. Hatta unutamadigim anlardan biri diyebilirim. Tek tek saymaya kalksam sanirim yazi uzayip gider fakat beni derinden etkileyen birinden bahsetmek istiyorum. Polonyali biri ile tanisrim gecen haftalarda 13 yildir bisiklet ile dunyayi geziyordu ve gezinin son haftasinda oldugunu soylemisti o gunlerde bana. Sasirdim tabii 13 yil dunyanin etrafinda dolastiktan sonra insan son haftanin varligina ve nasil geldigine inanamiyor. Bu dusuncelerimi dile getirdigimde ise cevabi soyle oldu ;

“Alacağımı aldım ve artık üretme zamanı.”

Sevgilim oldu diyemem sanirim ama tabii ki etkilendigim insanlar oldu ve zaman zaman bereber seyahatimize devam ettigim insanlar da oldu. Bana biraktiklari en buyuk hediye ise sanirim anin keyfine varmayi ogretmek oldu. Gelecek kaygisi ve gecmise duyulan ozlem olmadan sadece var olan seyin keyfine varmak.

Siradisi bulan insanlar var tabii ki ama bana bir noktadan sonra normal gelmeye basladi tabii ki bu tarz bir seyahat. Benim de diger siradisi buldugum gezginler oldu hatta. 6 ay boyunca kolombiyada limanda tum gemilere sormasinin ardindan kolombiya dan avusturalya gemide ya bedava giden bir japon cocuk vardi hala gorusuruz, konusuruz ve misyonu ise 0 para ile dunyayi gezmek. Sanirim su siralar bu sekilde bir hayatin 3. Yilini tamamlamis durumda.KUTLUHAN3

Soru: Son zamanlarda batı dünyasının dertlerinden kurtulma aracı bildiğiniz gibi Şamanizm.Sizşamanizmi bizzat Bolivya’nın Şaman köylerinde deneyimliyorsunuz. Orta Asya kökenli olan bu yaşayış biçiminin insan hayatına getirdiği olumlu etkileri sizce nelerdir? Şaman ayinlerinde, perküsyon ile belli bir frekansta ritim yakalandığında, beyindeki bazı bölgelerin çalışmaya başladığı ve hayatı algıladığımızdan daha farklı algılamaya başladığımız yönünde bir yazı okumuştuk. Bu doğru mudur? Bize deneyimlerinizden bahsedebilir misiniz?

Kutluhan: Samanizim veya herhangi bir dusunce bicimi bir kac ayda deneyimleyip, ogrenmek icin cok fazla bilgi iceriyor. Kisinin zamaninda, hayatindan hatta ve hatta kendisinden bir parca vermesi gerekiyor.

Dogrusunu isterseniz hayati farkli algilamak veya farkli bir boyutta yasamak icin ne samanizme ne de baska bir inanisa ihtiyacimiz var. Bunlar insan zihnini ust insana dogru yonlendiren yuzlerce farkli yoldan sadece bir kac tanesi.

Sordugunuz sorulara net bir sekilde cevap verebilecek kadar bilgi sahibi degilim hala samanizim hakkinda. Belirli periyotlarda kisisel izlenimlerimi ve duygularimi paylasmaktan memnun olurum sizinle fakat su an icin sanirim sorularinizi yanitlayamayacagim.

Fakat net bir sekilde belirtmek isterim ki hayatinin cogunu bati felsefesi ile gecirmis bir olarak, dogu felsefesine yonelmek hayatimdaki en dogru ve guzel adimlardan biriydi. O depresif, karamsar ve hayatin anlamini once kaybedip ardinda aramaya cikan batili filozoflar su anki insanligini kaybetmis avrupa toplumunun birer parcasidir, fazlasi degil. Batinin tuketime dayali kulturunun insan hayatini tukettigi gibi yine batinin felsefesi insan ruhunu tuketmektedir.

BOLIVYA3

Soru: Şamanizm’de ruhunu temizlemek için 6-8 hafta boyunca alkol, sigara, çay, kahve, uyuşturucu tüketmemek gerekiyormuş. Siz de bunu uygulayanlardansınız. Kendinizde bir değişim hissediyor musunuz?

Kutluhan: Evet “pacha mama” ayinin duzenleyen ve ilk Bolivya ya gelisimde tanistigim “wayna” takma adli saman ile uzun uzadiya gecirdigimiz gunler ve gecelerden sonra artik ruhumu temizlemem gerektigini ve bunun icin de “ayahuasca” ayini yapmak istedigini soyledi ve ben de kabul ettim. Nisan ayinin ilk haftasinda bu ayini gerceklestirecegiz ve o gune kadar alkol, sigara, kahve, uyusturucu, seker ve et yememem gerektigini soyledi. Alkol, sigara, seker, et veya uyusturucu zaten tutekttigim veya kullandigim seyler degil fazladan bir kahveyi eklemis oldum bu surece.

Gecen her gunde onlarca degisim yasanirken ruhumda bunu sadece yediklerime veya yemediklerime baglamak ne denli dogru olur bilmiyorum ama “ayahuasca” ayininden sonra deneyimlerimi ve yasadiklarimi uzun uzun anlatmayi planliyorum ve ben de gercekten ciddi bir merak içerisindeyim.

(Ek bilgi: Ayahuasca ayininde içilen Ayahuasca çaynın etkileri: Vücuda Ayahuasca çayı içerek alındığında mistik zevk ve ruhani tecrübelere neden olup zihin açıcı, algı değiştirici, diğer alemlerle iletişim kurucutesirlere yol açıyor. Bu çaydaki maddelerin bir kısmı insanda epifiz bezi tarafından doğum ve ölüm sırasında salgılanıyor. Ölüm esnasında görülen bir takım hayaller ve hatıralar aslında bu maddeden kaynaklanıyor. Bu sebeple bu maddenin odak noktası epifiz beziyse de kimileri tarafından kalp gözü, gönül gözü veya üçüncü göz olarak adlandırılıyor. Bu ayin ile kokaini bırakan da olmuş, alkolden kurtulan da. Bel ağrısından çekip bu ayinlere katılan bile var. Lindsay Lohan da bu ayine katılarak psikolojik problemlerini gidermiş. Ruhun yenilenmesi ve ruhun kusması denilen bu ayin henüz popüler olmasa da şifa sebebiyle yapılan, hem ruhani hem bedenen ruhani bir temizlik getiren, bedeni kötü düşüncelerden arındıran hem bilimsel hem de mistik bir ayindir.)BOLIVYA6

Soru: Güney Amerika’ya gidip de farklı şeyler denememek olmaz. Biliyorum az bir bütçe ile geziyorsunuz ama orada denemiş olduğunuz, kafa açan, farklı hissiyatlar veren bir içecek veya yiyecek denediniz mi? 

Kutluhan: Restorantlarda, barlarda veya gece kluplerinde yeni yiyecek ve icecekleri deneye biri degilim tahmin edeceginiz uzere, daha cok insanlarin hayatlarina, evlerine dahil olup onlar gibi yasiyorum.

Kafa acan derken tam olarak ne kastettiniz anlamadim ama, yaklasik bir ay kadar once Bolivya da bir saman koyunde “pacha mama” ayinine katildim ve samanin hazirladigi kutsanmis icecekten sonra gecirdigim 2 gun boyunca ne tam olarak kendimdeydim ne de baska bir yerde. Bu konuyu ilerde daha detaylica anlatmayi dusunuyorum. Fakat acikca soylebilirim ki su ana kadar en cok “kafa acan” sey oydu.BOLIVYA5

Soru: Muhtemelen çok maceralı zamanlarınız da olmuştur. Adrenalin seviyesinin yükseldiği bir olaya şahitlik ettiniz mi?

Kutluhan: Bir kac metre onumde atlayan bir balina ve ardindan birbirleriyle oynayan bir kac penguen ve deniz aslanini izlemek su ana kadar gecirdigim en heycanli anlardi.BOLIVYA7

Soru: “Eğer insan hiçbir olayı kişisel algılamıyorsa o insan özgürdür.” demişsiniz. “Modern” hayatta bu mümkün müdür? Olayları kişisel olarak algılamamayı nasıl başarabiliriz? Sabretmek de insanı tüketen bir duygu olduğu için, kişisel algılamamak, sabretmek olmamalı değil mi?

Kutluhan: Sabretmek insanin ogrenmesi gereken en onemli erdemlerden biri. Bu tabii ki sehirde ogrenilmesi cok bir bilgi. Hos sehirlerde insanlarini gelisimene katki saglayacak herhangi bir erdemi veya bilgiyi edinmek pek mumkun degil.

Modern hayat dedigimiz sey bizim kendi boynumuze gecirdigimiz boyunduruklardan fazlasi degil. İnsanin yeri dogadir, beraber yasayacagi hayvanlar, canlilardir. İnsan ruhunun gelisiminin temelinde yatan sey de budur tam olarak. Dogaya donmek ve doga ile bir butun olarak yasamak. Ardindan tum erdemler ziyaret edecektir insan zihnini bir bir.

Kisisel olarak algilamamak bir nevi hayati kabul etmek diyebilirim. Akan bir nehirdir olan biten her sey ve bizler sadece bu nehirin icindeki kucuk birer su damlalariyiz. Yapmamiz gereken sadece arkamiza yaslanmak ve doganin tum guzellikleri ve cirkinlikleri ile olabildigince eglenmek ve keyfini cikarmak nehirde olmanin.

Modern insan kaybetmistir. Artik geri donusu olmayan noktalara varmis ve kendini her gecen gun daha da tuketmektedir. İntihat egiliminde olan ve kendini dort duvar arasina kapatarak mutlu olabilecegini zannneden bir toplum yaratilmistir. Modern hayatta insanin artik herhangi bir konuda ruhunu veya dusuncelerini gelistirebilecegini dusunmuyorum. Gelisebilecek tek sey nasil daha fazla uretim yapilip pazarlanacagi olacaktir.

Dogaya donmenin ve ardindan inan ruhundaki gelisimleri izlemenin zamani geldi artik hepimiz icin ve inanini dostlarim yapmamiz gereken sey o degerli hayatlarimizi masa basinda gunde 8 saat calisarak tutekmek degil. Mutlu ve huzurlu bir sekilde yasamak !NEHIR

Soru: İnsanlara sırt çantasını alıp yollara düşmeleri için ne tarz bir doktrin yükleyelim? Psikolojik bir reçete yazabilir misiniz?

Kutluhan: Oncelikle kisinin cesur olmasi gerektigini dusunuyorum, gerci hayattin her noktasi cesur olmamaz gerekiyor ya neyse, ardindan soyleyebilecegim en onemli husus ise kendine guvenmek ve sabirli olmak, insan kendine guvendikten sonra yapamayacagi sey yok diye tahmin ediyorum. Psikolojik olarak cok zor bir donem oldugunu soyleyemem dogrusu yolda olmanin, aksine sehirde yasarken psikolojisi daha bozuk bir adamdim. İnananiyorum ki bu bir cogumuz icin bu sekilde. Hizli ilerleyen, hizli tuketen sehir hayati ayni etkiyi insanlar uzerinde de yaratiyor ve psikolojik sorunlarla bogusan yarisindan fazlasi obezite hastasi bir toplum var elimizde. Yalnizlik ve mutsuzluk modern insanin genlerine islemis. Acik hava timarhanelerine hapsetmemize gerek yok kendimizi doga sandigimizdan daha bereketli ve zengin.

Recete yazamam sanirim ama kendi tecrubelerime dayanarak su kadarini soylebilirim ki, istediginiz hic bir seyi hayat size gumus tepsilerde sunmayacaktir. Cesur olun ve yapmak istediginiz her seyi yapin. Mutlu olmak sanildigi kadar disa bagli bir duygu degil.

BOLIVYA

Soru: Genel olarak farkettiğimiz husus, insanlar gezginlere çok basit sorular soruyor. Örneğin “Gezilerinde çamaşırların kirlenince napıyorsun?” diye soran bile olmuş. Siz de dayanamayıp bu sorulara cevap vermek için bir blog yazısı hazırlamışsınız. Size gelen bu tuhaf sorulardan örnekler verebilir misiniz? İnsanlar neden böyle tuhaf sorular soruyolar?

Kutluhan: Zannediyorum ki buyuk bir konu insanlar icin camasirlar ve banyo. İnanir misiniz geziye baslamadan once hic aklima dahi gelmeyen bu iki konu su ana kadar en fazla sorulan sorularin basinda geliyor. Fakat sanildigi kadar da problem yaratan konular degiller, dunyanin her yerinde camasir makinalari var, banyo da hic sorun olmadi. Bir kac kez okyanusta ve nehirde yikandim hatta.

Gercekten zaman zaman ilginc sorular da geliyor, bir arkadas pasaport nasil alacagini anlatmami istemisti mesela, yine bir mesajda ucaga binmekten korkan biri bunu nasil asacagini sormustu. Yine bir cok mesaj aliyorum ve rota cizmemi istiyor insanlar, bu ise bu olayin metalitesine tamamen ters dusen bir mantik, kesinlikle boyle bir sey yapmam.

En tuhaf soruyu kendime saklamak istiyorum ama “en anlamadigim soru” ise bir arkadas sevgilisi ile beraber seyahat etmenin sorun olup olmayacagini sorusu olmustu. Hala anlamis degilim neden sorun olacagini.

BOLIVYA2

Soru: Tası tarağı alıp Uruguay’a yerleşmek için binlerce cengaver sıra oldu bu ülkede. Ekolojik köy kurarak organik tarım ile hayatınıza devam etme gibi idealiniz var. Bu komun yaşam biçimi aslında Türkiye’de çoğu kişinin özendiği konuların başında geliyor. Bize ekolojik köylerdeki komün ruhundan biraz bahsedebilir misiniz? Nasıl bir iletişim ve ilişkiler zincirine sahipler. Eğer Çanakkale’deki ekolojik tarım hayalinizi gerçekleştiremezseniz tası tarağı alıp yerleşeceğiniz bir ülke var mıdır?

Kutluhan: Organik degil, dogal tarim yaparak ve kendi kendine yeten bir hayat tarzi ile hayatima devam etmek istiyorum gezinin ardindan. Tek yasamak sanirim insan icin yalnizligin en aci sekilde deneyimlendigi bir hayat bicimi olurdu. Kendi turune bu denli sirtini donmus baska bir canlis yoktur dogada. Ben de aslinda bu dusunce ile yola ciktim ve tek basima dogal tarim yaparak bir parca toprakta yasamakti niyetim. Aradan gecen zamandan ve “wayna” ile yaptigimiz sohbetlerden sonra bunun yanlis bir dusunce olduguna kanaat getirdim. Biz beraber olmaliyiz, sanildigindan daha kabiliyetli ve akilli canlilariz. Paylasmak ve birlikte olmak insanin sahip oldugu en guzel duygularin basinda geliyor. Tum bunlari goz onunde bulundurarak bu ekolojik koy fikrini ortaya attim. Amacim tabii ki bir komun olarak insanlarla beraber yasamak fakat olur da kimse sehir hayatini terkedip gelmezse de planimdan vazgecmeyi dusunmuyorum. Tek basima da olsa boyle bir hayat surecegim.

Bu projenin gelisim asamalarinda cesitli dosyalar hazirladim ve AB komisyonlarina da sundum, onlardan da geri donus bekliyorum. Avrupa da yasamak cok tercih ettigim bir sey degil dogrusu, niyetim dogdugum, buyudugum, ait oldugum topraklarda yasamak fakat bunu da zaman icersinde gorecegiz.

Arjantinde yanlarinda uzun sure kaldigim topluluktan ve evinde beni misafir eden Maria dan da oraya dahil olmami ve onunla beraber yasamam konusunda ciddi sekilde baski goruyorum. Henuz karar vermis degilim herhangi bir yer icin fakat onceliklerim tabii ki ailem ve ait oldugum kultur. Gerisi ise bir karis toprak nerede oldugunun pek bir onemi kalmiyor belirli bir noktadan sonra.

Zaman -dogru veya yanlis degil hatta iyi veya kotu de degil- bizimle bagimli olarak sekillenecektir ve bu surecte ben de kendi yolumu cizecegimi dusunuyorum.

Kutluhan’a ulaşabileceğiniz internet siteleri:

https://www.facebook.com/140dolar/?fref=ts

http://www.yuzkirkdolar.com/


Öğrenci Kariyeri

Öğrenci Kariyeri yazarlarından Öğrenci Kariyeri..

0 Yorum

Yorum Yap

😄

Bültenimize kayıt olun!

Güncel haberleri takip etmek için bültenimize kayıt olun, böylece daima güncel bilgilerle donanmanıza yardımcı olabilelim.