Öğrenci Kariyeri
Kötü gün dostlarınızın akıl ve beden sağlığınıza düşündüğünüzden çok daha fazla etkisi var.
Çocukken arkadaş edinmek ne kadar kolaydı değil mi? Çocukluk arkadaşlarımızla nasıl tanıştığımızı ve nelerden konuştuğumuzu hatırlamayız çoğu zaman. Çünkü çocukken arkadaş edinmek, fark etmeden yaptığımız doğal bir aktivite bizim için. Peki, büyüdükçe arkadaş edinmek neden zorlaşıyor?
Araştırmalar okul yıllarında kolayca kurulan arkadaşlıkların sebebi olarak planlanmamış sık karşılaşmaları ve bir birine yakın mesafelerde bulunan yaşam alanlarını gösteriyor. Yaşımız ilerledikçe etrafımızdakilerle yaşadığımız plansız karşılaşmalar azalıyor. Böylece yaşam telaşı içinde arkadaşlıklara ayırdığımız süre de otomatik olarak azalmış oluyor.
Arkadaş edinmenin özellikle otuzlu yaşlardan sonra zorlaşmasının bir diğer sebebiyse, yaşı ilerledikçe kişinin kendisini daha iyi tanımasına bağlı olarak artan seçiciliği. Otuz yaşından sonra arkadaş olarak hayatımıza giren kişilerin görüşlerimizi ve isteklerimizi paylaşmasına daha fazla dikkat ediyoruz.
Her şeye rağmen arkadaşlıkların özellikle kadınlar için ruh ve zihin sağlığına iyi geldiği Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ile kanıtlandı. Araştırmaya göre kadınlar için hiç yakın arkadaş sahibi olmamak, vücutta fazla kilo taşımak kadar sağlığa zararlı. Çünkü kadınlar özellikle zorlu durumlarla karşılaşıldığında, erkeklerde olduğu gibi “yüzleş ya da kaç” iç güdüsü ile hareket etmek yerine, yakınındakilerden destek almayı tercih ediyor. Stres anında vücutta salgılanan oksitosin hormonu kadınlarda bağlanma isteğini artırarak hemcinsleri ve çocuklarıyla bir araya gelme iç güdüsünün uyanmasına sebep oluyor. Bu bağlanma ve bir araya toplanma içgüdüsü uygulamaya geçtiğinde, oksitosin hormonunun salgılanması östrojenin de yardımı ile bir kez daha tetikleniyor ve bu da kadınlarda stres anlarında daha kolay sakinleşmeye yardımcı oluyor. Erkeklerde ise durum farklı. Erkekler stres anında oksitosin hormonunun etkisini azaltan testosteron hormonunu salgılıyor. Bu sebeple erkeklerde stres anında uyanan hemcinsleriyle bir araya gelme iç güdüsü kadınlara göre çok daha az.
Araştırmaya göre arkadaşları ile sık olarak bir araya gelen kişilerde tansiyon problemleri az, hastalıklara karşı bağışıklık seviyesi yüksek ve iyileşme hızı fazla oluyor. Bu durum, kadınlarda görülen kalp rahatsızlıklarının erkeklere göre daha nadir ve ortalama yaşam süresinin daha uzun olmasını da açıklıyor olabilir.
Kaynak
Çocukken arkadaş edinmek ne kadar kolaydı değil mi? Çocukluk arkadaşlarımızla nasıl tanıştığımızı ve nelerden konuştuğumuzu hatırlamayız çoğu zaman. Çünkü çocukken arkadaş edinmek, fark etmeden yaptığımız doğal bir aktivite bizim için. Peki, büyüdükçe arkadaş edinmek neden zorlaşıyor?
Araştırmalar okul yıllarında kolayca kurulan arkadaşlıkların sebebi olarak planlanmamış sık karşılaşmaları ve bir birine yakın mesafelerde bulunan yaşam alanlarını gösteriyor. Yaşımız ilerledikçe etrafımızdakilerle yaşadığımız plansız karşılaşmalar azalıyor. Böylece yaşam telaşı içinde arkadaşlıklara ayırdığımız süre de otomatik olarak azalmış oluyor.
Arkadaş edinmenin özellikle otuzlu yaşlardan sonra zorlaşmasının bir diğer sebebiyse, yaşı ilerledikçe kişinin kendisini daha iyi tanımasına bağlı olarak artan seçiciliği. Otuz yaşından sonra arkadaş olarak hayatımıza giren kişilerin görüşlerimizi ve isteklerimizi paylaşmasına daha fazla dikkat ediyoruz.
Her şeye rağmen arkadaşlıkların özellikle kadınlar için ruh ve zihin sağlığına iyi geldiği Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ile kanıtlandı. Araştırmaya göre kadınlar için hiç yakın arkadaş sahibi olmamak, vücutta fazla kilo taşımak kadar sağlığa zararlı. Çünkü kadınlar özellikle zorlu durumlarla karşılaşıldığında, erkeklerde olduğu gibi “yüzleş ya da kaç” iç güdüsü ile hareket etmek yerine, yakınındakilerden destek almayı tercih ediyor. Stres anında vücutta salgılanan oksitosin hormonu kadınlarda bağlanma isteğini artırarak hemcinsleri ve çocuklarıyla bir araya gelme iç güdüsünün uyanmasına sebep oluyor. Bu bağlanma ve bir araya toplanma içgüdüsü uygulamaya geçtiğinde, oksitosin hormonunun salgılanması östrojenin de yardımı ile bir kez daha tetikleniyor ve bu da kadınlarda stres anlarında daha kolay sakinleşmeye yardımcı oluyor. Erkeklerde ise durum farklı. Erkekler stres anında oksitosin hormonunun etkisini azaltan testosteron hormonunu salgılıyor. Bu sebeple erkeklerde stres anında uyanan hemcinsleriyle bir araya gelme iç güdüsü kadınlara göre çok daha az.
Araştırmaya göre arkadaşları ile sık olarak bir araya gelen kişilerde tansiyon problemleri az, hastalıklara karşı bağışıklık seviyesi yüksek ve iyileşme hızı fazla oluyor. Bu durum, kadınlarda görülen kalp rahatsızlıklarının erkeklere göre daha nadir ve ortalama yaşam süresinin daha uzun olmasını da açıklıyor olabilir.
Kaynak
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap