Öğrenci Kariyeri
Bir laf vardır bilen bilir; ''mükemmeli hedeflerseniz başarı asla peşinizi bırakmaz''. Mükemmeli hedefleyenlerde bugün sizleri İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. F. N. Can ŞIMGA-MUĞAN hocamızla tanıştırmama izin verin lütfen. Kendisi tam bir mükemmeliyetçi ve tamamen öğrenci odaklı bir eğitimci. Mutluluğun tanımını insanın kendisine kattıklarından ziyade insanlığa kattıkları olarak yorumluyor. İzninizle ben daha fazla lafı uzatmadan sizleri onunla baş başa bırakıyorum.
1. Kendinizden biraz bahseder misiniz?
İstanbul doğumluyum. Lisans ve yüksek lisans eğitimimi eğitimimi İstanbul Üniversitesi'nde tamamladım. Fulbright bursiyeri olarak University of Illinois at Urbana-Champaignden doktoramı tamamladım. İstanbul Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, SUNY-University at Buffalo ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde akademik görevlerde bulundum. ODTÜ’de işletme bölüm başkanlığı ve dekan yardımcılığı görevlerini de yaptım. İstanbul ve Ankara’da yaşamanın ardından eşimle İzmir’e taşınma kararı aldık. İzmir’in Bayırdır İlçesi’nde ahlat yetiştirdiğimiz bir çiftliğimiz var. Önce İzmir’e ben geldim. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde İşletme Fakültesi Dekanlığının ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü oldum. Eşim Prof. Dr. Uğurhan Muğan da Bilkent Üniversitesi’nin Matematik
bölümünde akademisyen. Biz, birbirimizi anlayarak ilerledik her zaman. Kızımız Uğurcan Muğan ABD’de akademik çalışmalarını yürütüyor. Benim için aile her zaman önde gelir. Ailemin önünde gelen her hangi bir şey yoktur.
2. Akademik Kariyere başlamanızdaki en etkili sebep neydi?
İşletme bölümünü bilerek seçtim. İstanbul Üniversitesi mezunuyum ve dördüncü sınıftayken doktora dersleri almaya başladım. Matematik, yönetim gibi dersler aldım. Aslında üretim yönetimi mezunuyum. Bu bölümde asistan olayım dedim. Kısacası akademisyenliğe niyetim vardı yani. O dönemki hocalarımız biz makine mühendislerini tercih ediyoruz dediler ve sonrasında muhasebe bölümünde bu ihtiyaç belirdi. Bu da yarı matematiksel bir alan ve çok da favori bir alanım olmamakla beraber, olabilir dedim. Başlangıç noktam bu oldu ve sonrasında da ısındım. Çünkü muhasebe dediğimizde bizim ilk anladığımız defter tutmak, serbest mali müşavir, alacak-verecek işleri. Ama bunun bir de yönetim muhasebesi dediğimiz kısmı var ki o da mühendislikle karar
vermeyi birleştiren bir şey.
3. Girişimcilik ruhunu ve yenilikçi düşünceyi sürekli kılmak için ne gibi bir yol izliyor ve adımlar atıyorsunuz?
Girişimcilik, yeniliktir, varlığın tazelenmesidir. Hepimizin hedefleri vardır. Bu hedefler için
emeğimizi ortaya koyarız. Sonra da emeğimizin karşılığını almak isteriz çünkü ortaya bir katma değer çıkmıştır. Bu doyum noktasıdır. Mutluluk, bu dünyaya, insanlığa sağladıkların kadardır. Girişimcilik de hepsini kapsar ve bir yeniliği temsil eder. Varlığınız da böylelikle gururlanır ve tazelenir.
4. Şu an için ülkemizin eğitim seviyesi, iş kalitesi ve standartları gibi bazı parametreler belli kesimler tarafndan Avrupa'yla bir tutulamamakla beraber yine belli kesimler tarafından geride olduğumuza dair üzücü ve ortak bir kanı mevcut. Size göre gerçekten böyle bir durum söz konusu mu? Eğer böyle bir durum var ise biz Türk Gençleri ve Türkiye'de yaşayan gençler olarak nerede hata yapıyoruz eğer böyle bir durum söz konusu değil ise neyi doğru yapıyor olmamıza rağmen belli bir kesimde böyle bir algı mevcut?
Yükseköğrenimde ülkemizin eğitim seviyesinin geride olduğunu düşünmüyorum. Başarının öyküsü çalışmaktan geçiyor. İşinizi severek yapıyorsanız ve faaliyet gösterdiğiniz alanda bir fark yaratarak ilerlemek istiyorsanız; “Bu iş de bitti” demeyip “Acaba ne yapsam daha iyi olurdu” diye düşünüyorsanız başarı da tüm bunlarla birlikte geliyor. Planlayınca yapılmayacak hiçbir şey yok aslında. Bütün her şey isteğe ve onu ne kadar içten istediğinize bağlıdır. Başarı da aynı şekilde. Hayal kurdukça da çalışmanın yolu açılıyor. Başarı da sizi yakalıyor. Bugün, dünya vatandaşı olarak yetişen, uluslararası rekabetin içinde güçlü bir duruş sergileyen her üniversite mezunu gencin mesleği değerlidir. Gençlerimiz, hayalini kurduğu meslekte nitelikli bir üniversitede eğitim alarak ve işini severek yaparsa geleceğe sağlam bir temel atmış olur. Gelecekte de finans uzmanına ya da moda tasarımcısına şiddetle ihtiyaç duyulacak. Ancak en iyi eğitimi almış, küresel etki bırakabilecek yapıdaki gençler, geleceğe adlarını
en görkemli şekilde yazdıracak.
5. Sizi diğer eğiticimcilerden ayıran en karakteristik özelliğiniz nedir ?
Sanırım, dersi anlatırken anlattıklarımı yaşamamdır. Benim için sınıf büyük bir platform. Bu alanda bilgiyi yaşayarak anlatıyorum. En dikkati dağınık öğrencim, bile bu sayede odaklanabiliyor, konuyu anlıyor, kendisini daha götürüyor. Bu da benim en keyifli katma değerim oluyor. İnsanoğlu, bu dünyaya katma değer sağladığı sürece yaşadığını anlar. Sıradan bir eğitimci olmak bana göre değildi. Yaşadığımı anlamalıyım. Bilgiyi de
yaşayarak aktarıyorum.
6. Engellerle dolu bir kariyer serüvenin de biz gençlerin ilk misyonu ne olmalı ?
Gençlerimiz hayal kurmaktan vazgeçmesin. Çünkü hayal kurduğunuzda, sınırlar kalmaz. Öğrencilerimiz sınırlarını zorlamasını, araştırmasını, hayattan ve üniversitesinden hep daha fazlasını beklemesini istiyoruz. Başarıyı kendine hedef koymuş gençlerin, aydınlık gelecekleri yakalayacaktır.
7. Herkesin bilmesinde yarar gördüğünüz bir hayat tecrübesi var mı ?
Farklı kültürleri ve dilleri bilmek, insanı özgürleştiriyor, daha geniş bir yelpazeden yaşama bakmalarını sağlıyor. Bence yabancı bir kültürü tanımak, deneyimlemek, dilini konuşabilmek kişiliğin, hayatın gelişmesi için çok önemli. Öneririm.
8. Size göre alan farketmeksizin salt başarının tanımı ve bunu elde etmek için gerekli özellikler neler olmalı ?
İşinizi severek yaparsanız, geleceğe sağlam bir temel atmış olursunuz. Bu nedenle öğrencilerimizin eğitimleri boyunca başarılı olacakları alanları belirlenmeleri için destek oluyoruz. Kimi öğrenci çok ilgiliyken kimi öğrenci ise hiç ilgili olmayabiliyor. Aslında tüm çocuklar zeki. Zamanı iyi değerlendirmeyi öğrenmeliyiz. Öğrencilerimize de vermeye çalıştığımız bir yöntem; zamanı iyi kullanmak. Bu hayatta bir kere yaşıyoruz ve bir kere 18,20 yaşında oluyoruz. Bunun bir ikincisi yok. Hepsinin tadını çıkarmamız lazım ama bunu dengeli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Zaman yönetimi ve sevdiğiniz işi yaptığınız da başarı da gelir.
9. Dünyadaki çoğu toplumda genel algı itibariyle bir kadın için kariyer ve aile arasında bir seçim yapması bekleniyor. Ancak gördüğüm üzere siz bu iki alanda da başarılı olabilmişsiniz. Bu konu hakkında kadın okurlarımız için ne gibi bir tavsiyeniz olurdu?
İnsanların birbirlerini dinlemeleri gerektiğine inanırım. Eşim Prof. Dr. Uğurhan Muğan, Bilkent Üniversitesi’nin Matematik bölümünde akademisyen. Birbirimizi anlayarak ilerledik her zaman. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın varsa da her başarılı kadının arkasında da bir erkek vardır. Geleneksel Türk erkeği modeli ile bu işi götürebilmek zor. Uluslararası alana çıkıyorsunuz. En azından makalelerinizi sunmaya, sunum yapmaya yurt dışına gidiyorsunuz. Kendinize göre bir plan ve programınız var. Benim için aile her zaman önde gelir. Ailemin önünde gelen her hangi bir şey yoktur. Bu ayrı. Ama işlerimi de o çerçevede planlayarak ilerliyorum. Tüm planlarımı uzun soluklu yapmaya çalışıyorum.
10. Ülkemizde önemli sayılabilecek somut görevlerde (yönetici, müdür, milletvekili) kadın nüfusunda bir azlık söz konusu mu? Eğer böyle bir durum var ise bunun sebebinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Kadınlarımızın her geçen gün ülkemizde eğitimli, iş hayatına atıldığını görüyoruz. Eğitim alanına baktığımızda da kadınların erkeklerden daha başarılı sonuçlar aldığını görüyoruz. Kadınlarımız farklı çalışma alanlarında, sektörlerde boy göstermenin yanı sıra kendi işlerini de kuruyor. Ancak yine de kadın erkekten daha fazla aile sorumluluğu üstlenmesi, kadın rol modellerinin sayıca daha fazla olması gerekir. Şirketlerde eşitlik politikası uygulanmalı. Cinsiyet eşitlik politikaları sağlamlaşmalı. Üniversitemizde akademik ve idari alanda topuk seslerinin fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu da üniversitemiz adına yaşadığımız farklı bir gururdur.
1. Kendinizden biraz bahseder misiniz?
İstanbul doğumluyum. Lisans ve yüksek lisans eğitimimi eğitimimi İstanbul Üniversitesi'nde tamamladım. Fulbright bursiyeri olarak University of Illinois at Urbana-Champaignden doktoramı tamamladım. İstanbul Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, SUNY-University at Buffalo ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde akademik görevlerde bulundum. ODTÜ’de işletme bölüm başkanlığı ve dekan yardımcılığı görevlerini de yaptım. İstanbul ve Ankara’da yaşamanın ardından eşimle İzmir’e taşınma kararı aldık. İzmir’in Bayırdır İlçesi’nde ahlat yetiştirdiğimiz bir çiftliğimiz var. Önce İzmir’e ben geldim. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde İşletme Fakültesi Dekanlığının ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü oldum. Eşim Prof. Dr. Uğurhan Muğan da Bilkent Üniversitesi’nin Matematik
bölümünde akademisyen. Biz, birbirimizi anlayarak ilerledik her zaman. Kızımız Uğurcan Muğan ABD’de akademik çalışmalarını yürütüyor. Benim için aile her zaman önde gelir. Ailemin önünde gelen her hangi bir şey yoktur.
2. Akademik Kariyere başlamanızdaki en etkili sebep neydi?
İşletme bölümünü bilerek seçtim. İstanbul Üniversitesi mezunuyum ve dördüncü sınıftayken doktora dersleri almaya başladım. Matematik, yönetim gibi dersler aldım. Aslında üretim yönetimi mezunuyum. Bu bölümde asistan olayım dedim. Kısacası akademisyenliğe niyetim vardı yani. O dönemki hocalarımız biz makine mühendislerini tercih ediyoruz dediler ve sonrasında muhasebe bölümünde bu ihtiyaç belirdi. Bu da yarı matematiksel bir alan ve çok da favori bir alanım olmamakla beraber, olabilir dedim. Başlangıç noktam bu oldu ve sonrasında da ısındım. Çünkü muhasebe dediğimizde bizim ilk anladığımız defter tutmak, serbest mali müşavir, alacak-verecek işleri. Ama bunun bir de yönetim muhasebesi dediğimiz kısmı var ki o da mühendislikle karar
vermeyi birleştiren bir şey.
3. Girişimcilik ruhunu ve yenilikçi düşünceyi sürekli kılmak için ne gibi bir yol izliyor ve adımlar atıyorsunuz?
Girişimcilik, yeniliktir, varlığın tazelenmesidir. Hepimizin hedefleri vardır. Bu hedefler için
emeğimizi ortaya koyarız. Sonra da emeğimizin karşılığını almak isteriz çünkü ortaya bir katma değer çıkmıştır. Bu doyum noktasıdır. Mutluluk, bu dünyaya, insanlığa sağladıkların kadardır. Girişimcilik de hepsini kapsar ve bir yeniliği temsil eder. Varlığınız da böylelikle gururlanır ve tazelenir.
4. Şu an için ülkemizin eğitim seviyesi, iş kalitesi ve standartları gibi bazı parametreler belli kesimler tarafndan Avrupa'yla bir tutulamamakla beraber yine belli kesimler tarafından geride olduğumuza dair üzücü ve ortak bir kanı mevcut. Size göre gerçekten böyle bir durum söz konusu mu? Eğer böyle bir durum var ise biz Türk Gençleri ve Türkiye'de yaşayan gençler olarak nerede hata yapıyoruz eğer böyle bir durum söz konusu değil ise neyi doğru yapıyor olmamıza rağmen belli bir kesimde böyle bir algı mevcut?
Yükseköğrenimde ülkemizin eğitim seviyesinin geride olduğunu düşünmüyorum. Başarının öyküsü çalışmaktan geçiyor. İşinizi severek yapıyorsanız ve faaliyet gösterdiğiniz alanda bir fark yaratarak ilerlemek istiyorsanız; “Bu iş de bitti” demeyip “Acaba ne yapsam daha iyi olurdu” diye düşünüyorsanız başarı da tüm bunlarla birlikte geliyor. Planlayınca yapılmayacak hiçbir şey yok aslında. Bütün her şey isteğe ve onu ne kadar içten istediğinize bağlıdır. Başarı da aynı şekilde. Hayal kurdukça da çalışmanın yolu açılıyor. Başarı da sizi yakalıyor. Bugün, dünya vatandaşı olarak yetişen, uluslararası rekabetin içinde güçlü bir duruş sergileyen her üniversite mezunu gencin mesleği değerlidir. Gençlerimiz, hayalini kurduğu meslekte nitelikli bir üniversitede eğitim alarak ve işini severek yaparsa geleceğe sağlam bir temel atmış olur. Gelecekte de finans uzmanına ya da moda tasarımcısına şiddetle ihtiyaç duyulacak. Ancak en iyi eğitimi almış, küresel etki bırakabilecek yapıdaki gençler, geleceğe adlarını
en görkemli şekilde yazdıracak.
5. Sizi diğer eğiticimcilerden ayıran en karakteristik özelliğiniz nedir ?
Sanırım, dersi anlatırken anlattıklarımı yaşamamdır. Benim için sınıf büyük bir platform. Bu alanda bilgiyi yaşayarak anlatıyorum. En dikkati dağınık öğrencim, bile bu sayede odaklanabiliyor, konuyu anlıyor, kendisini daha götürüyor. Bu da benim en keyifli katma değerim oluyor. İnsanoğlu, bu dünyaya katma değer sağladığı sürece yaşadığını anlar. Sıradan bir eğitimci olmak bana göre değildi. Yaşadığımı anlamalıyım. Bilgiyi de
yaşayarak aktarıyorum.
6. Engellerle dolu bir kariyer serüvenin de biz gençlerin ilk misyonu ne olmalı ?
Gençlerimiz hayal kurmaktan vazgeçmesin. Çünkü hayal kurduğunuzda, sınırlar kalmaz. Öğrencilerimiz sınırlarını zorlamasını, araştırmasını, hayattan ve üniversitesinden hep daha fazlasını beklemesini istiyoruz. Başarıyı kendine hedef koymuş gençlerin, aydınlık gelecekleri yakalayacaktır.
7. Herkesin bilmesinde yarar gördüğünüz bir hayat tecrübesi var mı ?
Farklı kültürleri ve dilleri bilmek, insanı özgürleştiriyor, daha geniş bir yelpazeden yaşama bakmalarını sağlıyor. Bence yabancı bir kültürü tanımak, deneyimlemek, dilini konuşabilmek kişiliğin, hayatın gelişmesi için çok önemli. Öneririm.
8. Size göre alan farketmeksizin salt başarının tanımı ve bunu elde etmek için gerekli özellikler neler olmalı ?
İşinizi severek yaparsanız, geleceğe sağlam bir temel atmış olursunuz. Bu nedenle öğrencilerimizin eğitimleri boyunca başarılı olacakları alanları belirlenmeleri için destek oluyoruz. Kimi öğrenci çok ilgiliyken kimi öğrenci ise hiç ilgili olmayabiliyor. Aslında tüm çocuklar zeki. Zamanı iyi değerlendirmeyi öğrenmeliyiz. Öğrencilerimize de vermeye çalıştığımız bir yöntem; zamanı iyi kullanmak. Bu hayatta bir kere yaşıyoruz ve bir kere 18,20 yaşında oluyoruz. Bunun bir ikincisi yok. Hepsinin tadını çıkarmamız lazım ama bunu dengeli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Zaman yönetimi ve sevdiğiniz işi yaptığınız da başarı da gelir.
9. Dünyadaki çoğu toplumda genel algı itibariyle bir kadın için kariyer ve aile arasında bir seçim yapması bekleniyor. Ancak gördüğüm üzere siz bu iki alanda da başarılı olabilmişsiniz. Bu konu hakkında kadın okurlarımız için ne gibi bir tavsiyeniz olurdu?
İnsanların birbirlerini dinlemeleri gerektiğine inanırım. Eşim Prof. Dr. Uğurhan Muğan, Bilkent Üniversitesi’nin Matematik bölümünde akademisyen. Birbirimizi anlayarak ilerledik her zaman. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın varsa da her başarılı kadının arkasında da bir erkek vardır. Geleneksel Türk erkeği modeli ile bu işi götürebilmek zor. Uluslararası alana çıkıyorsunuz. En azından makalelerinizi sunmaya, sunum yapmaya yurt dışına gidiyorsunuz. Kendinize göre bir plan ve programınız var. Benim için aile her zaman önde gelir. Ailemin önünde gelen her hangi bir şey yoktur. Bu ayrı. Ama işlerimi de o çerçevede planlayarak ilerliyorum. Tüm planlarımı uzun soluklu yapmaya çalışıyorum.
10. Ülkemizde önemli sayılabilecek somut görevlerde (yönetici, müdür, milletvekili) kadın nüfusunda bir azlık söz konusu mu? Eğer böyle bir durum var ise bunun sebebinin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Kadınlarımızın her geçen gün ülkemizde eğitimli, iş hayatına atıldığını görüyoruz. Eğitim alanına baktığımızda da kadınların erkeklerden daha başarılı sonuçlar aldığını görüyoruz. Kadınlarımız farklı çalışma alanlarında, sektörlerde boy göstermenin yanı sıra kendi işlerini de kuruyor. Ancak yine de kadın erkekten daha fazla aile sorumluluğu üstlenmesi, kadın rol modellerinin sayıca daha fazla olması gerekir. Şirketlerde eşitlik politikası uygulanmalı. Cinsiyet eşitlik politikaları sağlamlaşmalı. Üniversitemizde akademik ve idari alanda topuk seslerinin fazla olduğunu söyleyebilirim. Bu da üniversitemiz adına yaşadığımız farklı bir gururdur.
Sıla Tanrıverdi
0 Yorum
Yorum Yap